39. Üzgünüm Ben Yokum

34 12 24
                                    

Yine bir inat ve yine ben. Buraya gelmemeliydim ama Minho'ya karşı yaptığım inat sağ olsun, işte tam burada surat asarak oturuyordum. Parti gibi ortam yapmışlar. Bütün ekip tam kadro buradaydı. Hep birlikte Seungmin ve Chan'ın devasa salonunda toplanmıştık. Chan gerçekten yağlı kapıya gelmişti. Adam hala öğrenci ve Seungmin'e nazaran fazlasıyla çulsuzdu. Fakat insan anne babasını seçemez ama kayınbabacağını seçebilir lafı bundan dolayı söylenmiş. Neyse yine boş konuştum.

Salonun Minho'ya en uzak köşesinde Yuna ve Yeji'nin yanında oturuyordum. O ise Felix ve Hyunjin'in yanında tam karşımda oturuyordu. Bakmayacağım ona. Bakıyorum ama. Gerizekalı Jisung. Chan'ın bir anda önüme geçmesiyle Minho'ya yaptığım gizli röntgen bitmişti. Kafamı kaldırıp en memnunsuz yüzümle bana sırıtan yüzüne baktım.

"Ne var?"

"Al." Elinde tuttuğu kokteyli bana uzattı.

"İçmeyeceğim. Ortamda sapık var güvenmiyorum."

"Jisung saçmalama sen Minho'dan daha sapıksın. Hem bak çocuk seninle ilgilenmiyor bile."

Elindeki içkiyi çekerek aldım. Çekmemin etkisiyle birazcık yere dökülmüştü. Korkuyla yere baktım. O beyaz halıya bir damla içki dökersem Seungmin o halıyı bana yalatarak temizletir. Amık ruh hastası. Evdeki bir vazoyu kırdım diye beni bir ay şirkette mesaiye bırakmıştı. İşin komik olanı içkinin dökülmesiyle Chan'ın da gözleri kocaman açılmıştı. İkimiz de bu evde bir yıl cehennemi yaşamıştık ve benim bir mükafatım da yoktu. Chan'ın gitmesiyle ilgimi kızlara verdim.

"Eee Yeji ne zamandır sevgilisiniz bakalım?"

"Yani abi aslında çok yeni. Biz emin olmak istedik."

"Anladım. Öyle hızlı olunca hemen bitiyor zaten. İyi yapmışsınız." Cümlemi kurarken Minho'ya kaçamak bir bakış atmıştım. Duramıyorum amına koyayım. Adam dönüp bana bakmaya lütfetmiyor bile ama ben durmadan ona laf sokmaya çalışıyorum.

"Abi şey senin aklın hala hemen biten ilişkinde gibi." dedi Yuna.

"YOOO!! saçma saçma konuşma Yuna." Söylemeye utanıyorum ama bağırdım ve Minho dahil herkesin yüzü bana döndü.

"Niye bağırıyorsun kızlara Jisung?" dedi Felix çatık kaşlarıyla.

"Bağırmadım ki?"

"Bağırdın abi."

Korkutucu bakışlarım Yeji'ye döndüğünde o da Yuna'nın kollarının arasına saklanmıştı.

"Ne oldu da bağırdın?" Bu sefer konuşan Changbin'di. Ya herkesin derdi ben miyim?

"Yok bir şey."

"Aklın hala Minho abide galiba dedik diye kızdı galiba." dedi Yuna. Bu kız fazla cesurlaştı ama ben Jae değilim. Yolacağım bütün saçlarını o olacak.

"Aklın hala bende mi?" Ve Minho sonunda konuştu. Sıfatını... neyse.

"Yaa sorma hala seni düşünüyorum. İhanetin o kadar hayret ediciydi ki, unutamıyorum."

Geri kalır mıyım? Asla! Tek kaşımı kaldırıp hafifçe kafamı eğdim. Özlemişim onunla rekabet etmeyi. Tabii bizim kavganın fitilinin ateşlenmesi herkesin dikkatini çekmişti. Yemin ediyorum Hyun salağının mutfaktan çekirdek aldığını bile gördüm. Piç kurusu bunun hesabını ona sorarım ama önce Minho.

"Uzatıyorsun, Jisung."

"Ben mi uzatıyorum? Ne işin var burada?"

"Dur bir bakayım neden buradayım?" Yüzünü Felix'e çevirdi. "Bak burada kim varmış? Kardeşim." Bu sefer yüzünü ciddi bir şekilde kavgamızı takip eden Seungmin'e çevirdi. "Seungmin de benim yakın arkadaşım." Bakışlarını evin içerisinde gezdirdi. " ve burası da onun evi."

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin