18. Bölüm

548 33 9
                                    



🌟 KENAN YILDIZ 🌟

İki gün önce...

"Hızlıca anlat ne anlatacaksan" dedim iki kolumu kenetleyerek

Bir iki gündür yüz yüze konuşmak için ısrar ediyordu ve bundan artık kaçmaktan yorulmuştum.

Geriye dönüp Defne'yi Sevil'le bıraktığım banka baktım. Gözleri tedirgince etrafta geziniyordu.
Onu son zamanlarda çok endişeli gördüğüm için ben de istemsizce endişeleniyordum.

"Kenan, şu zamana kadar yaşanan her şey için özür dilerim" gözlerimi ona çevirdim.
Her zaman yaptığı gibi mahçup hissettiğinde elleriyle oynuyordu.
"Geçmişi arkamızda bırakmamız gerek"

Kaşlarım çatıldı. "Neyden bahsediyorsun?" dedim.
"Bunu Barış'tan önce ben söylemek istedim. Biz Antalya'daki partiden beri Barış'la konuşuyoruz."

Kafamı sallayıp devam etmesini bekledim. "Seninle olduğum süreç boyunca kendime çok zarar vermişim ama ne bileyim" dedi derin bir nefes alarak "Barış'la daha kolay"

"Yani birliktesiniz?" dedim

"Evet ve sende Defne'yle birlikte olduğuna göre böylesi daha iyi olur diye düşündüm."

Omuz silktim. Gerçekten de Defne'yle birlikte olduğum süre zarfında hiçbir şey düşünmemiştim. Olanlarla ilgili hiçbir kötü duygum yoktu. Sadece Defne'nin ekseninde dönen bir gezegen gibiydim.

"Sorun yok mutlu olmanızı isterim" dedim gülümseyerek

"Eğer senin için de sakıncası yoksa dörtlü bir buluşma ayarlayalım." dedi neşeyle "Hem Barış aranızda sorun olmadığını anlayınca çok sevinir ona sürpriz yaparım"

Biraz düşündükten sonra benimde yüzüm aydınlandı.
Kafamı Defne'yi bıraktığım banka çevirdiğimde Sevil'in tek başına oturduğunu gördüm.

"Bugün annemler Almanya'da ikisini de bizim eve çağırırım ve sürpriz yaparız" dedim

Eylül neşeyle yerinde zıpladı. "Harika olur. Önden gelip yemek hazırlarım" dedi

Aklım Defne'de kalmıştı ve kız arkadaşımı bulmak istiyordum.
"Sen beni ararsın o zaman evimi biliyorsun" dedim yanından ayrılmadan önce

Doğrudan Sevil'in yanına gittim. "Defne nerde?"
Sevil gözlüklerini düzeltip bana baktı. "Sınıfa gidiyordu sanırım" dedi

Saatime baktım. Son ders zili çalmak üzereydi. Onu organizasyondan önce görmeme imkan yoktu.
Söyliyeceklerimi sonraya saklayıp sınıfa girdim.

Son ders zili çaldığında herkesten önce inip Defne'yi beklemeyi planlıyordum. Ama onu göremedim. Bozulan hava yüzünden hemen eve gitmiş olabileceğini düşündüm. Mesaj atmak istemiştim ama telefonumun şarjı bitmişti.

Aceleyle okulun köşesine park ettiğim aracıma binip çalıştırdım. Eve gidip telefonumu şarj etmem gerekiyordu. Defne'yi arayıp sesini duymalıydım yoksa içim rahat etmeyecekti.

Arabayı evin önüne park ettiğimde kapıda Eylül'ün beklediğini fark ettim.
Telefonunu havaya kaldırıp "seni aradım ama ulaşamadım" dedi.
Cebimden evin anahtarını çıkardım "şarjım bitti" kapıyı aralayıp girmesi için geri çekildim.

"Sen geç" dedim salondaki boş koltukları işaret ederek "ben telefonumu şarj edip geleceğim"

Yukarı hızlı adımlarla çıkıp odama girdim. Şarj aletimi bulup telefonumun açılmasını bekledim. Cama yavaş yavaş damlalar düşmeye başlamıştı.

Yıldızların AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin