20. Bölüm

339 25 5
                                    




"Aşk.. senin ve benim burada olmamızın nedeni.
Milyonlarca yıldız bu ihtimali oluşturmak için dizildi.
Biz ihtimalini..
Sen varken herhangi bir müziğin ritmine kapılmamak imkansız. Kalbinin atışlarında sonsuza kadar dans edebilirim. Ve hayata yeniden başladığımda bile seni bulmak için her hatayı tekrarlarım.

Aşk.. birbirimizin varlığından haberimiz yokken bile çoktan birbirimizi tanımamızın nedeni..
Sana bir sır vermek istiyorum.
Senin yanındayken herhangi bir şeyden nefret etmem imkansız.
Ve sen sahada topla öyle güzel oynarken, bunun bir spor değil sanat olduğunu düşünmemek de imkansız.
Bir şekilde hayatıma dahil olup her şeyi düzelttiğin için minnettarım."

Onu gelişi güzel kanepede yatıp telefonuna bakarken izlemeye başladım.

"Bugün ne yapmak istersin?" dedim heyecanla

"Her şeyi" dedi gülerek telefonunu kapatıp bana bakmaya başladı.

"O kadar zamanımız yok."

Derin bir iç geçirip beni kendine doğru çekti.
"Her şeyi yapacak zamanımız var." dedi

"Spesifik olarak yapmamız gerekenler var." Eğilip fısıldadım. "Mezuniyete gitmek gibi"

Sahte bir şaşkınlık ifadesiyle kafasını salladı.
"Tamamen unutmuşum"

Tabii ki bu imkansızdı çünkü giyeceği takım elbise bir haftadır dolabında ütülü bir şekilde duruyordu.

Dönemin sonuna gelmiştik.
Anlaşmamızdan tam üç ay geçmişti. Ve bana ilk başta nefret duyduğunu düşündüğüm adam, beni bu dünyada en çok seven kişiye dönüşüvermişti birden.

Son dergimi müdüre ve onun engellerine rağmen yayınlayıp bütün baskılarımı istediğim okula göndermiştim.
Ve Kenan istediği birkaç takımın altyapısı için başvurusunu yapmıştı.

Her şeye rağmen lisenin en kötü yanı bitmesi olabilir miydi?
Çünkü önümdeki belirsizlik bulutundan geleceğimizi ön göremiyordum.

"Daldın yine" dedi elime bir öpücük bırakarak.
"Ne giyeceğimi düşünüyorum" dedim

"Pijamayla gitsen bile çok güzel görünürsün" dedi.

"Yapamam yukarıda çok güzel bir elbise beni bekliyor" dedim ve yanından kaçtım.

Saten krem elbisemin askılarını düzeltirken Kenan'ın aşağıdan gelen telefon konuşma trafiklerini duyabiliyordum. Muhtemelen çocuklar son kez takım olarak buluşmak istiyorlardı.

Aynadan bir iki adım uzaklaşıp kırmızı rujumun kenarını düzelttim. Hazırdım ve mezuniyet balomuzun yapılacağı yer fazla uzak sayılmazdı. Şimdi çıksak yetişirdik.

Merdivenlerden aşağı inerken. Beyaz gömleği üzerine tam oturmuş ve her hareketiyle kasları daha çok belirginleşen erkek arkadaşım cennettin varlığını kanıtlar gibi orada beni bekliyordu.

Telefonunu kapatıp arkasını döndüğünde gözleri beni buldu. Bir anlık duraksaması ve sert yutkunuşuyla bir şey söylemeden çok şey anlatmıştı.
"Geç kalacağız" dedim gülerek

"Boş zamanlarınızda nefesimi kesmek dışında ne yapıyorsunuz Defne Doğan" dedi saçlarımı yana yatırıp omzuma bir öpücük bıraktı.

"Erkek arkadaşım var" dedim muzipçe
Arabasına doğru ilerleyip kapıyı benim için açtı. "Çok şanslıymış"
Kapıdan içeri girmeden önce ona yaklaştım. "Belki ben şanslıyımdır" dedim ve arabaya bindim.

Yıldızların AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin