16. BÖLÜM

3 0 0
                                    

Günler geçtikçe Işıl ile aramızda güzel bir arkadaşlık gelişiyordu. Ona karşı farklı hislerim olduğunu biliyordu ve onun da bana karşı benzer duygular beslediğini düşünüyordum. Fakat henüz ikimiz de birbirimize açılma cesaretini göstermemiştik. Zamanla her şey rayına oturur diye düşünüyordum.

Karam ile araları da çok iyiydi. Her Cumartesi mesaisi bitince gelip onu Maçka parkına yürüyüşe götürüyordu. Akabinde de gelip biraz dükkanda benimle oturuyordu. Birbirimizle sohbet etmekten ikimiz de ziyadesiyle keyif alıyorduk.

Lise buluşmasının tarihi belli olmuştu. 28 Ocak 2024 Pazar akşamı Bebek'teki bir restoranda akşam yemeği yemek üzere rezervasyonlar yapılmıştı.

27 Ocak günü Işıl yine mesaisinden sonra gelip Karam'ı yürüyüşe çıkardı. Sonrasında dükkana geldi.

"Çay mı kahve mi?" diye sordum.

"Çay lütfen," dedi gülümseyerek.

İkimize de çay getirdim. Çayına 2 şeker atıp karıştırırken "Yarın için siyah uzun bir elbise giymeyi düşünüyorum," dedi ve çayından bir yudum aldı. Sonra telefonunu aldı ve bir süre kurcaladıktan sonra bana uzattı. "Bu elbise. Sence uyar mı?"

Uzun düz elbise bedenini saran cinstendi. Derin bir yırtmacı vardı. Boynunu kapatan elbise omuzlarını açıkta bırakıyordu. "Yakışmış sana," dedim. "Saçlarını tepeden sıkı bir at kuyruk yapmalısın."

"Öyle mi diyorsun? Ben açık bırakmayı düşünüyordum aslında."

"Bence toplamalısın," dedim. "Tabii yine de sen bilirsin."

"Her neyse. Sen ne giyeceksin?"

"Ben kot gömlek giyerim sanırım," dedim. "Takım elbise ağır kaçar."

Omuz silkti. Çayının son yudumunu aldı. "Ben kaçayım. Yarın orada görüşürüz," deyip ayağa kalktı.

"Tamam. Görüşürüz," deyip onu kapıya kadar geçirdim.

Kapıdan çıkmadan uzanıp yanağıma bir öpücük kondurdu. "Görüşürüz."

O sırada kasanın arkasında oturan Betül, Işıl kapıdan çıkınca kıkırdamaya başladı. "İşleri ilerlettiniz bakıyorum da!"

Ben de güldüm. Kafamı kaşıdım. "Öyle mi diyorsun? Beni arkadaştan öte görüp görmediğini bile bilmiyorum henüz!"

Kalkıp yanıma geldi ve kolumu sıvazladı. "Yarın akşam bunu öğrenmek için harika bir fırsat bence," derken göz kırptı.

Bu düşünce bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Derin bir soluk alıp verdim. "Bakalım," dedim.

"Hadi, müşteri yokken şu saçlarını bir hale yola sokalım," dedi. İtiraz etmedim zira saçlarım epey uzamıştı.

Alt kısımlarını tamamen kısalttı fakat üstleri olduğu gibi bıraktı. Ense traşımı da düzelttikten sonra elleriyle saçlarımın üstlerini karıştırdı.

"Üstler böyle alnına dökülsün. Harika duruyor. Gözlerini belirginleştiriyor." Sonra tek parmağını kaldırdı. "Sakın jöle falan süreyim deme yarın. Öpüşürken saçlarına dokunursa kızcağızın elleri yapış yapış olmasın," dedi muzipçe sırıtarak.

Kahkaha attım. "Betül ya! Sen delisin yeminle!"

"Hadi hadi. Hoşuna gidiyor bak yanaklar nasıl da pembiş pembiş oldu," derken yanaklarımı sıktı. Sonra eğilip kollarını boynuma sardı. "Senin mutlu olmanı istiyorum canım," derken ansızın buruklaştı ses tonu. "Genç yaşta çok büyük bir kayıp verdin."

Beni Sen İnandırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin