01. Benden Özür Dile

119 20 34
                                    

Sonunda bir Minsung fiction'ı 🥰 umarım eğlenerek okursunuz.

İyi okumalar. 😇

Stay'e doğum günü hediyesi :)). 01.08.2024
________________________________

Yine her allahın belası gün olduğu gibi okulda deli danalar gibi koşuyordum. Bir kere Jisung ya. Bir kere erken uyan. Ben bu yaşıma kadar nasıl geldim, gerçekten anlayamıyorum. Benimle aynı derse girecek ve aynı evde yaşadığım iki gerizekalı daha olmasına rağmen derse geç kalmamak için nefes nefese önüme çıkan insanları yara yara koşuyordum. Koşarken bileğimi kaldırıp saati görmeye çalıştım ama bu büyük bir hataydı. Belki de bir formula 1 aracıyla yarışacak hızda koşan ben, gözümü yoldan ayırınca tepetaklak yuvarlanarak çimenlerin üstünde huzurla oturan ikili arkadaş grubuna vurmuştum.

Olay nasıl oldu biliyor musunuz? Onlar lobut ben ise bowling topuydum. Çarptığım çocukları resmen alaşağı etmiş, kendim de yerle bir olmuştum. Düşmenin etkisiyle acıyan yerlerimi tutmak istemiştim ama her yerim acıyordu şu an. Hangi bir yerimi tutayım?

"Siktir siktir. İyi miyim? Boynum, boynum kırıldı mı?"

Korkuyla elimi boynumun çevresinde gezdirdiğimde adrenalin etkisiyle bir şeyleri fark edemediğimi yeni anlıyordum. Mesela bir lobut devrilmek yerine bowling topunu kucağına almayı tercih etmişti.

"Boynunun kırıldığı falan yok. Ayrıca salak mısın sen? Boynun kırılsa çoktan ölmüştün."

Vücudumun acısıyla çatılan kaşlarımı tabiri caizse kucağında oturduğum çocuğa çevirdim. Güneş tam arkasında kaldığı için gözleriminin yüzüne alışması biraz sürmüştü.

"Sen bana salak mı dedin biraz önce?"

"Salaksın ama ne demeliydim. Ayrıca kucağımın konforlu olduğunu bilsem de bence artık kalkman gerekiyor."

"Önce benden özür dile."

"Nasıl yani?"

"Kucağından kalkmam için benden özür dile. Bana salak dedin."

"Esas bu kadar salak olduğun için senin çevrenden özür dilemen gerekiyor."

"Bak oğlum. Her yerim ağrıyor. Zaten derse de geç kaldım. Ayrıca beni burada herkes tanır. Ben deliyim. Benimle uğraşma ve hemen özür dile."

Kucağında kendimi doğrultarak daha da yerleşmiştim. Ben akıl hastasıyım ve bu salağın henüz haberi yok. Benden özür dilemezse konu inada binecek ve ben muhtemelen akla mantığa sığmayacak saçmalıklar yapacağım.

Gözümü bile kırpmadan delici bakışlarımla oğlana bakıyordum. Alt dişleriyle üst dudağını ısırarak derin bir nefes aldı. Ben de o sırada başından beri olayı hafif sıyrıklarla atlatan yanındaki çocuğa döndüm. Onun yüzünde de bu domuzunki kadar ciddi bir ifade vardı . Göz ucuyla giydiklerini inceledim. Ya tıp ya da diş hekimi öğrencisi olmalıydılar. Sadece o iki kendini beğenmiş tayfa beyaz önlükleriyle gezerdi okulda.

Aman aman yanlışlıkla onları doktor sanmayız falan. Bunların diğer kankaları da hukukçular işte. Hayır, dişçileri de hiç sevmem orası da ayrı konu. Neyse koyu renk kısa saçlı oğlana döndüm. Tabii bu sırada da beni kucağından atamaması için bir kolumu sıkıca diğerinin boynuna sarmıştım.

"Bu hep böyle densiz ve gergin mi?"

Çocuk onunla konuştuğumu anlayınca biraz şaşırsa da hızlıca cevap vermişti.

"Sen Han Jisung'sun değil mi?"

"Aaaa sen beni tanıyorsun."

Yüzümü kucağında oturduğum huysuza çevirdim.

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin