Son kaçış 'FİNAL' ☆

139 16 11
                                    

Bu gece,bu evden bizi kurtaracaktım.
_____________________________________

Hayatımda tattığım tek bir duygu vardı acı. Acı o kadar güçlü bir duyguydu ki insani ölüme bile sürükleyebilirdi. Yıllarca en yakın arkadaşımın hasreti ile yanarken aslında onun dibimde oldugunu fark edememiştim, görememiştim. Her şey tekrardan düzene girdi diye düşünürken kalktığım gibi yere tekrardan çakılmıştım Hemde hiç beklemediğim bir darbe ile. Yaptıklarım için pişman mıydım bilmiyordum,akıl sağlığımı kaybettiğimi hissedebiliyordum. Ben ölmemistim ben öldürülmüştüm ancak bunu hiç kimse fark etmemisti, edememisti ancak şunu anlamıştım ki hayat her zaman acımasızdı.

Bu dünyada her şey plânladığımız gibi gitmezdi bazen,bizi bu derin çukurda gittikçe aşağılara çekerdi. O gece bir saniye bile durmadan ağladım öyleki bir yerden sonra gözyaşlarım bitti,sadece hıçkırıyordum çünkü elimden başka bir şey gelmeyeceğini biliyordum,hiç uyumadan kalbimde ki hançer ile arkamda ölü bir beden bırakarak karakola gittim,aylarca yamyamlar ve seri katiller ile bir evde yaşadığımı söylemiştim,basta her ne kadar şaşırsalarda beni sorgu odasına almıştılar. En sonunda yapıyordum,tüm gerçekleri anlatıyordum.

Benim için,bizim için yapıyordum tüm bu olanları "O evde ne yaşadınız?" Dedi polis bedenimi merakla süzerken bana yönettiği soru ile. Ben o evde neler yaşamamıştımki? Ben ne yaşamadım bu dünyada? Hoş bu soruyu bende bilmiyordum. Bazen hayat öyle çok yoruyorduki beni bu dünyada insanin dayanamayacağı bir acı yoktur diyordum kendi kendime ancak çok yanılıyormuşum. Başıma gelen peşimden gelmişti hemde hiç ummadigim bir anda. Bacağımdaki sargı bezine baktım. Onu kaybetmiştim,hayatımı kaybetmiştim.

___________________________________
Saatler önce

"Tanrım burası iğrenç kokuyor" dedim sessizce fısıldayarak. Jimin en nihayetinde bizi depo katına indirmiş,ardında kurtuluş olan kapının önüne getirmişti. İrislerimi cesetlerle dolu olan zeminden ayırarak tahtalar ile kapatılmış demir kapıya çevirmiştim. Sonunda kurtuluyorduk, kaçıyorduk bu evden. Sarsak adımlarla kapıya doğru yürümüştüm. Gitmemiz gerekiyordu,hiç kimse yokluğumuzu fark etmeden kaçmamız gerekiyordu. Gün doğmadan önce gitmemiz lazımdı.

Jimini arkamda bırakarak ellerimi paslanmış tahtalara götürerek derin bir nefes almıştım. Burnuma ilişen çürümüş et kokusu sağlıklı düşünmemi engelliyordu,gözümün önüne Namjoon geliyordu. Bunu hepimiz için yapacaktım. Tahtaları sertçe çekiştirerek ellerime kıymık batmasına sebep olmuş,acı içinde yüzümü buruşturmuştum "Açıl!" dedim inlemelerimin arasından sessizce mırıldanarak. Jimin'e söz vermiştim,bu evden kurtulacağımızı söylemiştim öylece pes edemezdim. Bunun için oldukça geçti.

Harap olmuş ellerimi görmezden gelerek kapıya çivilenmiş tahtayı çekmeye devam etmiştim. Tanrı aşkına çok zordu,nefes aldıkça öldüğümü hissediyordum. Gözyaşlarımı tutamayarak sıktığım dişlerimin arasından sinirle bağırmıştım "Açıl artık!" Açılması gerekiyordu,bizim bu evden gitmemiz gerekiyordu. Bakışlarımı demir kapıdan ayırarak arkamda durarak yerde yatan cesetlere bakan bedene çevirmiştim "Jimin?" dedim sessizce fısıldayarak. Ne olmuştu? Yoksa korkuyor muydu? Ölmekten mi korkuyordu?

Jimin irislerini irislerim ile buluşturarak boğazımda düğümlerin oluşmasını sağlamış, kalbime binlerce hançer saplanmasına sebep olmuştu. Benim küçük meleğim. Kanla kaplanmış elimi paslanmış tahtadan ayırarak yavaşça arkamı dönmüştüm. Sorun neydi? Yoksa kaçmak istemiyor muydu? "Ne oldu Jimin?" dedim zihnimdeki sesleri susturmak için sessizce fısıldayarak. Burada durmamamız gerekiyordu. Her an biri gelebilir ve bizi öldürebilirdi. Jimin korkuyla etrafı süzerek birisini aramıştı donuk bakışlarıyla.

savagery|taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin