28. Herkes Önüne Baksın

42 13 0
                                    

"İki gün için bu bavul nedir, Lix ya şaka mısın sen?"

Felix'i boğmama çok az kalmış bir biçimde bavulu odama sokmaya çalışıyordum. Fırlatabilsem kaldırıp duvara vuracağım ama eşek ölüsü gibi bavul. Kalkmıyor ki.

"Sus bu iki gün benim kölem olmayı kabul ettin unutma."

"Hay senin kölen olmayı kabul eden aklımı sikeyim. Küçük Minho."

"Ne dedin duyamadım, Jisungie?"

"Anan diyorum." Dişlerimi sıkarak fısıldamıştım. "Bir şey demiyorum, gün ışığım. Sen ne diyorsan o."

Felix'in eşyalarını benim odama bıraktıktan sonra salona inmiştik. Evet, başaramadık ve hepsi bizimle birlikte Busan'a geldi. Benim evim ve Chan'ın evini ayıran sadece bir çit vardı. Ve annelerimiz manyak yakın olduklarından o çitlerin arasına bir kapı bile yaptırmışlardı. Toplamda 11 kişi olduğumuz için 6 ve 5 olacak şekilde ikiye bölünmüştük. Takımlar da şu şekilde:

Chan'ın ekibi: Seungmin, Jeongin, Soie, ve Changbin.

Benim ekip: Minho, Felix, Hyunjin, Yuna ve Yeji.

Evet, annem hep bir kız çocuğu istediğinden kızlara resmen el koymuştu. Hatta Soie'yi zor kurtardık dersek çok doğru olur. Jeongin'in sevgilisi olduğunu öğrendiğinde kıza gelinim diye sarılıp boğmaya çalıştı. Yani o kadar sıkıyordu ki, bir ara Soie'yi kıskandığı için boğmaya mı çalışıyor diye bile düşündük. Jeongin benimle birkaç kez Busan'a geldiğinden annem onu da evlat edinmişti. Biraz manyak bir kadındır. Benim kime benzediğimi anlamışsınızdır. Bütün vücudum ağrıdığı için kendimi annemin yanına koltuğa bıraktım.

"Annem, yoruldun mu sen?"

"Evet, anne ya. Bu Felix ayısı iki gün için bütün evini buraya taşımış."

"Söylenme Jisung. Seni affetmem için ne istersem yapacağını söyledin."

Sonunda Minho ve Chan da gelmişti. Annem tabii Chan'ı gördüğü an beni bırakıp ayaklanmış diğer evladına sarılmaya gitmişti.

"Gel bakalım cici annene seni çok özledim."

"Ben de seni çok özledim, Jimin anne."

Kusacağım gerçekten. Annem benim aksime tam bir sevgi pıtırcığıdır. Benim Chan'a sarılarak uyuma huyum da onlar yüzünden zaten. Daha biz küçükken ben çok ağladığımda Chan'ın beni sakinleştirdiğini ve onun yanındayken hızlıca uykuya dalabildiğimi fark etmişler. Sonra paso ağladığım için annem kurtuluş yolunu ben uyuyana kadar Chan'ın yanında tutmak da bulmuş.

Bu hikaye nasıl Chansung hikayesi olmadı hiçbir fikrim yok doğrusu. Halbuki bütün temeller incelikle atılmış. Annemler bu hikayenin gizli çöpçatanları falan bile olabilirlerdi. Bu düşündüklerimi Seungmin duysa beni öldürür ha. O yüzden artık düşünmüyoruz. Bakışlarım Chan'ı bırakıp Minho'ya sarılmaya başlayan anneme kaydı. Minho'nun yüzünün aldığı şekli görseniz ölürsünüz gülmekten. Tabii en yakın arkadaşı katil kılıklı Seungmin ve sevgilisi ben olunca çocuk sevgi mi gördü? Şaşırır tabii. Annem Minho'yu boğacak bir biçimde sarılırken kızlar da aşağı inip salona kurulmuştu.

"Chan, Seungmin'ler nerede?"

"Annem onu salmadı da. Akşam mangal yapacağımız için hazırlık yapıyor ve Seungmin ona yardım etmek için biraz istekli oldu."

Küçük bir kahkaha attım. Birileri kaynanasına yaranmaya çalışıyor desenize. Annem Chan'ın saçını karıştırıp gülümsedi.

"Hyunjae, erkek arkadaşını sevmiş desene. Umarım çok sıkboğaz etmez."

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin