GÖZLERİMDEN YÜREĞİME
Yazan: FİLİZ ARSLAN
23.BölümBu davetsiz misafirlerin kim olduğu sorusu Selçuk ve Nagehan'ın aklını meşgul ederken en büyük sorunu bir kenara atmışlar gibi görünüyordu. Nilüfer'in yokluğunu bir an için unutmuşlar ve bu gizemli çiftin kim olduğuna dair kendilerince fikir yürütme yarışına girmişlerdi. Ama bu süreç uzun sürmedi ve Nagehan kendisini toparlayarak Nilüfer'i sordu. Tam bu sorusunun üzerine açılan lavabo kapısından Nilüfer görünmüştü. Üzerindeki hastane kıyafetlerinden kurtulmuş kendi giysilerini giymiş olarak karşılarındaydı.
Derin oh çekti Selçuk. Eğer Nilüfer burada olmasaydı Yusuf onu bin parçaya böler her bir uzvunu bilinmedik yerlere gömdürürdü. Ama bu rahatlama uzun süreli olmadı. Odada ki bu insanları gerçekten tanıyamamışlardı ve bu durum ciddi anlamda onlara rahatsızlık veriyordu.
Kızıl saçlı kadın Nilüfer'e " Nilüfer bu kız beni tanımadı ya. O kadar mı değişik duruyorum yahu! Bilseydim saçlarımı boyatmazdım." Dedi. Hala da gülmeye devam ediyordu. Nagehan gözlerini kısıp karşısındaki yüzü derinlemesine incelediğinde aklında çakan şimşekle hatırlayıverdi." Merve abla?"
Sesi tereddütle çıksa da varsayımını böylelikle ortaya atmış oldu. Karşısındaki kadın gülümseyerek " Ha şunu bileydin. Ben unutulur muyum küçük cadı?" dedi. Nagehan üzerindeki şaşkınlığı sonunda atabilmişti.
" O zaman sizde Arda enişte olmalısınız?"
" Kesinlikle. Daha önce birkaç kez karşılaştık ama hatırlamaman normal. O zamanlar küçük bir kızdın. Şimdi maşallah çok güzel bir genç kız olmuşsun."
" Teşekkür ederim."
Bu iltifat Selçuk'u rahatsız etse de bozuntuya vermedi ve Nilüfer'in kendisini odadakilere tanıtmasıyla başta gelişen tatsız durum tatlıya bağlanmış oldu. Merve ve Arda'nın hikayeleri ise bambaşkaydı. Birden çıkıp gelmeleri ve Nilüfer'i hastanede bulmaları hayli ilginç bir tesadüftü. Nagehan neler olup bittiğini merak etse de kendisine sabırlı olması gerektiğini telkin ederek eve kadar dayanabileceğinde karar kıldı. Nilüfer'in taburcu işlemleri kolay halledilmişti. Doktorun son birkaç tavsiyesini dinledikten sonra eve gitmek için yola koyuldular. Nilüfer'in bir süre hiç kalkmadan dinlenmesi ve kendisini üzecek durumlardan uzak durması gerekiyordu. Genç kadın her ne kadar yaptıklarının ve kendisini düşürdüğü zor durumun farkında olsa da duygularına engel olamıyordu. Bir kopma noktası yaşıyordu daima. Düşünceleri arasındaki ip çok incelmiş ve aşındığı noktadan kopmak için direniyordu sanki. Birbirine bağlamak için ne kadar sık düğümler atmaya çalışsa da yine çözülüp önüne düşüyordu. Zorlamaktan bıkmıştı kendisini, çevresini. İnsan şu kadarcık sürede nasıl perişan olur sorusunun en somut örneği Nilüfer'di işte. Kavgalıydı benliğiyle. Düşman olmuştu yaşamın kendisine sunduğu iyi kötü her şeye. Bırakmak istediği zaman çok sancılı dönemler geçiriyordu genç kadın. Ölmek istediği zamanlar sanki dürtülüyormuş gibi gerisin geri yaşamın kollarına atılıyordu aciz bedeni. Hayat enerjisi denilen varlık onun damarlarından çekilmiş gibiydi. Lakin onu ayakta tutan bir damla sevgiydi. Karnındaki günahsız varlığa duyduğu aşk. Bir kadın sadece anne olacağı zaman tadarmış bu duyguyu. Hormonların ötesinde daha güçlü bir sevgi. Hiçbir şeyin yönlendirmesi olmaksızın Allah'ın kadınlara bahşettiği yegane hediye. Koruyup kollamak ise biz kadınların asli görevi. Eşini seversin, anneni-babanı seversin, akrabalarını seversin ama kendi canından kanından olan yavruna aşık olursun. Şimdi de Nilüfer aşık olduğu kucağına bile almadığı yavrusu için canını feda etmeye hazırdı. Dün geceki rezilliğini hatırladıkça aklını oynattığını düşünüyordu. İnsan biricik aşkının canını nasıl tehlikeye atardı? Çok kötü bir anne olduğunu ve onu hak etmediğini düşünse de elinden bir şey gelmiyordu. Yapacağı tek şey ona çok iyi bakmaktı. Bu da kendisine iyi davranmasından geçiyordu elbette. Artık hazır olmanın vakti gelmişti ve yeni bir düzene olan ihtiyacı hat safhaya ulaşmış gibi görünüyordu.
İçeri de şakalaşan dostlarına baktığında doğru bir karar verdiğinden emindi. Şimdi eve gidecek ocağa çayını koyup yanındaki güzel insanlarla birlikte mutlulukla oturacaktı. Tek ihtiyacı olan biraz ümitti. Yüreğinde gark eden bir şey ona bunu aşılıyordu şuan. Ucundan tutunup bırakmayacaktı. Yüzündeki keyifli ve kendinden emin gülümsemesiyle odadakilere seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerimden Yüreğime
General FictionRotasını bulamamış bir gönül işiydi onlarınkisi.Sevmişlerdi sevilmişlerdi.Nerde hata yapmışlardı da cehennemden bir bahçeye dönmüştü cennetlik hayatları? Sadece birbirlerine fazla güvenmişlerdi o kadar. Nilüfer ile Yusuf'un hikayesine hoşgeldiniz! ©...