43. Görüşürüz ✌️ (F)

48 12 37
                                    

~1 Yıl Sonra~

Yoğun bir çalışma gününün ardından bitkinlikten bayılmak üzereydim. Eylül ayına girdiğimiz bu zamanlarda Kore'de hava hala fazlasıyla sıcaktı. Mevsimlerin dengesi baya şaştığından olsa gerek artık hava fazlasıyla geç soğuyordu. Şirketin otoparkına inip arabamın koltuğuna kurulduğumda yemin ederim bir saat uyumak istemiştim ama maalesef acilen eve gitmem gerekiyordu. Minho işim bitttiği gibi eve gelmem hakkında bir sürü mesaj atmıştı.

İki ay önce yalvar yakar beni taşınmaya ikna etmişti ve bu sayede o zengin ve şaşalı yaşamına geri kavuşmuştu. Ben zaten bir yıl Seungmin'lerde kaldığım için bu zenginliğe alışkındım. Ayrıca benim paraya alışmam 1 bilemediniz 2 saatimi alırdı. Fakir olabilirim ama salak değildim çok şükür. Bir de tamam Minho'lar kadar zengin değilim ama artık fakirde değildim.

Söylemem gerekirse kendime ait bir varyete şovum var. Bir yılda öyle yerlere geldim ki, görseniz hayranlık duyarsınız. Diğerlerinden bahsedecek olursam. Önce en komik olan geliyor. Chan okulu bıraktı. Şu an oyunculuk yapıyor. Anlayacağınız benimle yaşadığı deneyim belli ki oyuncu olabileceğine olan inancını arttırmış.

Seungmin'in zaten şirketi var. Bizim ekibin mezun olan bütün küçükleri tam kadro o şirkette çalışıyor. Felix, kendine bir şirket açtı. Fransa'yla ortak bir proje yönetiyor. Hyunjin ise radyoyu boş verip televizyon sektörüne geçmeye karar verdi. Şu an yardımcı yönetmen olarak çalışıyor ama bildiğim kadarıyla  bir senedir yazdığı bir film senaryosu var ve bize asla okutmuyor. Sadece hikayenin baş harflerini görmüştüm. Dur bakayım neydi? ÇDB sanırım. Ona wattpad açtırmam işe yaradı desenize.

Changbin ise yaklaşık 3 şubesi olan ciddi bir kar marjına sahip işletmesiyle hayatına devam ediyordu. Arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım. Umarım eve giderken uyumam. Öyle böyle bir şekilde eve varmayı başarmıştım. Arabayı garaja park edip eve çıktım. Kendimi salondaki koltukla buluşturduğumda uyumam iki saniye almıştı.

"Jisung kalkar mısın ya? Bu kadar hızlı uyumuş olamazsın saçmalama."

"Minho uykusuzluktan öleceğim, bir siktir git lütfen."

"Lütfen diyince kibar mı oluyorsun?"

Gözlerimi zor da olsa açıp çatılan kaşlarımı Minho'nun yüzüne sabitledim. O kadar delici bakıyordum ki, hala neden ortadan ikiye bölünmediğini düşünmeden edemedim.

"Beni bakarak öldüremezsin."

"Tüyo versene. Susup beni rahat bırakman için fare zehri yeterli olur mu? Fakat aşırı yorgunum lütfen kahvene kendin koy."

"Off ben gerçekten senden bıktım." Baş parmağı ile işaret parmağını birbirine yaklaştırdı. "Şu kadarcık düzelmedin ya." O kadar çok elini kolunu sallıyordu ki asla ne konuştuğuna odaklanamıyordum. Çatılmış kaşlarımla hipnoz olmuş gibi Minho'nun önümde sağa sola salladığı ellerini takip ediyordum. Elleri kadrajımdan çıkınca bakışlarım yüzüne çıkmıştı.

"Sen beni dinliyor musun?"

"Şey sanırım yani dinliyordum. Yok ya dinlemedim valla. Gözüm açık uyudum galiba biraz önce."

Elinde tuttuğu kağıtları bir kaç kez kafama vurduktan sonra kucağıma bıraktı. Allahım ben gözümü açık tutamıyorum. Adam bana okuyayım diye bir şeyler veriyor. Mal mı bu çocuk? İyi ki çocuk yapamıyoruz. Düşünsenize benim kadar terbiyesiz, Minho kadar da salak olursa o çocuğun halini. Hayatta bile kalamaz.

"Ne bu?"

"Baksana."

"Söylesen ölür müsün ya? Bana işkence yap diye mi gönderdiler seni bu dünyaya. Yaradan baktı yukardan dedi Jisung ne kadar huzurlu bir hayat yaşıyor, Minho'yu göndereyim de beynini siksin."

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin