41. Radyo Stüdyosu

45 12 34
                                    

Şirket koridorlarında havalı havalı yürüyordum. Her zamanki gibi girdiğim yerde kendimi fazlasıyla sevdirmiş ve ilgi odağı haline gelmiştim. Çözemediğim tek bir problemim vardı. O da belli ki hiçbir zaman çözülmeyecek.

Yine programın başlamasına on dakika varken ucu ucuna yetişmiştim. Stüdyonun olduğu koridora gelince birazcık koştum. Malum koridorda kimse yoktu bundandır havalı yürüyüşüme devam etmeme gerek yoktu. Stüdyoya geçtiğimde direkt sandalyeme oturup yayın akışımı kontrol ettim. Sağ olsun minik stajyerim Yuna benim için bütün ekipmanları açmıştı. Bugün benim için eğlenceli bir gün olacaktı. Radyo da sohbet etmek her zaman hoşuma gidiyordu. Fakat twitch'i özlemedim dersem de yalan atmış olurum. Bundan dolayı tekrar yayınlara başlamak için evimdeki bir odayı yayın odası haline getirmiştim. Şimdilik bu konuyu kenara kaldırıp işime odaklanmalıyım. Kolumdaki saatten saati kontrol ettim. Artık yayına girme vakti gelmişti. Mixer'imden canlı yayın tuşuna bastıktan sonra giriş jeneriğinin bitmesini bekledim. Yayına giden sesimi yükseltip mikrofona yaklaştım.

"Merhaba sayın dinleyicilerim, Bendeniz Han Jisung. Jisungie ile Golden Time'a hoş geldiniz. Gününüz nasıl geçiyor bakalım. Benim günüm maalesef daha yeni başladı. Bu aralar nedense fazlasıyla tembelim. Resmen uykumdan uyanıp sizinle buluşmaya geldim. Sesimdeki yorgan yastığı duyabiliyor musunuz? Neyse günün ilk şarkısı Seventeen grubundan Super olacak. Güne bomba gibi başlayalım."

Şarkıyı açıp yayına giden sesi yükselttim. Sırtımı sandalyeme dayayıp bakışlarımı stüdyoda gezdirdim. Seungmin benim konuk almamı daha eğlenceli bulduğundan iki hafta önce stüdyomu şirkette farklı bir odaya taşımıştı. Bu oda rahatlıkla sekiz dokuz kişilik bir idol grubunu ağırlayacak kadar büyüktü. Yuvarlak masa şövalyelerinin oturacağı gibi bir masam vardı. Masa silindir şeklinde olduğundan tam ucuna benim ekipmanlarımı kurmuştuk. Mixerim önümde ve programın logosu falan da tam arkamdaydı. Masanın çevresinde sıra sıra sandalyeler hepsinin önüne de mikrofonları dizilmişti. Yayına gelen soruları da görebilmeleri için aralıklı aralıklı monitörler sıralanmıştı. En son olarak da masanın sol tarafına performans sergilemeleri için bir ekipman seti kurulmuştu. Vay be Seungmin bu odaya ciddi bir para harcamış olmalı. Şarkının bitmesiyle ilgimi tekrar yayına verdim.

"Nasıl modunuz yükseldi di mi? Size yeni bir haberim var. Muhtemelen ilerleyen programlarımda artık ünlü konuklarım da olacak. Veee en önemlisi de artık stüdyomda kameralar var yani. Benim bu eşsiz sesimin yanısıra bir de yakışıklı yüzümü de izleyebileceksiniz. Şimdi bunun şerefine yeni şarkımız geliyor. Stray Kids grubundan Slash geliyor. Herkes Deadpool seviyor değil mi? Adamlar Kore'nin gururu gerçekten Marvel'a da şarkı yapmazsınız abi. Bu kadar da mükemmel olmayın. Nazar değecek diye korkuyorum. Evet evet çok konuştum. Sizi bu şaheserle başbaşa bırakıyorum."

İki saatlik programımın sonunda veda konuşmasını da yaptıktan sonra programım bitmişti. Aşırı derece kahve ihtiyacı duyuyordum. Hani şu an içmek beni kesmez de ıce americano ile yıkansam anca kendime gelmemi sağlar gibiydi. Kapımın çaldığını duyunca yüzümü kapıya çevirdim. Muhtemelen Seungmin gelmiştir. Adamın şirkette canı sıkıldığında gelmeyi en sevdiği yer benim stüdyomdu. Okulda gelmedi bir kez burada maşallah stüdyodan çıkmıyor.

"Gel!"

Kapı açılmış ama kısa bir an giren olmamıştı. Önce sadece bir ayak gördüm. İterek kapıyı açmıştı. Ardından elinde iki ıce americano ile Minho girmişti. Ne işi var şimdi bunun burada? İçeri girdikten sonra arkasından kapıyı kapatıp küçük bir ıslık öttürdü.

"Vay be, burası çok güzel olmuş. Okuldaki odanın üç katı falan mı? Minnie sana iyi bakıyor desene."

Memnunsuz bir ifadeyle bana gülümseyen yüzüne bakıyordum gerçekten vazgeçmiyor adam. Fakat elindeki kahve o kadar çekici gözüküyordu ki şu an onu kovamıyordum. En azından kahveyi alana kadar sabredebilirdim.

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin