kavuşma

741 48 8
                                    


Almanya'ya indiğimde saat yediyi biraz geçiyordu. Kaldığını bildiğim otelde olmayacağını düşünerek, bindiğim taksiye stadyumun adresini vermiştim. Maçın başlamasına çok az kalmıştı.

Stadyuma yakın bir yerde indiğimde her yer o kadar kalabalıktı ki onları takip ederek yolumu bulmuştum. Taraftar girişinden girmem biletim olmadığından mümkün değildi. Futbolcuların ve diğer teknik insanların girdiği kapıdan da güvenlik amaçlı beni almazlardı. Yine de güvenliğe doğru ilerlerken bunları düşünüyordum.

Güvenlik eliyle durmamı işaret edip, görevli kartımı görmek istedi. Tabii ki bende yoktu öyle bir şey. Almanca konuşan adama İngilizce cevap vererek anlamasını umuyordum.

'Ben futbolculardan birinin yakınıyım. Barış Alper Yılmaz. Geçmem lazım çok önemli.' 

'Evet. Ben de futbolcuyum birazdan girip oynayacağım.' dedi koca göbeğini tutarak. Benimle dalga geçiyordu. Yakasını tutup kendime çekmeye çalıştım.

'Bana bak sana önemli diyorum. İçeri girmem lazım.' dediğimde başka bir güvenlik daha gelmiş beni ittirmişti. Yakasını tuttuğum adam sinirle Almanca bir şeyler söylüyordu. 

Derken tanrı sesimi duydu ve Türk takımından görevli bir çocuk içeri girecekken beni görüp yanıma geldi. 

'Defne hanım iyi misiniz?' Beni tanıdığını duyunca sevinçle sarıldım ona.

'Ah. Allah gönderdi seni gerçekten. İçeri girmeme izin vermiyorlar. Barış'a sürpriz yapacaktım ama güvenliği hesaba katmamışım.'

'Tamam abla sorun yok gel benle.' demişti. Ardından görevli kartını gösterip benim kim olduğumu anlatınca görevliler ağızlarının içinde küçük bir özür dilemişlerdi. 

Girişten soyunma odasına giden tünelde yürüyorduk. 'Çıktılar mı sahaya?' 

'Çoktan çıktılar abla, ısınıyorlar.' Bana abla diyen çocuğun benden büyük durduğunu düşünüyordum uzun adımlarına yetişmeye çalışırken. 

'Sen nerde bekleyeceksin?' dediğinde ona sürpriz yapacağım dediğimi hatırladım. Halbuki tek amacım bir an evvel Barış'ı görmek ve onun ilk maça keyifsiz çıkmasını önlemekti. 

'Soyunma odasında beklesem olur mu?' diye sordum.

'Olur ama birazdan takım gelip formalarını giyecek. O zaman çıkarsın.' dedi.

Soyunma odasının kapısına geldiğimizde başımla onu onaylayıp içeri girdim. Dolaplara bakıp Barış'ınkini buldum. Tam önündeki benche oturdum ve onu bekleyeme başladım. 

Yaklaşık 10 dakika sonra kalabalık ayak sesleri duymamla ayağa kalktım. Erkek soyunma odasında beklediğimi hatırlayınca bir sıkıntı olmaması adına hemen kapıya yöneldim. Kapıyı aralayıp kafamı çıkarınca gelenin bizim takımımız olduğunu gördüm. En önde gelen Kerem'le göz göze geldiğimizde gözlerini büyütüp 'Aaa!' dedi. Dışarı çıkıp gülümsedim ona. 

'Selam Kerem. Barış nerede?' dedim bodoslama konuya dalarken.

'Merhaba Defne. Napıyosun burda? Barış geliyor arkadan.' dedi.

'Sürpriz.' dedim gülerek. 'Çok sağol.' deyip hızla kalabalığın arasına daldığımda şaşkınca bana dönmüştü bazı yüzler. 

En arkaya geldiğimde hala Barış'ı görememiştim. Biraz daha ilerleyip tünelin sahaya çıkışına yaklaştığımda içeri giren sevgilimi gördüm. Yanında birkaç kişi daha vardı. Yüzü düşük sevgilime bir şeyler anlatıyorlardı. Barış eğik başını kaldırınca tam karşısında duran beni görmüştü. Gözleri büyüdüğünde hızla yanıma adımlamaya başladı. Lafı bölünen adamlar arkasından ona bakıyordu şaşkınca.

VAGANOVA  🦢 barış alperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin