İyi okumalar...
Medya; Billie Eilish - Lovely
Eric gittikten sonra bir daha gözüme uyku girmemişti. Ona çok mu sert çıkmıştım? Çok mu kırılmıştı? Bu ilişkimizi nasıl etkileyecekti? Bilmiyordum.
Yalnız kalmak mı istemiştim?
Evet.
Yalnız mıydım?
Evet.
Peki istediğim bu muydu?
Hayır.
Açıkçası ne istediğimi bilmiyordum. Sadece Eric'le konuşmak istememiştim. Kafamı toplamak ve bir süreliğine gerçeklikten uzaklaşmak istemiştim. Eric ısrar ettiğinde fazla daralmış hissetmiş ve düşünmeden konuşmuştum. İstediğim yalnızlık kabusa dönmüştü.
Sabah olana kadar Eric'le ilişkimizin ne durumda olduğunu düşünmüştüm. Bana kırıldığını biliyordum. Ama daha fazlası olamazdı değil mi? Sadece biraz nefes almak istemiştim, ondan ayrılmak değil.
Sabah dün olanlardan ne kadar pişmanlık duysam da bir şey yapmamıştım. Madison'la konuşup durumu anlatmanın beni rahatlatacağını ve ondan tavsiye alabileceğimi düşünmüştüm. Öyle de oldu.
Beni anladığını, ama fazla sert çıkıştığımı ve Eric'le konuşmam gerektiğini söylemişti. Nasıl ve ne konuşmam gerektiğini bilmiyordum ancak Madison akşamki davetten önce konuşabileceğimizi söylemişti. Davette ikimizin arasının kötü olmasının pek iyi bir fikir olmadığını söylemişti.
Bu yüzden Madison, ben ve Mia davete hazırlanırken sessizce Eric'le nasıl konuşmam gerektiğini düşünmüştüm. Akşama kadar onunla konuşacak cesaretim yoktu. Akşam nasıl olacaktı ki?
Günün tamamı hazırlıklar, Bay Henderson'ın endişeli telefon aramaları ve benim Eric'le ilgili endişelerimle geçmişti. Sürü evinde davetlilerin çoğunun çoktan geldiğini gördüğümde yutkundum.
Hepsi şık giyimli saygın insanlara benziyordu. Kasabaya açık davetler kadar kalabalık değildi. Zaten sadece Henderson Sürüsü'nün önemli aileleri ve diğer sürülerin liderleri vardı. Bu da beni daha çok geriyordu.
Madison, Mia ve ben bir kenarda dururken birkaç kişinin bana bakıp bir şeyler söylediğini fark ediyordum. Bu da gözlerimi kaçırmama sebep oluyordu. Etrafıma bakındığım sırada geldiğimden beri görmediğim Eric'i gördüm. Şekillendirilmiş saçları ve siyah takımıyla 1800'lerden gelmiş bir İngiliz lordu gibiydi.
Davetin başlamasına bu kadar az kalmışken gidip konuşmak için anlık bir cesaretle harekete geçtim. Yanında birisi yoktu. Tenha bir köşede sayılırdı bu yüzden bu benim için daha kolay olabilirdi. En azından öyle umuyordum.
Eric beni fark ettiğinde bakışlarından hiçbir duygu okuyamıyordum. Bu biraz ürkmeme sebep olsa da derin bir nefes alıp onun eşim olduğunu kendime hatırlattım.
"Eric... şey... konuşabilir miyiz acaba?"
Eric ifadesiz bir şekilde bana baktı.
"Beni yanında istemediğini sanıyordum."
Gizlemeye çalışsa da sesindeki kırgınlığı hissedebiliyordum. Ona gerçekten fazla sert davranmış olmalıydım.
"Ben... kendimi yanlış ifade ettim. Sen benim üzerime çok gelince-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay'ın Laneti
WerewolfJune, ailesinin ölümüyle aile dostlarının yanına Northwille'e taşınır. Ama burada kurt adamlarla tanışıp, Henderson Sürüsü'nün gelecekteki alfasıyla eşleşmeyi kesinlikle beklemiyordur. June, işlerin bununla kalacağını düşünse de Northwille'de işler...