1.7

102 12 26
                                    

Final

"Beomgyu!"

Yeonjun elindeki basket topunu oğlana atıp koşmaya başlarken kocaman gülümsüyordu. Beomgyu yakaladığı basket topunu hafif zıplayarak potaya attığında ikisi de sevinçle çığlık atmıştı.

Yalnızca ikisi bazen takım, bazen de rakipmiş gibi basket oynuyorlardı. Birlikte olmak hoşlarına gidiyordu.

"Ben bittim."

Beomgyu kendini nefes nefese yere bıraktığında Yeonjun gülerek ona doğru adımladı. Pembe saçları hafif rüzgarla birlikte uçuşurken oğlanın arkasına oturdu ve dudaklarını ensesine bastırdı.

Bu minik dokunuş Beomgyu'yu havalara uçursa da belli etmemeye çalıştı. Arkadaşına olan hisleri yanlış geliyordu çünkü.

"Sence büyüdüğümüzde ne olur?"

Soruyla dudaklarını büzdü Beomgyu, Yeonjun onun yanına kayıp ellerini yere yasladı. On yedilerine yaklaşmıştı ikisi de, kanları deli akıyordu.

Yeonjun üstündeki hırkayı çıkartıp bir kez katladı, yere serip Beomgyu'yu çekiştirdiğinde ikisi de uzandı.

"Bilmem? Belki büyük rock yıldızları oluruz ne dersin?"

Yeonjun buna gülüp kafasını oğlana çevirdi. "Olabilir, bilmiyorum. Rock yıldızı olamazsan peki?"

Yeniden bir soru geldiğinde Beomgyu ellerini karnının üstünde birleştirip düşünmeye başladı. Hava hafiften pembeleşmiş, birazdan kararacağını haber ediyordu.

"Psikolog veya psikiyatrist olmak isterdim, ama bu çok fazla çalışmak demek ve ben tam anlamıyla üşengecin önde gideniyim Yeonjun."

Şikayet ederek hızlı hızlı konuştuğunda pembe saçlı gülüp onun karnına koyduğu elini tuttu, üstünü okşarken "Senden güzel bir psikolog olurdu Beomgyu." dedi.

Beomgyu midesindeki kelebeklerin sağa sola uçuştuğunu hissedince dudakları iki yana doğru kıvrıldı. O söyleyince zulüm gibi gelen ders çalışma seansı bile uçup gitmişti kafasından. Gerçekten güzel bir psikolog olur muydu ki?

"Bilmiyorum ki."

Nefesini dışarıya verip kafasını pembe saçlıya döndürdü. Güzel yüzünü izlemek içini huzurla dolduruyordu.

"Peki sence büyüdüğümüzde de birlikte olur muyuz Yeonjun?"

Aksi bir cevap almaktan korkarak sorduğu soru karşısında ufak bir kıkırtı kazandı, içi rahatlamıştı şimdiden.

"Elbette! Seni asla bırakmam Beomgyu'm."

Kollarını uzattığı gence yattığı yerden kocaman sarıldı ve sözü bu sarılışta takılı kaldı. Çünkü Yeonjun verdiği sözü hiç tutmadı.

maze in the mirror, beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin