lütfen

551 53 17
                                    




'Biliyorum şu an annenle birlikte dans edip duruyorsun ama alışma fazla, seni futbolcu yapacağım kaçarın yok.'

Barış'ın evinde koltuğa uzanmış yatıyorduk. Bir kolumda Pablo yatıyorken, diğer tarafımda uzanan sevgilim kafasını karnıma yaslamış konuşuyordu, ben de saçlarıyla oynuyordum.

'Ben kızımın futbolcu olmasını istemiyorum ama. Çok sert oynuyorsunuz.' sakince konuşmama karşılık yattığı yerden hızla doğrulup oturur pozisyona geçmişti.

'Kızımız. Kız mı olacak?' diye sordu şaşkın suratıyla.

'Sanırım.' dedim kıkırdayarak. Kolumdan çekip beni de oturur pozisyona getirdiğinde Pablo da aramıza geçip oturmuştu. Ellerimi avucunun içine alıp konuştu.

'Allah mı söyletti acaba? Defne, kızımız!' sonunda sesini yükselttiğinde irkilmiştim.

'Ay Barış ne bağırıyorsun?' Elini karnıma götürüp eğildi. 'Özür dilerim kızım. Korkma, heyecanlandım sadece.'

Bu halini gülümseyerek izliyorken onu bebeğimizle ilgilenirken hayal etmeden edememiştim. Gözümün önüne gelen şeylerle dalmış gitmişken elini sallayan sevgilimle döndüm gerçekliğe. Bakışlarımı yüzüne çıkardığımda yan gülüşüyle yüzüme bakıyordu.

'Nerelere gittin öyle?'

Büyük elini iki elimle tutup destek alarak yaklaştım ona oturduğum yerde. Bacaklarımı bir bacağının üstüne yerleştirip onunkilerin arasından sallandırdığımda diğer elini dizlerimin üstüne koyup tuttu.

Karnıma bakıp konuştum. 'Sizi hayal ettim birden. Tütü'yü kucağında salladığını falan..' yüzümü yukarı kaldırdığımda içi gitmiş gibi dinliyordu beni. Bir eliyle yüzümü tutup sevmeye başladığında gözlerimi kapatıp eline bastırdım yüzümü.

'Güzelim benim..' Gözlerimi açtığımda birkaç saniye bakıştık. Tuttuğu yüzümü kıpırdatmadan bana yaklaşıp yavaşça öptü dudaklarımı. Anın tadını çıkarıyor gibiydi. Ellerimi yanaklarına çıkardığımda boşalan kucağıma çıkıp yerleşmişti Pablo da.

Dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı birleştirdikten sonra konuştum.

'Barış.. İyi ki çarptın arabama.' duydukları onu keyiflendirmiş olacak ki omuzları sarsılarak güldüğünde devam ettim.

'İyi ki tanıştım seninle.' dudağıma minik bir öpücük bırakıp konuştu.

'İyi ki bir tanem.'

Yanaklarındaki ellerimden birini biraz çekip oraya bir öpücük bıraktım. Geri çekilip yüzüne baktığımda gözlerini kapatmış gülümsüyordu. Gülüşünün kenarına bir öpücük bıraktım. Gözlerini açtığında burunlarımızı değdirip kıkırdadım.

Beni belimden tutup kaldırdı ve kucağına yerleştirdi. Ellerim yine yanaklarındaki yerini alırken bu kez burnunun ucuna bir öpücük bıraktım. Yine gözlerini kapattığında parmağıyla kaşını işaret ederek konuştu.

'Burayı da.' o kadar tatlı görünüyordu ki gülerek dediğini yaptım ve kaşını da öptüm. Bu kez gözünün altını göstererek konuştu.

'Maçta buraya basmıştı biri. Çok kanadı.'

Duyduklarımla içim giderken önce dokundum gösterdiği yere. Parmak uçlarım sızlar gibi olduğunda elimi çekip nazikçe öptüm orayı da.

Ardından mayışmış gözlerini açtı. Derin bir uykudan uyanmış gibi bir hali vardı. Belimdeki ellerini vücuduma dolayıp göğsüne çekti beni. Parmakları saçlarımın ucuyla oynuyorken yanağımı göğsüne sürterek yerime yerleşiyordum.

VAGANOVA  🦢 barış alperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin