11. İçe Kapanık Bir Sanatçı

59 14 21
                                    

Görüp görebileceğiniz en memnuniyetsiz ifadeyi düşünün sonra onu yüzle çarpın. Minho'ların salonunda yüzümde tam bu ifadeyle göğsümde bağladığım kollarımla oturuyordum. Şimdi içinizden Jisung nasıl bu kadar sessiz diye düşünüyor olabilirsiniz ama kolay olmadı.

Eve girdiğimin ilk on dakikasında Felix'i gördüğüm gibi kovalamaya başlamıştım. Koltukların üzerinden atlıyor, önümüze çıkan herkese çarparak sağa sola ittiriyor ama asla durmuyorduk. Tabii bana göre fazlasıyla çevik olan sarışın iti bir türlü yakalayamamıştım. Felix'i bir yakalayabilseydim yemin ediyorum o çilekli dudak balmını onun götüne sokacaktım ama yakalayamadım. En son da Hyunjin ve Changbin beni zorla zapt ederek koltuğa oturmamı sağlamıştı. Yaklaşık yirmi dakika da Felix'e bir sürü küfür ettikten sonra tam şu an sakin bir şekilde oturmaya başlamıştım.

"Sakinleştin mi?"

Yüzümü yanıma oturan Minho'ya çevirdim. Yüzünde gevrek bir gülümsemeyle bana sakinleştin mi diye soruyordu. Sen bana böyle piç gibi bakarken sakinleşmem mümkün mü acaba?

"Sanane."

"Sakinleştin ama beni tersleyesin var."

"Tanıyorsun beni."

"Baya." dedi imalı bir bakış eşliğinde.

"Sana bir şey sorabilir miyim?"

"Sırf şu kibarlığın için bile bana her şeyi sorabilirsin Jisung."

Sinirlenme Jisung. Sakin kal. Seni sinirlendirmek için yapıyor. Eline koz verme.

"Ben ve arkadaşlarım neden buradayız?" Göz ucuyla gülerek sohbet eden Chan ve Seungmin'e baktım. "Ya da Chan neden senin ev arkadaşınla flörtleşiyor."

"Sizi bize çağırdım ama Chan'la Seungmin için bir şey diyemem. Ne oldu yatak arkadaşını mı kıskandın?"

"Minho seni öldürürüm sonra da gider teslim olurum."

"Seviyorsun beni."

Derin bir nefes aldıktan sonra gülümseyerek, bana bakan sefil suratına orta parmağımı gösterdim. O bir şizofrendi ama ben psikoloji okumuyorum.

"Bu aşırı derecede bilgi birikim ve tecrübe barındıran muazzam sikik cümleni hangi akıl almaz boktan kanıtlara dayandırıyorsun?"

"Beni övüyor musun yoksa gömüyor musun asla emin olamıyorum."

"Diş Hekimliği kaç binle alıyor?"

"Nasıl yani?"

"Kaç binle alıyor diyorum?"

"Yani benim zamanımda 3o bin falandı. Neden sordun ki?"

"Duyduğun şeyi bile anlama özürün var da. Sınavdaki paragraf sorularını nasıl çözdün onu düşünüyorum."

Yine aptal aptal kahkaha atmaya başlamıştı. Bir gün okula giderken düşmemin bedeli bu kadar ağır olmamalıydı. Haksızlık bu. İlgimi salak dişçiden çekip biraz ilerimde elinde bardağıyla oturan Felix'e çevirdim.

"Lix, seni illa döveceğim biliyorsun değil mi?"

Önce tatlı bir şekilde gülümsemiş ardından orta parmağını göstermişti. Öfkeyle yerimden kalkacağım sırada Minho'nun omuzlarımı tutan elleri beni koltuğa geri mıhlamıştı.

"Rahat dur."

"Sen uzak dur esas."

"Durmayacağım."

"Neden ya? Gerçekten ağlamaya başlayacağım. Tamam bana aşık oldun, biliyorum. Çok yakışıklıyım. Mükemmel bir kişiliğin var. Ve daha bir sürü mükemmel yanım ama başka kapıya gitmelisin. Bu kapı kilitli."

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin