Başlama Tarihi: 11/06/2024
Bir insan hayallerinin peşinden ne kadar gidebilir? Ne kadar süre boyunca bu hayallerini kovalayabilir? Küçüklüğümden beri tek hayalim Formula 1 pilotu olmaktı. Abimin de tek hayali buydu. Ben bu hayalin peşinde koşarken...
"Evet Bronie şimdi padoka giriş yaptı. Alpha Tauri binasına doğru takım arkadaşı Ricciardo ve birkaç takım mühendisi ile binaya yürüyorlar. Sabahın erken saatleri, birkaç sürücü gördük. Alpha Tauri takımına çok farklı bir yenilik getirdi. Formula 1 tarihindeki sayılı kadın sürücülerden biri olan Bronie bu takıma geçmeyi tercih etti ve Formula 1 kariyerini başlatmış oldu. Umarım her takım ve sürücü için güzel bir yarış olur. Şimdi Mercedes garajına geçiyoruz." Yanımızda birkaç muhabir belirdi fakat sorulara cevap vermeden ilerledim. Daniel önümde ben ise onun hemen arkasında garaja girdik. "Ooo gençler bugün erkencisiniz. Üst kata çıkıp oturun birazdan geliyorum." Daniel ile başımızı salladık ve merdivenlerden üst kata çıktık. "Hoş geldiniz. Bir şey yediniz mi gelmeden önce?" Laura yanımıza geldi ve sağımdaki siyah sandalyeyi çekip oturdu. Laura benim menajerimdi. Bana buradaki prosedürleri anlayabileceğim şekilde anlatmıştı. Ona çok minnettardım.. "Sabah kahvemi içmedim." "Bende." Diyerek bana katıldığını gösterdi Daniel. Son zamanlarda kafasını telefonundan kaldırmıyordu. Belki bir sevgilisi vardı ve onunla konuşuyordu? Bu gayet olabilecek bir şeydi. En azından bazı insanlar mutluydu. Benim aksime. Yeni bir ilişkiye başladıktan sadece saniyeler sonra aldatıldığımı öğrenmiştim. En başından beri ikinci kadın benmişim! Önüme konan beyaz porselen bardağın içindeki koyu kahvenin üstündeki köpükleri izledim. Kahveyi içmek için kupayı kaldırıp dudaklarıma götürdüm fakat garajın girişinde gördüğüm kırmızı polo tişört ile kahveyi istemsizce püskürttüm. Daniel yüzünü buruşturdu ve yüzünden akan kahveyi silmeye başladı. "Kahve banyosu da yaptığıma göre güne sonunda başlayabilirim." Masadaki plastik peçeteliğe uzandım ve içinden bir peçete çıkarıp ona uzattım. Bir yandan öksürüğümü durdurmaya çalışıyordum. "Ben çok ama çok üzgünüm Daniel. Gerçekten böyle bir şeyin olmasını istemedim. Sadece tanıdık birini gördüm. Kahve püskürtmek her zaman yaptığım bir şey değil yani." "Hmm. Bu tanıdık biri kim peki? Bu kadar şaşırdığına göre beraber kötü bir geçmişiniz olmalı." Laura kafasını telefonundan kaldırdı ve başını bana çevirdi. "Bu geçtiğimiz gün bahsettiğin gizemli çocuk mu? Hani senin şu-" Laura balkondan aşağı baktı ve tanımadığı kişiyi bulmaya çalıştı. "Boşuna etrafınıza bakınıp durmayın, kim olduğunu söylemeyeceğim." "Hadi ama Annabelle. Kim olduğunu bize söylemelisin. Söz Daniel ve benim aramda kalacak. Başka kimse öğrenmeyecek." Başımı hayır diye salladım. "Onun kim olduğunu asla öğrenemeyeceksiniz. Beni aldatan gereksiz biri sadece." Daniel elindeki ekmeği masaya geri koydu ve omzunun arkasından Red Bull garajına gözlerini dikti. "Red Bull'dan değil." "Öylesine bakıyordum." Omzumu silktim. Daha bunu anlatmaya hazır değildim. "Eminim öylesinedir Dan." Daniel ile çok iyi anlaşıyorduk. Birbirimize hemen ısınmıştık. Bu takım ve sürücüler için çok önemliydi. Sürücüler iyi anlaşamıyorsa ileride çok büyük sorunlar çıkabiliyordu. Kahvaltılarımız bitmeye yakın Mekies masamıza oturdu. "Bu yarışta güzel bir sonuç yapmalıyız gençler. En azından ilk 10'a girelim. Telsizden ihtiyacınız olduğunda sizinle irtibat halinde olacaklar bu konuda bir korkunuz olmasın. Annabelle aramıza yeni katıldı. Bir süre takıma, formata alışma süren olacak. Bu süreci hızlıca atlatmanı umuyoruz. Sıralamada iyi sonuç bekliyoruz çocuklar. Gerisi sizde." Sezonun ilk yarışı değildi. Daha önceki sürücüleriyle büyük bir problem yaşadıkları için onunla yollarını ayırmışlardı. Yuki yerine ben gelmiştim. Başımı salladım ve konuşmadan önce dudağımı ıslattım. "Bugün güzel sonuç çıkaracağımıza inanıyorum. Uzun zamandır Formula 1'de yarışmayı hayal ediyordum. Beni takıma aldığınız ve bu hayalimi gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederim. Yuki ile yaşadığınız durumu biliyorum ve sizi temin ederim böyle bir durum benimle yaşanmayacak. Benimle sadece küçük bir sorun yaşayabilirsiniz." "Ne gibi bir sorun?" "İkinci bir kahve almayı çok isterim." Hepsi gülmeye başladı ve Mekies gülerek garsona işaret verdi. "Hanımefendiyi duydunuz. Bir kahve daha istiyor." Garson başını salladı ve kahveyi hazırlamak için ayrıldı. "İki takım arkadaşı arasında böyle bir uyum bulmak çok zordur. İyi anlaştığınıza sevindim çocuklar." Garson kahvemi masaya bıraktı. Çaprazımızdaki garaja baktım. İzlendiğini hissetmiş gibi arkasını döndü, gözlüklerini burnuna indirdi ve bana baktı. Onca olan şeye rağmen onu nasıl hala çekici bulabiliyorum? "Vay be, Annabelle Monaco prensinden hoşlanıyor." Laura flörtöz bir şekilde konuştuğunda kusacakmış gibi parmağımı ağzıma götürdüm. "Hey hadi ama onu beğendin değil mi? Bence o da seni beğendi hala sana bakıyor. Maalesef sevgilisi var." "Sevgilisi olduğunu biliyorum. Ama ondan hoşlanmıyorum. Bence berbat bir insan. Hatta şimdi karar verdim, ondan nefret ediyorum." "Charles'ı nereden tanıyorsun?" Daniel kendine ilgi çekici bir konu bulmuş olmalı ki bu konuyu deşecek gibi duruyordu. "Abimin yakın bir arkadaşı. Ayrıca çocukluğumu mahveden biri." "Küçüklükten mi tanışıyorsunuz?" "Maalesef." Başını salladı ve daha fazla soru sormadı. Charles bakmaya devam ediyordu. İstifimi bozmadan orada yokmuş gibi davranmaya devam ettim. Laura beni sandalyeden kaldırdı ve koluma girdi. Soyunma odama gidene kadar sesimi çıkartmadım ve dişlerimi sıktım. Odaya girdikten sonra Laura karşıma oturdu ve elimi avuçları arasına aldı. "Bana her şeyi anlatabilirsin biliyorsun değil mi? Ben senin sadece menajerin değilim Anna. Aynı zamanda arkadaşınım. Korkmana ya da çekinmene gerek yok. Ben buradayım." Başımı salladım ve gözyaşlarımın arasında konuşmaya başladım. Sözcükler dudaklarımdan yuvarlandı. "Ona çocukluğumdan beri aşığım. Bu hayranlıktan başladı. Sonra ondan hoşlanmaya başladım ve bum. Önceden benden hoşlanıyormuş. Ama daha sonra Alexandra ile flört etmeye başladı ve sevgili oldular. Onların ayrılmalarından birkaç ay sonra aramızda bir şeyler yaşandı ve o gün Lorenzo'dan Charles'ın Alexandra'ya geri döndüğünü öğrendim. Bunu öğreneli iki hafta oluyor. Kendimi o kadar aptal hissediyorum ki. Ondan nefret ettiğimi söylüyorum fakat bu yanlış. Ondan nefret edemememden nefret ediyorum. Ne olursa olsun ondan birazcık bile nefret edemememden nefret ediyorum. Onu o kızın yanında görmeye dayanamıyorum. O kızın onu böylesine güldürebilmesinden nefret ediyorum. Ama onu seviyorum. Bu nefes almak gibi, vazgeçemiyorum. Uyuşturucu gibi, bırakamıyorum." Gözyaşlarımı sildim ve ayağa kalktım. Laura ağzını açıp kapatıyor, söyleyecek bir şey bulamıyordu. "Bir şey söylemene gerek yok. Benim yanımda olduğunu biliyorum ya, o bana yeter." Ayağa kalktı ve boynuma sarıldı. "O şerefsizi öldürmeme ne dersin?" "Hayır demem. Ama maalesef kazanmamız gereken bir yarış var." "Gelir gelmez kazansan fena olmaz. Leclerc'in de ağzı açık kalır." Kıkırdadım ve başımı salladım. "Elimden geleni yapacağım." "Fazlası lazım olabilir." "Merak etme, olmayacak." Odadan çıktık ve garaja girdik. Tulumum üstümde olduğu için hızlıca saçımı topladım ve şişedeki suyu yudumladım. Sürücüler için su içmek çok önemliydi çünkü yarış sırasında çok fazla su kaybediyordunuz. "Bronie kaskını tak ve arabaya geç. Birazdan arabaların piste girmesi için komut gelecek." Şişeyi Laura'ya verdim ve kaskımı başıma geçirdim. Arabaya oturduktan sonra Laura birkaç fotoğrafımı çekti ve telefonuma gönderdi. "Mükemmel çıktın. Hatta bekle bunu Instagram'da paylaşacağım." "Laura saçmalama. Kim olduğum belli bile değil. Sakın o fotoğrafı paylaşma." Ne söylersem söyleyeyim nafile. İlle de o fotoğrafı paylaşacak. "Çok geç. Vay be cidden mükemmel çıktın." Gözlerimi devirdim fakat paylaşmasına engel olmadım. Bir fotoğraf paylaşsa dünya yanmazdı sonuçta. "Evet Daniel da arabaya bindi. Artık arabaları piste götürebiliriz." İyice yerleştikten sonra direksiyonu döndürdüm ve garajdan çıktım. Geçen seneki şampiyon takımlara göre yerleştik ve bir süre bekledik. Sıralama turlarından sonra kimin kaçıncı sırada yarışa başlayacağı belli olacaktı. Beş kırmızı ışık yandı ve sıralama turları başladı. İlk tur ısınma turuydu, arabayı zikzak şekilde sürerek lastikleri piste hazırladım. Isınma turu bittikten sonra geri yerlerimize yerleştik. Telsizden cızırtılı bir ses duyuldu. "İyi şanslar Bella." Daniel'ın telsizden boğuk sesi duyuldu. "Sağ ol Dan. Umarım sende pistin tozunu arttırsın." Telsizden kısık bir kıkırdama duyuldu. "Toz attıracağıma emin olabilirsin." Son kırmızı ışık yandı ve herkes gaz pedalına asıldı. "Güzel başlangıç Bronie." "Sağ ol Laura." "Q3'e kadar kalman gerekiyor. Kaza yapmamak için uğraş." Laura'dan hemen sonra Mekies telsizden son bir şey söyledi ve telsizi kaldırdım. "Bronie mükemmel bir başlangıç yaptı. Çok hızlı gidiyor. Hamilton hemen arkasında fakat öne geçemiyor. Verstappen'den büyük bir atak! Sainz yerini kaybediyor ve Verstappen şu an beşinci sırada! Verstappen'e pite gir çağrısı yapıldı. Fakat o girmek istemediğini, tekerleklerin gayet sağlam olduğunu ve onu bayağı götürebileceğini söyledi. Perez'in hemen arkasında Alonso ve Alonso'nun arkasında ise Leclerc var. Süre doldu ve Q1 bitmiş oldu sayın seyirciler, biraz sonra Q2 başlayacak." Yorgun bir şekilde arabayı garaja sürdüm ve bana su getiren mühendise teşekkür ettim. Boğazım kurumuştu ve kaskın içinde çok bunalmıştım. Ayrıca heyecandan da ölmek üzereydim. Q1 bitmişti ve ne kaza yapmıştım ne de arabayla ilgili bir sıkıntı çıkmıştı. Bir süre sonra tekrar piste çıktım ve Q2 de göz kapayıp açıncaya kadar bitti. Kalçama kadar uyuşmuştum fakat sıralama yaklaşmıştı. "Bella Daniel Q3'e katılamıyor. Hadi kızım görelim seni." Daniel için endişelendim ve telsizi açtım. "O iyi mi?" "Evet gayet iyi içeride Ruby'e çay içmeyi teklif ediyor." Laura gülerek Daniel'ı ifşa etti fakat Mekies'in oflaması telsizde yankılandı. "İlk beşe girmeye çalışacağım." "Hop hop orada dur dostum. İlk beş mi dedin?" Mekies resmen telsize doğru bağırıyordu ve şimdiden kulaklarım sağır kalacaktı. "Evet, bunu yapabileceğime inanıyorum. Sadece bana güvenin tamam mı?" İkisi de mırıltılarla tamam dedi fakat hala şoklarını atlatamamışlardı. "Leclerc'in durumu nasıl?" O herifin adını anmak istemiyordum fakat bunu sormak zorundaydım. Onu geçmek istiyordum. "Üç sıra arkanda ve sen bu hırsla arabayı sürmeye devam edersen seni geçebileceğini düşünmüyorum." "Güzel." Yerlerimizi aldık ve sıralama turlarına hızlı bir giriş yaptık. Son turlara doğru Charles ile karşı karşıya gelmiştik. Tam küfür etmek üzereydim ki çenemi kapalı tuttum. Onu geçersem her şey mükemmel olacaktı. "Hadi, hadi, hadi." Gaza bastım ve virajdan kıvrıldım. Hemen arkamdaydı. Telsizden Laura'ya seslendim. "Leclerc'in telsizine bağlanma iznimiz var mı? Ona bir şey söylemek istiyorum." "Ne yazık ki yok. Ne söyleyeceksen bana söyle. Ona iletmeye çalışırım." Lanet olsun! "Siktir. Tamam o zaman ona şunu ilet. Onu yere gömeceğim ve oradan çıkmak için bana yalvaracak." "Tamamdır." Birkaç araba daha geçtikten sonra son tur geldi. "İletmemi istediğin mesajı ilettim." Laura'nın sesi sonlara doğru kısıldı. "Ne söyledi?" "O da seni seviyormuş." Arkadan kıkırtı sesi geldi ve ikisi de gülmeye başladı. "Bu hiç komik değil!" Arkamdan Verstappen yaklaştı ve viraja girdik. Cadde pisti çok zorluyordu. "Verstappen'e yol verebilirsin Bella. Onunla yarışmıyoruz." Zor bir karardı, yoldan çekilip Max'ın önüme geçmesine izin verdim. "Bunu bir daha yapmayacağımı bilmenizi isterim. Bir daha kimseye böyle kolay yoldan yol vermeyeceğim." Telsizden cevap gelmedi fakat haklı olduğumu biliyordum. Siyah beyaz şeridi geçmem ile telsizden büyük bir çığlık ve alkış koptu. "Bronie'nin ilk Formula 1 yarışı olmasına rağmen bir ilk gerçekleşti ve beşinci oldu! Alpha Tauri şu an çok mutlu. Alpha Tauri ekibi takım arkadaşlarını kutlamak için pistin tellerle çevrili bölgesine koşuyor. Verstappen birinci, Leclerc ikinci, Russell üçüncü. Hemen arkasından dördüncü olan Hamilton ve beşinci olan Bronie geliyor. Mükemmel bir sıralama yarınki yarışı merakla bekliyoruz." Pistin kenarındaki demirlerden sarkan Alpha Tauri mühendislerini gördüm ve heyecanla el salladım. Pite giren diğer insanları takip edip hemen arkalarından bende pite girdim. "Bravo Bronie iyi iş çıkardın." "Sağ olun arkadaşlar. Hepinize çabanız ve gösterdiğiniz emek için teşekkür ederim. Mükemmel bir yarış oldu." Garaja girdikten sonra arabadan çıktım ve kaskımı çıkarttım. "Hadi dışarı çık da gazeteciler birkaç fotoğrafını çeksin." Laura havlumu boynuma dolayıp su şişesini elime tutuşturdu. Hemencecik suyu içip saçlarımı açıp havluyla yüzümdeki teri sildim. "Annabelle buraya bakar mısın?" "Yeni format hakkında ne düşünüyorsun?" "Bu başarın hakkında bize birkaç şey söyler misin?" "Kimleri rakibin olarak görüyorsun?" "Rol model aldığın insanlar kimdir?" Muhabirlerin yanlarına yaklaştım ve hepsi saniyeler içinde mikrofonlarını uzattı. "Sakin olun soruların hepsine cevap vereceğim." Karşımda birden fazla muhabir vardı ve hepsine cevap vermeye çalışıyordum. Koyu kahve saçlarım terden sırılsıklamdı ve alnıma dökülmüştü. Perçemimi görüş açımdan çektim ve muhabirlere gülümsedim. "Beşinci olduğum için çok mutluyum, bu benim için çok önemli bir şey. Yeni formata takımım ve ben hızla uyum sağladık. Bu başarının arkasında takımdaki herkes var. Takım müdürümüz başta olmak üzere herkes bana ve takım arkadaşım Daniel'a inandı, destek oldular. Onun dışında arabaya hızlıca alıştım, bu konuda bir sorun yaşamadık. Bütün sürücüler çok güçlü ve çok bilgili. Rol model aldığım kişi ise Jules Bianchi. Güzel bir yarış oldu ama bunun yanında çok da eğlenceliydi. Teşekkürler." Laura boynuna asılı telefonu ile yanıma yaklaştı. Elinde orta boy bir defter tutuyordu. "Güzel konuştun ve riskli sorulara girmedin, aferin. Sürücüler seni sadece ismen biliyor ve seninle tanışmak istiyorlar. Bu yüzden bu akşam bir parti yapılacak. Tanışma partisi. Kıyafetlerin otele gönderildi. Saç ve makyaj ekibin de orada olacak. Ben de seninle partiye geleceğim ve yanından bir saniye bile ayrılmayacağım." "Sen onu yakışıklı sürücüleri daha yakından incelemek istiyorum desene. Ayrıca parti güzel bir fikir olabilir, eğlenceli olur." "Evet, işte bundan bahsediyorum. Kız kıza eğlence; içkiler, aperitifler ve daha fazlası! Mükemmel bir parti bizi bekliyor." Kol kola biraz pit yolunu dolaştık ve diğer sürücüleri 10 üzerinden puanlama yarışı yaptık. Laura Hamilton'a hayrandı ve bence bu çok tatlıydı. Aynı zamanda da komik. "O şerefsize on puan veremezsin, Bella." Ah tatlım, öyle bir 10 veririm ki hem de. "Verdim bile. Ne kadar Charles'dan nefret etsem de inkar edilemez bir karizması var." "Tamam dediğin gibi olabilir ama en azından biraz puan kır." "Tamam o zaman dokuz olsun o korkunç derecede fazla olan egosundan puan kırıyorum." "Benim korkunç derecede fazla egom yok." Arkamı döndüm ve tanrım! Terden dalgalanması saçları, boynundaki havlusu ve güneş gözlükleriyle karşıma dikilmiş egosu olmadığını söylüyordu! Kaşlarımı çatarak kollarımı bağladım ve ona bir adım yaklaştım. "Pardon, benim hatam senin öyle bir egon var ki korkunç kelimesi az kalır." Kolumdan tuttu ve hiç de nazik olmayan bir şekilde Ferrari garajında sürüklemeye başladı. Laura ise arkada ağzı açık bir şekilde yolun ortasında dikiliyordu. "Bırak kolumu! Bakıyorum da kalp kıran prensten kabadayılığa terfi etmişsin." Kolumu çekmeye çalıştım fakat bırakmadı. Bizi kendisi soyunma odasına soktu ve kapıyı üstümüze kilitledi. "Tanrım, yine mi soyunma odası?" "Beni dinleyene kadar buradan çıkmayacağız, istersen burada saatlerce de bekleyebiliriz. Akşamki partiyi kaçırmak istemiyorsan beni dinlemelisin. Lütfen." "O lütfen kelimesiyle beni buraya getiriş biçimin tamamen alakasızdı biliyorsun değil mi? Ayrıca seni dinlemeyeceğim, seni dinlemek istemiyorum. Sesini duymak istemiyorum, seni görmek istemiyorum. Etrafımda olmanı istemiyorum, hayatımda olmanı istemiyorum. Sırf yaşadığım o iğrenç olay yüzünden o spor salonunun önünden geçemiyorum bunun farkında mısın mesela? Ya da o kızla çıkan fotoğraflarını görmeye katlanamadığımı biliyor muydun? Onunla uyuyup onunla uyandığını düşünmekten artık delirme noktasına geldiğimin farkında mısın? Senden nefret etmek istiyorum. Aylardır öğrenmeye çalıştığım tek şey senden nefret etmek." Gözyaşlarımı sildikçe yerine yenileri ekleniyordu. Bu yüzden yaşları silmekten vazgeçtim ve sandalyeye yorgun bedenimi bıraktım. Karşıma geçti, yere çöktü ve sırtını kırmızı boyalı dolaba yasladı. "Böyle düşündüğünü bilmiyordum. Bak sana yaşattığım şeyler yüzünden adi herifin teki olduğumu düşünebilirsin ve sana haksızsın da diyemem. Ama şu an Alexandra ile birlikteyim. Sana böyle hissettirdiğimi de bilmiyordum Cherié. O soyunma odasında yaşananlar için özür dilerim. Kendime hakim olamadım ve işleri berbat ettim. Ama bu hayatta en çok neyi seviyorum biliyor musun? Senin yanında olmayı, seninle vakit geçirmeyi. Senin yanında olduğum zaman ben, ben değilim sanki. Ve bunu seviyorum. Temiz beyaz bir sayfa açmayı çok isterdim. Sadece eskisi gibi arkadaş olabilir miyiz?" Gözleri doldu ve sol gözünden bir yaş düştü. Hızlıca sildi, görmemem için başını çevirdi. Fakat ben görmüştüm. Onunla ne kadar çok arkadaş olmak istesem de yaşadıklarımı da unutamıyordum. Bunu silip atamıyordum. "Bana düşünmem için biraz zaman ver olur mu? Şu an buna cevap verebilecek durumda değilim." Başını salladı. Cevap verme gücünü kendinde bulamadığı belliydi. Kapının kilidini açtı ve kapıyı araladı. Önümden yavaş ve temkinli adımlarla dışarı çıktı, onu arkasından takip ettim. Bir anda durmasıyla sertçe sırtına çarptım, omuzlarına tutundum ve önündeki şeyi görebilmek için başımı sağa eğdim. "Ne oluyor?" Bu soru dudaklarımdan sessizce döküldü. Karşımızda Alexandra vardı, birkaç mühendis olan biteni dinlemeye çalışıyordu. Kas katı kesildim ve elimi Charles'ın kolundan çektim. O ise hiddetle bağırdı. "Burada dinlenecek bir şey yok! Şimdi lütfen herkes işinin başına geçsin." Herkes aniden arkasını döndü ve uzaklaştı. Alexandra hariç. Charles Alexandra arkasını döndü ve bana baktı. "Biraz Alexandra ile konuşmam gerekiyor Cherié. Akşam partide görüşürüz olur mu?" Kısa bir şekilde başımı salladıktan sonra oradan uzaklaştım. Aklımı bir süre ondan çekmeye çalıştım. Parti için hazırlanma vaktiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.