çarpışma

1.8K 69 9
                                    


Ankara'daki gösterimizin ardından diğer dansçılardan ayrılıp birkaç gün kafa dinlemiştim. Ardından İstanbul'a dönmek üzere yola çıkalı iki saat kadar olmuştu ve ben Bolu'ya kadar gelebilmiştim. Gündüz araba kullanmayı şoför koltuğuna oturduğum ilk andan beri hiç sevmemiştim. 

Vakit geçirebilmek adına eski Türkçe şarkıları son ses açıp, onlara eşlik ederek yoluma bakıyorken bu dünyadaki en büyük korkumu, en büyük travmamı tekrar yaşamıştım. Bir araba kazasına dahil olmuştum..

****

Kafamı şişmiş hava yastığından kaldırdığımda ölesiye korktuğum o anı tekrar tekrar yaşadığım korkunç bir paradoksa girmiş gibi hissediyordum. Aynen böyle olmuştu. On bir yıl önce yine bir öğle vakti yaşadığımız korkunç bir kazada kaybetmiştim tüm ailemi.

Anılarım bir kabus gibi tekrar gözlerimin önüne gelirken tüm vücudumun titremeye başladığını hissedebiliyordum. Beni bu andan çekip çıkaran yarı çıplak bir sarışındı. Arabama doğru bağırarak koşuyordu. 'Çık hemen oradan!' Bana çarpan adam bu olsa gerek. 'Çabuk ol!'

Gözlerimden yaşlar durmaksızın akıyorken sarışın adamı hiç göremez olmuştum. Yalnızca buğulanan gözlerim değil, arabamın önünden çıkan yoğun duman da herhangi bir şeyi görebilmemi imkansız kılıyordu.

Üstü çıplak adam acele hareketlerle kapımı açıp emniyet kemerime yöneldi. Burnuma dolan güzel kokusu geçirdiğim panik atağa iyi gelecek gibi duruyordu. Bir kolu kemerimi çıkarmaya uğraşırken diğer koluna tutunmuştum sıkıca. Hızlı hızlı alıp verdiğim nefesler sonunda başımı döndürmeye başlamışken kurtarıcım da beni emniyet kemerimden azat edebilmişti.

'Gel.' dediğinde tuttuğum kolunun omzuna başımı bırakmıştım. Dizlerimin altına bir kolunu sokup diğer kolunu elimden kurtarıp sırtıma atmış ve beni çıkarıp hızlı adımlarla uzaklaştırmıştı. Yol kenarında hafif eğimli çimenden bir zemine bırakmış ve yanıma oturmuştu.

'İyi misin? Bana bak.' Diyerek bana seslenirken şiddetli ağlamalarım susmak bilmiyordu. Titreyen elim tekrar koluna gittiğinde uzvunu vücudundan koparmak istercesine sıkıca tutuyordum. Diğer kolunu sırtıma götürürken başımı tekrar omzuna koymama izin verdi.

'Sorun yok, yanındayım. Geçti.' derken sırtımdaki eli beni sıvazlıyordu. Kokusunun verdiği güvenle sakinleştiğimi hissedebiliyordum. Bu sırada sırtımdaki elinin boşluğunu hissetmiştim. Belli ki ambulans çağırıyordu.

****

Ağlamalarım artık iç çekişlere döndüğünde gözlerimi açmış, hala üstü çıplak adamın boynuna bakar pozisyonda olduğumu farketmiştim. Son bir kez derince nefes alıp geri çekilmiş ve vücuduma bakmıştım. Her yanım yara bere içindeydi. Çenemden tutup yüzümü yukarı kaldırdığında görebilmiştim kurtarıcımın yüzünü sonunda.

'Her şey yolunda.' demişti. Dolu gözlerimi kapatıp kafamı aşağı yukarı sallarken sonunda ambulans da gelebilmişti. Kolunu tutan elimi kaydırıp kendi elinin içine aldı ve bırakmayarak ayağa kalktı. Ambulansa bu tarafa gelmesi için işaret ediyordu.

Ben de elinden destek alarak kalkmaya çalıştım fakat korkudan olsa gerek dizlerim tutmuyordu. 'Bekle.' Dedi havadaki elini omzuma koyup.

Etrafa bakındığımda arabasına çarptığım mahvolmuş aracı ardından üstünde dumanı hala eksilmemiş kendi arabamı gördüm. Gözyaşlarım durmadan akıyorken yanımıza gelen sağlık ekipleriyle kurtarıcımı tutan ellerimi ondan ayırmışlardı.

****

Hastanede gözlerimi açtığımda korkuyla hızla doğrulmuştum. Bu hareketim her yerime sızı yayılmasına sebebiyet vermişti. Üstümdeki örtüyü fırlatıp kenara attığımda vücudumun çoğu yerinde bandajlar vardı. Sol elimde de bir serum takılıydı. Odada kimse yoktu. Telefonum ve diğer eşyalarım nerede diye kalkacakken başımın dönmesiyle yerime geri oturdum. Demir eksikliğimden mi yoksa yaşadığım bu korkunç olaydan mı diye düşünürken odamın kapısı açıldı. Gelen o adamdı. Kurtarıcım.

'Niye kalktın hemen? Yat geri.' dedi iki elini de omzuma götürüp beni yatırırken.

'Nasıl oldun? Çok korkmuştun ama şükür bir şeyin yokmuş.' Dedi ve yanımdaki koltuğa oturdu.

Tekrar doğruldum ve yatakta oturur pozisyona geldim.

'Sen, iyi misin? Ben.. çok teşekkür ederim.' Bi kısa durakladıktan sonra lafımı bitirebilmiştim.

'Saçmalama ne teşekkürü. Yalnız sen turp gibisin de araban mahvoldu.' Diyerek konuyu değiştirmeye çalışmıştı. Bakışlarımı tekrar yüzüne çevirdiğimde sırıtarak bakıyordu bana. Kıkırdadım, komik görünüyordu.

'Senin kıyafetlerine ne oldu? Bir yerine de bir şey olmamış.' Diye konuyu değiştirmesine yardımcı oldum.

'Saatlerdir araba kullanıyordum kızım, sıkıntıdan çıkarmıştım işte. Benim hiçbir şeyim yok sen de çabucak iyileşeceksin. Geçti hepsi.' dedi yüzündeki gülümsemeyi kaldırıp daha ciddi bir ifade takınırken.

Bir sessizlik olmuştu. Ellerime bakan gözlerimi yüzüne çıkarıp ilk defa incelemeye başlamıştım onu. Kalın kaşları ve büyük dudakları vardı. Çok da keskin bir çenesi.. Gözlerim geniş omuzlarına kaydı. Kısa bir süre önce orada olduğumu anımsadım. Kolundaki tırnak izlerimi görünce içimde bir cız sesi yankılanır gibi oldu. Derin bir nefes aldım tekrar kokusunu duyabilmek için ama başarılı olamadım. 

Bakışlarımı tekrar yüzüne çıkardığımda onun da beni incelediğini farkettim. Fırlatıp attığım örtü tüm vücudumu açıkta bırakmıştı. Onun iri cüssesinin aksine, bandajlarla sarılı küçülmüş bedenime baktım. Kendime üzülmüştüm.

'Örtüyü niye attın?' Diye sordu yerinden kalkıp örtüyü almaya giderken.

'Panikle.' Kısaca cevaplamıştım. Yerden aldığı örtüyle tekrar üzerimi örttü. Sonra oturmadı. Kafamı yukarı kaldırıp diyeceklerini bekledim.

'Adın ne?'

'Defne.'

'Defne. Ben tutanağı sigorta şirketini falan halledeceğim. Sen dinlenmene bak.' Dedi.

Kafamı salladım aşağı yukarı.

'Geçmiş olsun.' dedikten sonra odadan çıktı. 

Ardından kapanan kapıya bakarken ona adını sormadığımı fark ettim. Yorgun düşmüş bedenimi tekrar uykunun kollarına bıraktım. 

****


Kaza'nın üstünden bir hafta geçmişti. Çapraz bağlarımdaki zedelenme dolayısıyla dans provalarıma katılamıyordum. Bir balerin için haftalarca prova yapmamak onu çok geriye itebilirdi. Üç dört hafta daha beklememek için düzenli olarak fizyoterapi alıyor, bir an önce iyileşmeye çalışıyordum.

Yine terapi gördüğüm bir günün sonunda hasta bakıcılardan birinin yardımıyla klinikten çıkmak için uzun ve serin koridorda ilerliyorken burnuma rahatlatıcı ve garip bir şekilde tanıdık bir koku doldu. Oldukça yoğun hissettiğim bu kokunun çıkış noktasını bulmak için yavaş hareketlerle etrafıma bakınmaya başladım. 

'Defne hanım bir şeye mi ihtiyacınız var?' Koluna girdiğim hasta bakıcıya döndüğümde arkasında duran adam dikkatimi çekmişti. Sırtı dönük olmasına rağmen onu tanımam uzun sürmemişti. 

Bu kurtarıcımdı.


𓆩♡𓆪

birkaç bölüm yazdım ve çok bağlandığımı hissettiğim bir kurgu oluyor gibi

umarım beğenirsiniz askolarım   ༘⋆🌷🫧💭₊˚ෆ

yorumlarınızı bekliyorumm 🫶🏻🍓

VAGANOVA  🦢 barış alperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin