GÖZLERİMDEN YÜREĞİME
Yazan:FİLİZ ARSLAN
10.Bölüm
~Günümüz
Merve iç geçirerek elindeki defterin kapağını kapattığında gün ağarmak üzereydi.Uzakta sisli dağların arkasından güneş yavaşça yükseliyordu.Yeni bir güne uyanıyordu tüm doğa.
Sabahın o bilindik soğukluğu tüm bedenini kaplamıştı.Oturduğu balkondan yerdeki çimlerde oluşan çiğ tanelerini görebiliyordu şimdi.Üşüdüğünü hissettiğinde içeri gidip yatağının üstünde katlı duran battaniyeyi alarak tekrar çıkmıştı dışarıya.İçerisi herkes uyuduğu için çok kasvetli ve sessizdi.
Oysa dışarıda gece de olsa sürmekte olan bir yaşantı vardı.Uçuşan baykuşların kanat seslerini duyabiliyordu bulutsuz gecede.
Elindeki defterin mürekkep kokulu sayfalarında kaybolmuştu.Tüm gece boyunca gözünü kırpmadan okumuş ve biricik arkadaşının tüm bu yaşadıkları için gözlerinden süzülen yaşlara engel olamamıştı.
Nasıl bir aşktı bu aklı almıyordu genç kadının.Yusuf'u hiç böyle bilmezdi oysa ki.O yanlarında olduğu sürece mesafeli davranırdı hep.Nilüfer'e olan sevgisinden emindi ama şimdi bunun sevginin de ötesinde bir şey olduğunu anlıyordu genç kadın.
Yusuf Nilüfer'de yıllarca görmediği sevgiyi bulmuştu.Sahiplenme duygusunun hiç bu kadar güçlü olduğu bir evlilik görmemişti.Arda ile aralarında olan şeyin ne olduğunu bilemiyordu genç kadın.Bu okuduklarından sonra kendi evliliği çok yavan göründü gözüne.Arda ona hiç böyle sözler söylememişti mesela.Hele Yusuf'un evlenme teklif ederken Nilüfer'e sarf ettiği o cümleler içinde ukte olarak kaldı genç kadının.Kendi aldığı evlilik teklifi ile Yusuf'un ettiği arasında dağlar kadar fark vardı neredeyse.O zamanlar böyle düşünmemişti oysaki.
Dünyanın en mutlu kadını kendisiydi.Ama sonra ne olduğunu bilmediği şeyler oldu.Arda'nın tuhaf davranışlarına bir anlam vermeye çalışsa da pek başarılı olamamıştı anlaşılan.Kendi gördüğü olaylar ile gerçekler arasında dağlar kadar fark vardı.
Oturup bu konuyu uzun uzun düşünmesi gerekecekti.Hayat kısaydı.Sevdiğini kaybetmenin insanı ne hâle getirdiğinin canlı tanığıydı o.Nilüfer karşısında günden güne eriyip biterken tanık olmamak çok zordu zaten.
Şimdi güneş iyiden iyiye ortaya çıkmıştı.Etrafta haraketlilik artmış,yuvalarında uyuyan kuşlar bile uyanıp uçuşmaya başlamışlardı.Oturduğu yerde doğrulup temiz havayı içine çekerek ciğerlerine deyim yerindeyse bayram yaşattı.
Bir söz verdi kendisine o anda.Şu kısacık bir haftada ne çok şey değişmişti.Saniyelerin bile çok değerli olduğu bir anda sevdiğine sırtını dönmeyecekti.Şöyle bir düşününce kendisininde hiç dinlemeden aşırı tepki verdiğini kabul etti.İçindeki kadınca kıskançlık duygusuna bir an yenik düşüp fevri davranmıştı.Karşısındakine konuşmak için bir şans dahi vermemişti.
"Aptal kafam o kadar bağıracak ne vardı sanki." diyerek geçirdi içinden.Yanında duran telefonu eline aldığında saatin daha beş olduğunu görünce geri bıraktı.Arda'yı aramak istediyse de bu saatte uyumuş olacağını düşünerek geri bırakmıştı telefonu.Ama bugün onu kesinlikle arayacaktı.Kendinden emin bir şekilde aldığı kararla gülümsedi.Ne olursa olsun kocasından vazgeçmeyecekti.
Yine kendi duygularıyla haraket ediyordu.Arda'nın kendi içinde yaşadıklarından habersiz kendince planlar kuruyordu genç kadın.Belki suçsuzdu bu olanlarda ama bilmeden verdiği ani tepkilerin sonuçları ağır olabilirdi.Ve bunu zaman gösterecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerimden Yüreğime
General FictionRotasını bulamamış bir gönül işiydi onlarınkisi.Sevmişlerdi sevilmişlerdi.Nerde hata yapmışlardı da cehennemden bir bahçeye dönmüştü cennetlik hayatları? Sadece birbirlerine fazla güvenmişlerdi o kadar. Nilüfer ile Yusuf'un hikayesine hoşgeldiniz! ©...