25. BÖLÜM

2 0 0
                                    

Pazar günü sabah uyandığımda dün gece yaşananları düşünüp hayrete düştüm. Nasıl oluyordu da hiçbir şey yapmadığım halde bunlar başıma gelebiliyordu?

Yatakta doğruldum. Sersemliğimi atmayı umarak yüzümü ovaladım. Yataktan kalkıp banyoya gittim. Aynadaki yansımamı seyrettim. Saçlarım uzamıştı epey. Kıvırcık olduğundan kabarmıştı. Komik bulup gülümsedim.

Kısa bir duş aldıktan sonra hazırlanıp Karam ile birlikte çıktım. Dükkana vardığımda henüz kimse gelmemişti. Çayı demledim, fırına gidip kahvaltılık bir şeyler aldım. Geri geldim. Kahvaltımı etmeye koyuldum.

Dün geceden kalma kırgınlığı kalbimin ortasında, hatırı sayılır bir şekilde hissediyordum. Pek bir şey yiyemedim bu nedenle. Zaten boğazım da hafif şiş gibiydi. Sanırım hasta olacaktım.

Betül geldi. "Günaydın."

"Günaydın," dedim gülümsemeye çalışarak.

Yüzüme baktı. "Hasta mısın sen? Sesin bozulmuş."

"Olabilir. Boğazım da şiş."

"Kalk kalk kalk... hemen eve gidiyorsun. Bizi de hasta etmene müsaade edemem," dedi ciddiyetle.

"İyiyim ya o kadar da değil!"

"Hadi dedim! Bugün pek bir şey yok zaten. İdare ederiz biz."

Zaten çalışasın da yoktu doğrusu. "İyi madem."

"Bekle bir dakika," dedikten sonra mutfağa yöneldi. Elinde vitaminlerle geri geldi. "Bunları al eve gidince. Sana verdiğim tarhanadan da kaynat biraz. Bir şeyin kalmaz," dedi anaç Bir tavırla.

Güldüm. "Peki anneciğim," dedim.

Güldü.

Karam ile eve geçtik. Pijamalarımı giyindim. Bu çok iyi geldi.

Tüm gün evde pinekledik. Akşamüstü kapı çalındı. Işıl olduğunu düşündüm. Hatasını anlayıp özür dilemeye geldi zannettim. Fakat o değildi.

"Abiciğim," dedi Hayat kapıyı açar açmaz. Sarılmaya yeltendi ama müsaade etmedim.

"Biraz hastayım Hayat. Sana da bulaştırmak istemem."

Omuz silkip içeri geçti. "Dükkana gittim de evde olduğunu söylediler," dedi.

"Evet. Betül eve gönderdi."

"Bir şeyler yedin mi?" dedi.

"Yok. Abur cubur cips falan."

"Hemen sana bir çorba yapayım abicim," dedi ve mutfağa geçti.

"Tarhana var alt çekmecede. Ondan kaynat," diye seslendim.

"Tamam."

Tarhana çorbası, salçalı makarna ve yoğurt ile akşam yemeğini aradan çıkarmış olduk.

"Işıl'ı arasana gelsin," dedi masayı kaldırırken. "Çok istiyorum tanışmayı."

"Biz dün biraz tartıştık," dedim.

"Neden ki?" deyince olayı özet geçtim. "Beste? Liseden Beste mi? İlk aşkın?"

"Evet."

"Abi sen ne yaptın ya? Lise hayatını baştan mı yaşıyorsun nedir?"

Güldüm. "Vallahi çok enteresan bir durumdayım. Ben de şaşkınım."

"Beste de sana resmen yürümemiş koşmuş be abicim anlatmana göre."

"Pek önemli değil," dedim. "Ben Işıl'dan hoşlanıyorum."

"E ara da anlat olan biteni."

"Aramayacağım. Ararsam hatamı kabul etmiş olurum."

Beni Sen İnandırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin