19 Ağustos 2022
Sabah erken saatteki alarm, erkenden yapılan koşu ve sonrasında bütün günü kaplayan o yoğun toplantılar. Medya aynı soruları ısıtıp ısıtıp servis ediyordu, bir süre sonra sizde aynı cevapları vermeye başlıyordunuz. Toplantı bittikten sonra Alpha Tauri garajına dönüp bisikletimi hazırlamaya başladım. Kaskımı takıp üstümü düzelttikten sonra garajdan dışarı çıktım, Carlos beni bekliyordu.
"Şimdi de bensiz mi bisiklet süremiyorsun?" dedim sırıtarak. Kaskını düzeltip bana göz kırptı, bisikletime binip onunla beraber pisti yavaş yavaş turlamaya başladık. Yanımızdan geçen insanlar bize bakıp gülümsüyorlardı.
"Bu akşam ne yiyelim?" dedi hemen yanımda. Etrafta insanlar var mı diye hızlıca omzumun arkasından baktım.
"Carlos! Biri duyabilirdi!" Ama o hiç umurunda olmadan bisikletini sürmeye devam etti.
"Merak etme, hiçbir şey olmaz." Biraz daha bisiklet sürdükten sonra takım garajlarına geri döndük. Hazırlanırken bir süre acaba Carlos'u beklesem mi diye düşündüm fakat padoktan çıktığımda onun zaten beni beklediğini görünce kimseye görünmeden hızlıca arabaya bindim. Araba yolculuğumuz sakin geçti, eve gider gitmez yemek yiyip erkenden yattık. Yarın sıralama turları olduğu için erkenden kalkmamız gerekiyordu. Ertesi gün padoka gittiğimizde arabadan beraber indik, bizi beraber kim görürse görsün, umurumuzda değildi. Fakat yanımızdan geçip giden kişi yerimde donup kalmama sebep oldu. Charles bizi hiç görmemiş gibi yanımızdan geçip giderken Carlos'un elleri belimi daha sıkı sardı. Çenesi kasılırken bir saniye bile gözlerini Charles'ın üzerinden çekmedi. Hala bir karar veremediğimi mi düşünüyordu?
Onun elini sıkıca tutup benim takımımın garajına kadar götürmesine izin verdim. Ayrılmadan önce de alnımdan öpüp yanımdan ayrıldı. Garaja girdiğimde etrafta garip bir ortam vardı, kimse benim tarafıma bakmıyordu, herkes benim tarafıma bakmamak için garip bir gayret içindeydi. O sırada takım patronumuz içeri girdi. Sinirliydi, yanıma gelir gelmez konuya direkt girdi.
"Ne zamandır devam ediyor bu saçmalık?" dedi bir yandan bana gözleriyle adeta ateş topu atmaya hazırlanırken.
"Hangi saçmalık?" dedim bilmiyormuş gibi yaparak. Tabii ki işe yaramadı.
"Neydi o sergilediğiniz tiyatro? Ne zamandır rakip takımın sürücüsüyle yatıyorsun Annabelle?" dedi bu sefer daha yüksek bir sesle. Gözlerimi kırpıştırıp bir süre ona baktım. Ne zamandır sevgili olduğumuzu sorabilirdi. Ama yatmak da neyin nesiydi? Nasıl bunu sorabilirdi?
"Özel hayatım sizi kesinlikle ilgilendirmiyor." dedim aynı sert tonla, kaşlarım çatık bir şekilde.
"Kameralar önüne öyle el ele çıkarsan ilgilendirir!" diye bağırdı. "Bak, ilişkine burnumu sokmak istemiyorum fakat böyle bir şey yapamazsın. Kurallar var, kameralar karşısına öylece el ele çıkamazsınız. Carlos'un bunu bildiğini düşünüyordum. Önceden bize haber vermeniz gerekirdi. İkinizi de gerçekten yarıştıracaklar mı sanıyorsun? Bu yaptığın şey kariyerine mal olabilir." Bağırmaya devam etti. Tek yapabildiğim öylece bekleyip öfkeden dişlerimi sıkmaktı.
"Gerçekten kariyerini mi bitirmek istiyorsun? Hem de o adam için?" Bu sefer küçümseyerek bakıyordu.
"Söyleyeceklerin bitti mi?" dedim ona gözlerimi dikmeye devam ederken.
"Evet." dedi o da kollarını kavuştururken.
"İyi, yarıştan sonra istifamı ofisine bırakırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babydoll || Charles Leclerc
FanfictionBaşlama Tarihi: 11/06/2024 Bir insan hayallerinin peşinden ne kadar gidebilir? Ne kadar süre boyunca bu hayallerini kovalayabilir? Küçüklüğümden beri tek hayalim Formula 1 pilotu olmaktı. Abimin de tek hayali buydu. Ben bu hayalin peşinde koşarken...