Yorum isterim 💓
...
"Gitmesen olmaz mı Beomgyu?"
Soobin çatlamış sesiyle konuşunca bavulumu yatağın üstüne bırakıp elini tuttum ve oturması için omuzlarına baskı uyguladım.
"Soobin."
Yanına oturdum ve yüzünü ellerim arasına alıp hafifçe gülümsedim.
"Çok özür dilerim, keşke sen de bizimle gelsen. Hep birlikte çok mutlu olurduk ama olmayınca bir şeyler, olmuyor işte."
Bu sefer de saçlarına daldırdım parmaklarımı narince.
"İhtiyacım var, bu ülkeden uzaklaşmaya ihtiyacım var."
Üniversitedeki erasmus programı açıldığı an Taehyun ile birlikte başvuru yapmıştık, kazanmıştık da. Soobin istese de ailesi bu duruma biraz karşı olduğu için bizimle gelemiyordu.
Onu bir yıl boyunca burada bırakmak istemiyordum hiç ama koşullar yalnızca bu kadarına el veriyordu. Erasmus yapmayı hiç düşünmemiştim ama Kai gitmemi söylediğinden beri bunun için çalışıyordum.
Kazanmışken gitmezsem eğer her şey benim için daha zor bir hal alacaktı.
Soobin derin bir nefes verdi ve kafasını iki yana salladı. "Haklısın, özür dilerim. Gidip orada güzelce kafanı dağıtmalısın. Hem Taehyun olacak zaten, ben de görüntülü ararım sürekli hiç bırakmam sizi yalnız, zaten kıskanıyorum."
Çocuk gibi omzuma vurduğunda gülümseyip sıkıca sarıldım arkadaşıma. O olmasaydı yapamazdım.
"Kıskanma, ikinizin yeri de apayrı benim için."
Omuz silkip daha sıkı sarıldığında onu kendimden biraz itip boğuluyor gibi yaptım, sonucunda da bırakmıştı zaten.
Dolabımdan kıyafetleri çıkarıp yatağın üstüne koydum ve tek tek ayıkladım. Şimdi çok bir şey alacak değildim zaten, oradayken alırdım.
Soobin beni yalnız bırakıp gittiğinde yatağa oturdum. Derin bir nefes verip kolumdaki yara bandına baktım. Taehyun ile sevgili olduğumuz o günden bu yana iki ay geçmişti, hiç sıkılmıyordu kolumdaki yara bandını değiştirirken. Her gün farklı figürleri olan bir tane takıp açıklamasını yapıyordu.
Yeonjun ise aynıydı. İki aydır görmeye gitmemiştim onu, çünkü son kez gitmeden önce görecektim. Ama Soobin arada gidip haberdar ediyordu beni.
Gidersem uyanır mı gerçekten bilmiyorum, ama umarım uyanır. Umarım gittiğimi hissedip açar gözlerini. Eğer olur da açmazsa ne kendimi affederim ne de ona söylediklerimi.
Taehyun ve Soobin benim suçum olmadığını söylese bile en büyük suçlu benim. Hayatına dahil olduğum için, suçlulardan biri de benim.
Elimdeki tişörtü bavulun içine koyduğumda kapı açıldı, Taehyun kafasını uzattı ve şirince gülümsedi.
"Biriciğimin kafası çok dolu sanırım, iki saattir kapıyı çalıyorum ama duymadın."
Bedenini içeri sokup kapıyı ardından kapattı ve karşıma oturdu. Hafifçe gülümseyip, "Dalmışım." dedim kısaca.
Ellerini belime sarıp ikimizi de yatağa yatırınca güldüm, boynuma kocaman bir öpücük bıraktı.
"Çok özledim."
"Daha dün yanımdaydın Taehyun."
Ben göz devirirken o gülüp ikimizi yatakta döndürüyordu. Kahkaha atıp koluna vurdum durması için.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
maze in the mirror, beomjun
FanficBirinin bedeninde izler vardı, diğerinin kalbinde. |angst