10 Mayıs 2022
Carlos ile buluşmamızın üstünden bir hafta geçip gitmişti. O zamandan beri ya mesajlaşıyorduk ya da ayak üstü konuşuyorduk. İkimizin de programı çok yoğun olduğu için ikinci buluşmaya çıkamamıştık. İtalya'nın boş sokaklarında antrenörüm ile sabah koşusuna çıkmıştık, takımın isteği üzerine bir Youtube kanalı açmıştık ve yarış öncesi hazırlıkların nasıl yapıldığına dair bir vlog çekiyorduk. Koşumuz bittikten sonra otele geri döndük, cebimden oda kartını çıkarıp kapıyı açtım. Üstümü değiştirip geri kahvaltıya inecektim fakat kapının dibindeki çiçek ile durdum, odaya biri mi girmişti? Kapıyı arkamdan kapatıp sessizce en yakınımda bulduğum eşyayı aldım. İçeri doğru ilerlediğimde salonun ortasındaki masada kahvaltılıklar vardı. Mutfak kısmından Carlos çıktı ve elimdeki c vitamini serum şişesine bakarak sırıttı.
"Tanrı aşkına! Ödümü koparttın!" diye bağırdım sinirle.
"Özür dilerim prenses, seni korkutma gibi bir amacım yoktu. Açıkçası sana kahvaltı sürprizi yapmaya gelmiştim." dedi sırıtmaya devam ederken.
"Önceden haber vermeliydin. Aklım çıktı." dedim masaya doğru gidip dilim peyniri ağzıma atarken. Masaya oturduğumuzda boş olan bardaklarımızı kahve ile doldurdu ve kahvaltıya başladık.
"Hem senin İtalya'da ne işin var ki?"
"Burada yaşıyorum." dedi. Bir süre son yarıştan ve yeni gelecek güncellemelerden bahsettik. Benim hakkımda sorular sormaya başlayınca bende ona ailemden bahsettim, biraz tatlı biraz da tatsız konulardan konuşurken kahvaltımız çoktan bitmişti.
"Yani farikaya daha yakın olmak için mi İtalya'ya taşındın?" diye sordum.
"Aynen, fabrikaya sık sık gidip gelmem gerekiyordu, bende buraya taşınmaya karar verdim. Ama Monaco'da da evim var." dedi sırıtırken. Tanrım, bana dayanma gücü ver yoksa bu adamı tuttuğum gibi yatak odasına sürükleyeceğim.
"Belki bende buraya taşınırım..." dedim gülümseyerek. Belki gerçekten de İtalya'ya taşınmayı düşünmeliydim.
"Belki benimle yaşarsın..." dedi sessizce. Teklifinde istekli miydi? Ya da bunu gerçekten teklif etmek istediği için mi teklif etmişti bilmiyordum.
"Belki seninle yaşarım..." dedim ama bir süre konuşmayı devam ettiremedik. Sadece flört ediyorduk, böyle bir adımı atmaya korkuyor olabilir miydi? Belki de böyle büyük bir adım atarak işleri ciddileştirmek istemiyordu. Artık ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Bana bakıp gülümsedi ve ellerimi avuçları arasına aldı. Avuç içlerimi öpücüklere boğarken kıkırtılarım odayı doldurdu. Hiç bu kadar sevildiğimi hissetmemiştim. Kahvelerimiz bittiği zaman odadan çıktık, ikimizin de bugün medya toplantısı vardı ve toplantıdan sonra da yemek yemeye gidecektik.
"Ben bir Ferrari'nin içinde, senin yanında görseler takımım ne der hiç düşündün mü?" dedim arabasına bindiğimizde.
"İnsanların ne düşüneceği umurumda değil, takımın da öyle. Bu garajdan çıkar çıkmaz flaşların patlayacak olması da umurumda değil Bella." dedi parmaklarını parmaklarım arasından geçirirken. Arabadan indiğimizde toplantının yapılacağı binaya beraber gittik. Çoğu muhabir neden aynı arabada geldiğimizi sordu, bu aralar neden beraber takıldığımızı...
Önümüzdeki yarışı umursayan kimse yoktu, kimse yarış ile ilgili bir soru sormamıştı.
Carlos, "Yarış dışında hiçbir soruya cevap vermeyeceğim, sizden özel hayatıma saygı göstermenizi bekliyorum." dedi. Bir saat süren toplantıdan sonra Carlos beni evine götürdü. Güzel bir akşam yemeği yedik, salonda oturup sarmaş dolaş film izledik ve günün sonunda aynı çarşafın altında uyuyakaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babydoll || Charles Leclerc
FanficBaşlama Tarihi: 11/06/2024 Bir insan hayallerinin peşinden ne kadar gidebilir? Ne kadar süre boyunca bu hayallerini kovalayabilir? Küçüklüğümden beri tek hayalim Formula 1 pilotu olmaktı. Abimin de tek hayali buydu. Ben bu hayalin peşinde koşarken...