05. Soktırma bolonı

77 16 21
                                    

Uyurken bir şeye sarılmayı sevdiğimi söylemiş miydim? Şu an elimin altında olan sıcak vücut ayılmamın önüne geçiyordu. Çıplak olması ironik olsa da alışkındım sonuçta Chan pek üstünü giymeyi seven bir tip değildi. Allahtan donla uyumaması için ciddi bir savaş vermiştim de uygunsuzluğumuzun bokunu çıkarmıyorduk. Elimin altındaki vücudu sıkarak kendimi biraz daha yaklaştırdım.

"Söylenmediğine göre daha dersimize var?"

"Benim dersim öğleden sonra."

Uyku sersemi de olsam bu duyduğum ses Chan'ınkine pek benzemiyordu.

"Chan?"

"Chan mı?"

Gözlerimi açarak kendimi geri çektim. Ardından kendime duyduğum öfkeyle tekrar gözlerimi yumdum. Minho'da kaldığımı unuttuğum yetmiyormuş gibi bir de ona sarılıp mı uyumuştum? Bu adamın neden üstü çıplaktı ve ben ne ara yatağa gelmiştim. Kesin bütün salaklığımla uyuya kaldım ve Minho o kaslı kollarıyla beni yatağa yatırdı. Şükürler olsun ki giyiniktim. Demek ki bu sefer götümü kurtarmıştım.

"Jisung?"

"Efendim sapık herif?"

"Sen Chan'la mı uyuyorsun?"

"Yine üzerine hiç vazife olmayan şeyler soruyorsun?"

"Chan'la sevgili falan değilsin değil mi?"

"Olsam ne değişecek?"

Sabahın köründe yatağın içinde yaptığımız bu gereksiz muhabbetin sonu tam olarak nereye çıkacak bilmesem de Minho'ya normal bir cevap vermek içimden gelmiyordu.

"Sevgilin varken benimle yatman uygun mu?"

"Kimin ahlak değerlerine göre soruyorsun bu soruyu tam olarak?"

"Yani çoğu toplumun kabul ettiği sadakat anlayışına istinaden soruyorum diyebiliriz."

"Ben onlara benzemem. Benim eşsiz bir ahlak anlayışım var."

Tek kaşını kaldırıp aşağılayıcı bir bakış attıktan sonra yataktan kalktı.

"Onu fark ettim."

"İyi sandığım kadar salak değilmişsin."

Bu sefer bana cevap vermemeyi tercih etmiş doğruca dolabının önüne gitmişti. Yine pek edepli olmadığımdan bakışlarım onun üzerinde duruyordu. Buz mavisi ve beyaz asimetrik desenli bir gömlek ile siyah dar bir kot tercih etmişti. Sanırım hiç bahsetmedim ama gri renkli orta uzunluktaki saçlarıyla gayet şık bir kombin yaptığını söyleyebilirim. Bana dönüp bir eliyle kendini işaret etti.

"Olmuş mu?"

"Olmamış." Üzgünüm ona insan gibi davranmak hiç içimden gelmiyor.

"Beğendiğine sevindim."

"Rica ederim."

Ben de ayağa kalkıp kendi kıyafetlerimi hızlıca giymiştim. Bu sefer beni izlememiş olmasına biraz şaşırmış biraz da gücenmiştim doğrusu. Dün can atıyordu halbuki. Benim duygularla oynama planım suya mı düştü şimdi?

"Hadi kahvaltıya inelim. Felix bir şeyler hazırlamıştır."

İkiletmeden peşine takılsam da çenemi tutmak benim için pek de kolay olmuyordu.

"Felix'in senin erkek kardeşin olduğuna emin misin?"

"Eminim, neden ki?"

"Hizmetçinmiş gibi davranıyorsun da. Akşam yemeğini hazırla Felix. Kahvaltıyı hazırla Felix. Bu çocuk senin uşağın falan mı? Küçüklerine daha iyi davranmalısın."

Çilekli Dudak Balmı / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin