Bütün akşam Minho ile Amerika'da radyo ve televizyon alanındaki okulları araştırmıştık. Adamı şutlamak için çıktığımız bu yolda onun için en iyi eğitim nerede olur onu bulmaya çalışıyorduk. Ben hala en iyi çözüm yolunun öldürmek olduğuna inanıyordum. Sonuçta bir gün geri dönmeyecek mi? Kökünden çözelim işte. Kapının çalmasıyla birlikte önümdeki laptopu sinirle kapattım. Hafif aralık duran kapımızdan aşağıdan seslenen Seungmin'in sesini duymuştuk.
"Minho!! Jae geldi. Yukarıdasın değil mi?"
İşte şimdi sıçtık. Neden haber vermeden geldi şimdi bu şerefsiz. Ne yapacağız der gibi şaşkın ve telaşlı bir ifadeyle birbirimize baktık.
"Jisung dolaba gir."
"Olmaz. Ya dolabı açarsa."
"Ne bileyim ya kıyafetlerin arasına karış. Zayıfsın zaten."
Beni ittirerek dolabın içine soktu. Ardından da Jae gelmişti.
"Ben geldim. Sevgilim nasılmış bakalım?"
"Jae kes artık şu tavrı. Çevremizde kimse yok. Ben de senin sevgilin değilim."
"Kırıyorsun beni Min."
Hay kafan kopsun da geber git orospu çocuğu. Kırıyormuşmuş. Ben bunları dolabın içinde dinlemek için fazla sinirli bir tipim. Nasıl başaracağım?
"Çek elini!"
"Ne oldu, temaslarımdan iğrenmeye mi başladın?"
Jisung sakin ol. Sakin ol. Nefes al. Çiçekler, böcekler, hafif bir deniz esintisi, Jae'in kopmuş kafası. Sıktığım yumruklarım tırnaklarımın avuç içlerime batmasına sebep oluyordu.
"Bu salakça oyunu daha ne kadar sürdüreceksin?"
"Bitsin mi istiyorsun?"
"Hayatımdan siktirip gitmeni istiyorum."
"İyi giderim o zaman."
"Ne!"
"Ne!" Hassiktir elimle ağzımı kapattım. Allahtan Minho ile aynı anda aynı tepkiyi vermiştik de yakalanmamıştım.
"Bitecek mi her şey? Beni kandırmaya mı çalışıyorsun?"
"Beni istemiyorsun."
"Tabii ki istemiyorum Jae. Sen beni ailemle tehdit eden bir manyaksın. Neden seni hayatımda isteyeyim."
"Hayır sebebi bu değil."
"Neymiş sebebi?"
"Jisung'u seviyorsun. Ona bakışlarını görüyorum."
Gülmemek için elimle ağzımı kapattım. Elimi önüme uzatıp bilmiş bir ifade ile parmaklarıma baktım. This karma bitch. Ben varken sana bakacağını düşünmen bile sana acımama sebep oluyor. Yazık!
"Ama o seni sevmiyor. Benden hiçbir farkın yok. Seni bir ezikten başka bir şey olarak görmüyor."
Gerçekten mükemmel bir oyuncuyum. Adamı nasıl ikna etmişim. Alkışlar bana geliyor. Bu yılın oscar ödülü goes toooooooo Han Jisung. Aaa teşekkürler. Şaşkınlıklar içerisindeyim. Bu ödül benim için çok anlamlı. Bakın tutuyorum çünkü elimde.
"Neden bitirmeyi kabul ediyorsun?"
"Sıkıldım senden."
"Anladım."
"Ama bir şartım var."
"Neymiş?"
Neymiş şerefsiz herif?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli Dudak Balmı / Minsung
Hayran Kurgu"Ama baksana çilekli dudak balmıyla birleşince tam öpülmelik olmamışlar mı? Hani benimle ilgileniyordun ya. Belki öpmek isteyebilirsin." Minho yüzünü bana yaklaştırarak bir süre öne uzattığım dudaklarıma baktı. Çilekli dudak balmına bu kadar minnett...
