3.Bölüm

884 65 24
                                    

GÖZLERİMDEN YÜREĞİME

Yazar: FİLİZ ARSLAN

Not: Yorumlanız için çookkk teşekkür ederim.Her yeni yorum gördüğümde ilham perilerim coşuyor ve tazecik bölümler yazıyorum.Okurken eksik bir şey gördüğünüzde anlatımda olur,olaylar arasında olur bunları yorumlarınızda belirtirseniz bende daha iyi yazmaya çalışırım,hatalarımı düzeltirim.Evet yeni bölüm sizlerle şimdi keyifle okuyun ve yorumlarınızı merakla bekliyorum:)

Sevgiler...

3.BÖLÜM

Duyduğu sözler gerçek olamazdı değil? Bir günde iki acı... Bir hayali daha ayaklar altında çiğnenmiş,bir kağıt parçası gibi buruşturulup atılmıştı kenara.Yusuf'un kendisinden böyle bir şey istemesi bile başlı başına saçmalıktan ibaret değil de neydi?

İstemsiz bir şekilde ayaklanmıştı oturduğu koltuktan.Nilüfer gibi diğer herkeste şaşkındı.Böyle bir günde bu haber şaşalı salonun ortasına bomba gibi düşmüştü.Nilüfer hamileydi.Bu güzel haber böyle duyurulmamalıydı.En azından genç kadın böyle duyulmasını istememişti.Hatta Yusuf'un ölümünden sonra kimsenin bilmesine gerek yoktu.Hatta şuan Nilüfer'in aklından bebeği aldırmak bile geçiyordu.

Yusuf ise Nilüfer'den bebeğini bu evde büyütmesini istiyordu.Nasıl bir oyunun içindeyim ben diye geçirdi genç kadın.Yusuf tüm bunları düşünüp nasıl ölüp gidebilmişti? Bu isteğin Nilüfer için ne manaya geldiğini bilmiyor muydu? Tahmin edememiş miydi acaba? Gözünün içine her daim aşkla baktığı karısını böyle bir duruma nasıl mahkum edebilirdi?

Herkesin gözü şimdi Nilüfer'in üzerindeydi.Yusuf'un kız kardeşi genç kadının boynuna atılıp gözyaşlarına boğuldu.Hıçkırarak , sarsıla sarsıla ağlıyordu.Boynuna dolanan elleri çözüp kendini koridora attı.Peşinden gelmek isteyen görümcesini ise kayınvalidesi durdurmuş vasiyetin kalanını dinlemesi gerektiğini söyleyerek alıkoymuştu.

Kapıdan girmekte olan kalabalığı gördüğünde ise kendini hangi oda olduğunu bilmeden kapıyı açıp içeri attı.Sırtını kapıya dayayıp hızla inip kalkan göğsünü ve sık nefesini kontrol altına almaya çalıştı.Gözlerini odada gezdirdiğinde ise kayınpederini pencere önünde oturur vaziyette buldu.

Yaşlı adam tekerlekli sandalyesinde oturmuş,uzaklara dalıp gitmişti.Nilüferi farkettiğinde ise bakışları genç kadına çevrildi.Nilüfer'e gözleri ile "gel" işareti yaptığında genç kadın ikiletmeden hemen yanına gitti.Dizlerinin üzerine çöküp başını yaşlı adamın artık tutmayan bacaklarına yasladı.Hikmet bey ağır ağır kucağındaki saçları okşuyordu.Nilüfer'in bu sevgi dolu dokunuşla birlikte gözyaşlarıda akmaya başladı tekrar.

Babacım ben bu acıya nasıl dayanacağım.Yüreğim sökülüyor gibi.Kızgın közlerin üzerinde yürüyor gibi canım acıyor.

Geçecek güzel kızım.Artık yaşamanın bir anlamı yokmuş gibi gelir.İyi bilirim bunları.Servet hanım öldüğünde bende böyle senin gibiydim.Ama zaman her yaraya melhemdir.Senin yaranda birgün kabuk bağlayacak.Ağla şimdi.Dök içini.Kurtul tüm ağırlıklarından.Ama sana şunu söyleyebilirim sadece sabret güzel gelinim.Sabrın sonu selamet.Yusuf'una kavuşacaksın inşallah.

Yaşlı adam bunları söylediğinde Nilüfer yaşlı gözlerini kaldırıp baktı.Karşısında kendinden emin,parlak bakışları gördüğünde şaşırmadan edemedi.Hikmet bey daima güçlü bir adamdı gözünde.Yıkılmaz bir dağ gibi.Ama bugün başka bir şey vardı bakışlarında.Kendinden emin ses tonu ise bir kez daha şaşkınlığa uğrattı genç kadını.Onlardan güç alarak doğruldu ve elini öptü yaşlı adamın.

Git yavrum bu evden.Kendini perişan etme fazla hadi.

Başını sallayarak kapıya dogru yöneldi,açtığından kapının önünden geçmekte olan avukat Tamer bey ile karşılaştı.Nilüferin durumunu hiç iyi görmeyen tamer bey onu evine bırakmayı teklif ettiğinde itirazsız kabul etti.

Gözlerimden YüreğimeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin