Saat bire yaklaşırken ben radyo stüdyosundan son hazırlıkları yapıyordum. Yayına giden sesin kalitesini, hazırladığım şarkı listelerini falan kontrol ettim. Yuna tam bitişiğimdeki sandalye de oturuyor, Yeji ise Yuna'ya destek olmak için onun yanında oturuyordu. Tabii bir de stüdyonun kapısında dikilen Chan ve Hyunjin ikilisi vardı. Ayağa kalkıp stüdyonun kapısını açtım.
"Sıkıldınız mı?"
"İki sandalye verebilirsin, Jisung?" dedi Hyun, asık yüzüyle. Pek ayakta durmayı sevmez de.
"Olmaz o koruma gibi duran seksiliğiniz bozulur. Oturan koruma mı olur?"
Chan bana göz devirince gülümseyerek omzuna vurmuştum.
"Tamam ya söylerim bizim çocuklara size de sandalye getirirler, ağlamayın. Ayrıca şu görsel de Seungmin de olsa mükemmel olurdu. O katil bakışlarıyla dosta düşmana korku salardı, canım yengem."
"Boş konuşmaya da başlamışsın belli ki program için hazırsın." dedi Chan.
"Hazır ve nazırım. O şerefsiz bu kapıya gelecek ve o zaman en az üç şarkılık bir liste koyup yanınıza geleceğim. Bana mutlaka mesaj atın."
Chan'a ve Hyunjin'e göz kırptıktan sonra stüdyoya geri girdim. Artık başlama zamanı gelmişti. Canlı yayın tuşuna basıp keyifli bir şekilde Yuna'yla, Yeji'ye gülümsedim.
"Merhaba güzel dinleyicilerim saat biri gösterirken bendeniz Han Jisung sizinle birlikteyim. Jisungie ile Golden Time'a hoş geldiniz."
Giriş jeneriğini girdikten sonra mixer'in üzerinden mikrofonumu açıp sesimi yükselttim.
"Keyifler nasıl bakalım? Ben o kadar formumdayım ki, keyiften dört köşeyim dersem cuk oturur gibi. Bugün bir konuğum olacak ve ilerleyen saatlerle sizinle tanışacak. Şimdiden heyecanlanabilirsiniz çünkü bir şerefsizin daha maskesini düşüreceğim. Adaletin kılıcı birinin daha boynunu kesecek anlayacağınız. Şimdi sizin ve benim modumu yükseltmek için Destiny Child'dan Survivor'la sizi baş başa bırakıyorum."
Şarkının sesini yükselterek sırtımı sandalyeme yasladım. Ciddi bir şekilde söyleyebilirim ben işime baya aşığım. Yani gerçekten bu dört duvar benim kendi krallığım gibiydi.
"Nasılsınız kızlar?"
"Gerginim abi."
Kaşlarımı kaldırıp yüzümü Yuna'ya yaklaştırdım.
"Sana şu an Bang Chan'ın kendine güvenmen konusundaki yaptığı muazzam konuşmalardan birini açabilirdim ama vaktimiz yok. Şimdilik benim yüreklendirici konuşmalarımla idare edeceksiniz. Bu şarkı sizin için gelsin o zaman."
"Eğlendik mi? Vaoov bu şarkı ben bir yaşındayken çıkmış. Beni görüp yazdılar sanırım. Bu hayatta tam bir survivor olduğum söylenir de. Evet, evet benim boş muhabbetimi özlediniz biliyorum. Ben de sizinle birlikte saçmalayı özledim. Bugün ne oldu biliyor musunuz? İlk defa disipline verilmesi için birini şikayet ettim."
Arkaya şaşırma efekti ekleyip bir süre bekledim.
"Pek benim tarzım değil, biliyorum. Ben genelde burada sizinle birlikte hesap sormayı severim. Fakat bu sefer farklı. Bugün yanımda çok güçlü iki kadın var ve onlar olmasa şu an bu konuyu konuşuyor olamazdık. Evet evet, tam olarak heyecanınızı arttırmak için uğraşıyorum. Şimdi sırada Little Mix'den Little Me var."
Hafifçe şarkının sesini yükselttim.
"Haklıysanız konuşmaktan korkmayın. Sesinizin daha yüksek çıktığından emin olun. Gerekirse çığlık atın. Birileri sesinizi duyacaktır. Ve kimse duymasa bile ben sizi duyacağım. O an orada olamasam bile sözlerimi hatırlayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli Dudak Balmı / Minsung
Fanfic"Ama baksana çilekli dudak balmıyla birleşince tam öpülmelik olmamışlar mı? Hani benimle ilgileniyordun ya. Belki öpmek isteyebilirsin." Minho yüzünü bana yaklaştırarak bir süre öne uzattığım dudaklarıma baktı. Çilekli dudak balmına bu kadar minnett...
