2.2

79 2 0
                                    


İyi okumalar...

Medya; Britney Spears - Gimme More


   Balo okulda yapılıyordu ve tüm öğrenci ve öğretmenler katılıyordu. Birkaç görevli ebeveyn dışında ebeveyn yoktu.

   İçeri girdiğimizde gözü kör eden ışıklar, kulağı sağır edecek kadar yüksek sesle hareketli bir müzik ve eğlencenin dibine vuran öğrenciler bizi karşılamıştı. Eric sesini duyabilmem için kulağıma doğru eğilip bağırdı.

"Anlaşılan parti çoktan başlamış."

   Etrafı incelerken kafamı salladım. Gençlerin bir kısmı sahnede dans ederken bir kısmı kenarda bir şeyler içiyordu. Arabadan inerken gördüğüm okulun kuytu bir köşesinde ot içen kesim de vardı tabii.

   Eric'le içecek bir şeyler alıp diğerlerinin yanına gittik. Birbirimize selam verdikten sonra Jeremy sesinin duyulması için bağırarak "June için bir davet olacağını duydum." dedi. Eric onu onaylarcasına başını salladı.

"Babam onun sürüye ve kurula tanıtılması gerektiğini düşünüyor."

   Bu konu biraz gerilmeme sebep olduğunda Eric de bunu fark etmiş olacak ki elimi tutup bana kısa ama rahatlatıcı bir gülümseme verdi. Ben de karşılık olarak ona gülümsedim. Bu sırada Mia konuya dahil oldu.

"Bunun için erken değil mi? Yani bunun evlilik aşamasında yapıldığını sanıyordum."

   Ben cevaplamak için hazırlansam da Eric benden önce davrandı.

"June benim eşim. Ondan başkasıyla evlenmeyeceğim için June kabul ettiği sürece benim için zamanı fark etmiyor."

   Eric'in son sözünden sonra davet konusu kapanmıştı. Sohbetin kalanında biraz lise hayatının bitişinden söz ettikten sonra hafiften sarhoş olmuş bir şekilde Madison ve Mia'yla dans etmeye başladık. Erkekleri ikna etmeye çalışsak da oturup konuşmaya devam etmeyi tercih etmişlerdi. Biz de kızlarla pistte eğlenmeye karar vermiştik.

   Belli bir süre sonra müzik daha yavaş bir şarkıya dönüştüğünde Eric'i yanımda buldum. Beni belimden kavrayıp kendine yapıştırdığında sarhoşluğun da etkisiyle sendelemiştim. Ancak kısa sürede toparlayıp ellerimi onun ensesinde birleştirmiştim. Müziğin yavaş giden ritmine kendimi bırakmış dans ediyordum. Eğer dansı düşünürsem ayağımın takılacağını ve herkese rezil olacağımı biliyordum bu yüzden dans eden diğer çiftlerin bizi duymayacağı bir sesle Eric'e fısıldadım.

"Sam seninle kaldığımı duyduğunda bana çok kızdı. Tabii sana da. Sanırım bir daha seninle kalmama izin vermeyecek."

   Eric hafifçe kıkırdadı.

"O zaman yine merdivenle yanına gelip seni hapsedildiğin odadan çıkarırım. Tıpkı beyaz atlı prens gibi."

   Bu sefer gülme sırası bendeydi.

"Merdiven yerine saçlarımı aşağı sarkıtmamı ister misin?"

"Kesinlikle hayır. Kel bir gelin istemiyorum."

   Bu dediğiyle ikimiz de gülmüştük.

"O merdivenle cama çıktığım ilk günü hatırlıyor musun?"

"Nasıl unuturum? Birden ortadan kaybolmuştun ve ben berbat haldeydim. Sonra birisi camımda belirip konuşmak istediğini söylüyordu."

"Kabul etmeyeceğinden çok korkmuştum."

"Aslında etmezdim. Yani gecenin bir yarısı odamın penceresine tırmanan birini sapık olarak değerlendirmeliydim ama sana karşı açıklayamadığım bir güven duyuyordum. Sanırım eş bağımız yüzündendi."

"Boynundaki ısırığı gördüğümde kafamdan aşağı kaynar sular dökülmüştü."

"Kendi kendine konuşmaya başlamıştın. Sana ne olduğunu sorup duruyordum ama cevap vermiyordun. Beni feci korkutmuştun."

"Üzgünüm. Ama henüz seni yeni bulmuştum. Açıklamam gereken, düzeltmem gereken bir sürü şey vardı. Ve ben bunları yapamadan piçin biri seni çoktan ısırmıştı."

"Önemli değil. Artık düşünmemiz gereken tek şey başkasına zarar gelmeden onu bulmak."

   Eric başını sallamakla yetindi. Ardından okul müdürü Bay Warren mikrofonla konuşmasına başladığında herkes dansı bırakıp dinlemeye başladı.

   Üstü kapalı bir şekilde kendini öven bunaltıcı bir konuşmanın ardından isimleri tek tek okuyarak lise diplomalarımızı almaya başladık. Aşırı iyi bir şekilde mezun olmasam da fena değildi. Aramızdan en iyi şekilde mezun olan Madison'dı. Hatta okulda üçüncü olmuştu. Birinci Harry Dumphy'di.

"Sırada gecenin en çok beklenen anı var. Balo kralı ve kraliçesi için bir oylama yapılmıştı. Heyecanla beklenen sonuçları açıklıyorum. Northwille Lisesi balo kralımız Christian Eric Henderson!"

   Eric aldığı alkışlarla yanağıma hızlı bir öpücük kondurarak sahneye çıktı. Kendinden emin ve özgüvenli bir bakışla tacını aldığında alkışlar yeni bitiyordu.

"Balo kralımız açıkladığımıza göre sırada kraliçemiz var. Northwille Lisesi kraliçemiz Aida June Garcia!"

   Adımın bağırılmasıyla heyecandan dizlerim titreyerek sahneye doğru ilerledim. Tanrı biliyor ya, Madison birinci olacağımı söylemeseydi tamamen hazırlıksız yakalanıp rezil bir hareket yapabilirdim. Ancak daha önceden yaptığımız konuşmamız beni biraz olsun beklentiye sokarak kendimi hazırlamamı sağlamıştı.

   Yine de hayatımda ilk defa bu kadar göz önünde olduğumu hissediyordum. Birkaç dakika önce lise diplomam için çıktığım sahne az öncekinden çok daha yüksekte geliyordu.

  Dengesiz adımlarla çıktığım sahnede tacımı taktıktan sonra gerginliğimi gizlemek için zorla sırıttım. Ne kadar stresli ve gergin olsam da bir yandan anın verdiği heyecanı ve mutluluğu sevmiştim. Eric'e baktığımda onun da bana gülerek baktığını gördüm. Kalabalığın arasında Madison'ın da beni deli gibi alkışlayıp güldüğünü gördüğümde daha rahatlamış hissetmiştim.

   Ancak Madison'ın yüzü birden değişti. Kaşları çatıldı ve alkışları yavaşça durdu. Birden herkesin yüzünde bir değişiklik sezmiştim. Ne olduğunu anlamamıştım.

   Sonra hepsinin tek bir yere baktığını fark ettiğimde yutkundum. Arkama bakıyorlardı. Hoparlörden gelen sesle arkamdaki perdeye baktığımda perdeye yansıtılmış görüntüyü gördüm.

   Eric ve benim görüntümüzü.

   İddiayı kaybettiğim gün giydiğim tangayla birlikteki görüntümüzü.


   Bugün iki bölüm attım inşallah istikrarla devam edeceğim. Son yayınladığım bölümler biraz  yarım yamalak olmuş gibi geliyor. İçime sinmedi tam. Yine de yayınladım. Umarım beğenirsiniz.

   Sorunuz olursa sorabilirsiniz. Yorum atıp oy kullanırsanız çok sevinirim.❤️

Dolunay'ın LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin