13. Stray Kids

40 15 16
                                    

Bugün belki de heyecandan ölebilirdim. Yaşananları kısa bir dip not geçtikten sonra hemen günümüze geri döneceğim. Minho'ya siktir git dediğim günün üzerinden tam bir ay geçmişti. Geçen bir haftamı saymazsak Minho'ya siktir git dediğim için köpekler gibi pişman olmuştum. Fakat hayatında hiçbir pişmanlığı olmayan ben için bu tek kelimelik boktan duygu bütün hayatımın içine sıçmıştı.

Minho bana asla yazmamıştı. Bir kaç kez mecburen denk gelsek de benimle konuşmaya bile çalışmamıştı. Bu arada şükürler olsun ki sonunda bir sevgili yapmaya karar veren Chan'ımız iki hafta önce Seungmin'le sevgili olmuştu. Tabii bu da bizim Minho ile aynı ortamda bulunmamız ama asla konuşmamamız anlamına geliyordu. Ayrıca Chan aptalı Seungmin'le yatmaya başladığından haftanın belli günlerinde artık Hyunjin'le uyuyordum. Onu da Lix'e kaptırırsam bittiğimin resmidir. Çünkü Hyunjin aptalı Lix'in çevresinde pervane oluyordu. Allahtan Felix asla pas vermediğinden şu anlık geceleri sarılacak birini bulabiliyordum.

Minho'ya karşı pişman da olsam, pişman oldum demeyi götüm yemiyordu. Bu da aramızdaki gerginliğin devam etmesine sebep oluyordu. Bir kaç kez onu kıskandırmayı bile denesem mi diye düşündüm. Hani bir kez daha benimle olmak ister misin diye sorardı belki ama onu da yapamadım. Ne kadar pişman olsam da Minho ile olmak düşüncesi beni çok korkutuyordu.

Evet, şimdi günümüze dönüyorum. Çığlık atmak üzereyim. Hatta heyecanımdan bekleme salonu içerisinde yaklaşık yüzüncü turumu atıyorum. Bugün üniversitenin bahar şenliklerinin ilk günü ve ben programın sunucusuyum. Üç gün sürecek bu programın da bugünkü sanatçıları Stray Kids.

Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa! Üzgünüm içimdeki çığlıkları herkes duymalı. Birazdan o mükemmel sekizli buraya tam olduğum yere gelecek. Elimi falan sıkacaklar. Yapabilsem mixerimi buraya taşırdım. Çünkü imzalamaları için canımı verebilirim. Aslında yapmaya da çalışmadım dersem yalan olur. Soie ve Jeongin mixeri sökmemi güç bela engellemişti. Kapı açıldığı an nefesimi tuttum. Şu an bayılıp kafamı bir yere çarpıp ölmem değil mi? Şu an ölürsem yemin ediyorum dirilir kendimi sikerim. Bakışlarımı bile ayırmadığım kapı açılmış ve içeri beklediğim sekizli girmemişti.

"Birazdan düşüp bayılacak gibi duruyorsun acaba sakinleşsen mi?"dedi Chan.

"Ya siz benim ne yaşadığımı nereden anlayacaksınız?"

Hyun, Chan, Jeongin ve Soie ekip olarak gelmişti. Üçü buldukları koltuklara yayılırken Soie direkt yanıma gelmişti.

"Abi ben seni anlıyorum. Boş ver sen onları."

Heyecandan gözlerim dolmuştu. Kollarımı sıkıca Soie'ye sardım. Beni gerçekten bir tek o anlıyordu.

"Abisinin gülü olduğunu hiç söyledin mi? Sen ne yap biliyor musun? Jeongin'den hemen ayrıl ve gel birlikte eve çıkalım. Abin sana krallar gibi bakar."

"Abi ya. Saçmalamaya başladın ama."

"Sus küçük ergen sen bu öküzlüğünle bu iyi kalpli kızı hak etmiyorsun."

Ben hala dolu gözlerimle Soie'ye sarılırken tekrar kapı açılmış ve içeri önce bir ışık yayılmıştı. Kamaşan gözlerimden hiç bir şey göremiyordum. Sanki kapı koridora değil de cennete açılıyordu. Ve ilk parıltının ardından favori üyem bütün ışıltısıyla girmişti. Lee Know şu an tam karşımda duruyordu. Tamam ağlamayacağım. Hayır ağlayacağım. Soie'yi resmen bir çuval gibi kenara savurarak sekizlimin yanına ilerledim. Tek tek elimi sıktıkları saniyelerde nefes alma yetimi kaybetmiştim. Lee Know'la el sıkıştığımda cennete gelmiştim, Han'ın elini sıktığımda ise tamamı çikolatadan oluşan bir şelalenin önünde duruyordum.

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin