7 yıl önce
Elimdeki yağlı tavayı açık ocağın uzerine koyduktan sonra dolapta kalan son yumurtayı üzerine kırdım.
Babam olacak adama yemek hazırlamak zorundaydım. Daha on beş yaşındaydım. Hiç okula gitmemiştim. Hep dışarıdan okumuştum. Hiçokula gidip sınavlara bile giremiyordum. Annem eve gelince eski telefonundan gizlice sınavlara girerdim. Bu akşam da bir sınava girmem gerekiyordu.
Gizli gizli ders çalışırdım. Kitapları da çalıştığım kafede babamdan sakladığım birkaç kuruş para biriktirip alıyordum. Bazen geridönüşümme atılan testler defterler bazende dileniyordum. Ben okumak için çok şey yapmıştım hep yapacaktım.
Ben doktor olup kardeşimi bu adamdan kurtaracaktım. Ben kardeşim için cabalıyordum. Ben bunların hepsini sokakta arkadaşları ile oynayan kardeşim için yapıyordum.
Daldığım düşüncelerden pişmiş yumurtayı üzerinden kaldırarak odaya o adamın önüne bıraktım.
Açtım çok açtım. Evde yiyecek hiçbirşey yoktu. Kalan son yemeği de o adama veriyordum. Arada komşulardan ister bir parça alıp kardeşime verirdin genelikle çok az yemek yerdim. Bazı günler hiç yemek yemezdim. Bazende çalıştığım yerde müşterilerin önünde kalan pastaları yiyordum. Biliyorum bu iğrençti ama açlıktan ölmekten iyidi.
"Gelirken aldığım ekmeği de getir kız" diyen sesten tiksindim nefret etim. Ama nefret etmem ve ya tiksinmem onu susturmadı.
Mutfak demeye bin şahit isteyecek yere gelip köşede bulunan bir ekmaği aldım. Küçücük bir dezge ve küçüklük bir ocak, buzdolabı dışında hiçbirşey yoktu.
Ekmeğe baktım çok açtım. Kardeşimde acıkmış olmalıydı. Ama ekmekten alamazdım. Hem benden geri alır hem de döverdi.
Ekmeği de masasına bırakıp başında baklemeye başladım. "Ne bekliyorsun" diye tekrar konuştu.
Konuşmaya çekindim kızıacak diye korktum. Gene de konuşmak zorundaydım. "Şey... Bir parça ekmek alabilir miyim kardeşim için" diye sonunda konuşabildim.
"Al kaybol gözümün önünden" diye kükredi. Kestiği küçük elim kadar bile olmayan percayı elime tutuşturdu. Aslında vermeyecek hata beni dövecek diye düşünmüştüm.
Aldığım parçanın mutluluğu ile hizla odadan çıktım.
Bir parça ekmek ile bile mutlu olabilecek kızı hiç mutlu etmemişlerdi.
Kapıyı açıp kararmaya yüz tutan gökyüzüne baktım. Çok güzeldi.
"Onur" diye bağırdım karşımda arkadaşları ile oynayan onuru çağırarak.
"Efendim abla" diyerek arkadaşlarını bırakıp yanıma koştu.
"Al bu ekmeği ye açsındır" elimdeki ekmeği uzatım. Ekmeği alıp bir süre düşündü. Ardından elimdeki ekmeği bölüp bir parçasını bana uzatı.
"Al" çok masum du. Yutkundum açtım. Çok açtım.
"Ben aç değilim canımın içi sen ye" dediğimde başını saklayıp arkadaşalrının yanına geri döndü.
İçeri girip küçük bii odaya girdim. Sakladığım kitapları çıkardım ders çalışmam gerekiyordu.
Kitapları masaya koyup soru çözmeye başladım.
"Aslı" diye bağırdı gene nefret etiğim o ses. Ben hayata en çok bu sesten nefret ederdim.
Hemen defterleri saklamaya başladım. Defteri kapatıp test kitabını üzerine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanetin Boyu
Fiksi Remajaİhanet. İhanet neydi. İhanet sevdiği aldatmak mıydı. Yada ihanet sadece sevdiğine mi yapılırdı. Evet, ihanet sana güvenene yapılırdı. İhanet sevdiğine yapılırdı. Ben seviyormuyum bilmeden sevdiğime ihanet ettiğimi biliyordum. Ben sevdiğim, beni sev...