tanışma

1K 62 4
                                    

Bu kurtarıcımdı.


****

Genç hasta bakıcının ismimi söylemesiyle, çıplak adam da arkasını dönüp bize bakmıştı. Artık çıplak değildi tabii..

'Defne.' dedi sorarcasına.

Tanıdık yüzle göz göze gelince içimde bir haftadır hiç geçmemiş olan kaygı duygusundan pek eser kalmamış gibiydi. Üzerimde onun hiç farkında olmadığı, benimse nedenini bilmediğim büyük bir etkisi vardı. Bana iyi geliyordu.

'Merhaba.' dedim gülümseyerek. Hasta bakıcının kolları arasından çıkardığım elimi uzatmış tutmasını bekliyordum.

'Neyin var, niye burdasın?' diye sordu elimi tutup kendi koluna sokarken yanımdaki yerini almıştı. Dönüp hasta bakıcıya eğdiği kafasıyla teşekkürler demişti. Birlikte yavaşça yürümeye başladığımızda konuşmuştum.

'Bağlarım zedelenmiş kazada. Hızlıca iyileşmek için sürekli gelip gidiyorum terapiye. Senin burada ne işin var?' Tuttuğu, kolundaki elimi sıkılaştırmıştım. Yürürken biraz zorlanıyordum. 

'Sporcuyum ben, ondan sık sık gelmeye çalışıyorum kontrole.' dedi.

'Sahi adın ne senin? O gün sormak hiç aklıma gelmedi. Aklım da hiç bana gelmedi ya..' diye sordum, yüzüne doğru yukarı kaldırırken başımı.

'Barış Alper adım. Evet çok korkmuştun. Ben de çok korktum.'

'Barış Alper.' diye tekrarladım onu. 'Çok memnun oldum. İyi ki oradaydın.' dedim. Maruz kaldığım kokusu vücudumu ele geçiriyor gibiydi. İstemsizce gözlerimi kapattım derin bir nefes alırken.

'Ne oldu? İyi misin?' dedi beni durdurup. Gözlerimi açıp cevapladım onu.

'İyiyim. Sayende.' dedim. 'Sen olmasan şu an beyaz bir odada, tek başıma.. Belki kendime sarıldığım bir gömlek giyiyor olabilirdim.'

'Abartma canım. Korktun sadece. Dumanları görünce ben de çok korktum ama sandığımız olmadı çok şükür.' dedi. Kliniğin çıkışına gelmiştik. 

'O kadar basit değil de.. neyse.' diye fısıldadıktan sonra yukarıdan bana bakan sorgular gözlerine baktığımda konuşmuştu. 

'Seni gideceğin yere kadar bırakabilir miyim?' arabasını gösteriyordu. Yeni bir araba almıştı belli ki. 

'Evim çok yakın. Yürüyeceğim.' dedim kafamı iki yana sallarken.

'Nasıl yürüyeceksin bu halde?' diye sordu.

'Yavaşça.. Arabaya binmek istemiyorum hiç. Teşekkür ederim.' dediğimde dudaklarını anlayışla birbirine bastırdı.

'Haklısın pardon. Seninle yürüyeyim o zaman.' diye sorarcasına konuştu. 

'Epey vaktin varsa olur.' dedikten sonra kıkırdadım. Birkaç saniye gülüşüme baktı. Ardından o da bana eşlik ederek gülümsedi ve cevapladı beni.

'Epey vaktim var.'

Pek de uzak sayılmayan evime doğru yürümeye başlamıştık. Merdivenleri ağır ağır indikten sonra sessizliğimizi bozan ben olmuştum.

'Hangi sporu yapıyorsun Barış Alper?' kolunun arasında tuttuğu elimi bırakmadan kolunu çekip belime koymuştu. Gözleri ayaklarımda beni düşmesinden korktuğu bir biblo gibi dikkatlice yürütüyordu. İlgisi o kadar hoşuma gitmişti ki bi numara yapıp bayılsam mı kucağına diye düşünmedim değil. 

'Futbolcuyum.' dedi. Sanki dikkatini dağıtıyormuşum gibi kısaca cevaplamıştı beni.

'Bu kadar çok yürümen sorun olmaz mı?' diye sordu yüzüme çıkardığı bakışlarını. Aptallaşmış gibi gözlerine bakıyordum. Yüzüne vuran güneş ışığıyla parlıyorlardı. 

VAGANOVA  🦢 barış alperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin