güzelim

989 65 17
                                    


Gözlerimi yatak odamda açmamla içime yalnızlığın dolması bir olmuştu. Barış yanımda değildi. Dışarı baktığımda sokak lambaları yanıyordu, hava kararmıştı. Üstümdeki örtüyü kaldırırken Barış'ın beni buraya taşıyıp üstümü örtüşünü hayal ediyordum. 

Tutunarak yavaşça yere basmış ve yine tutunarak odamdan çıkmıştım. Hemen salona açılan kapımdan mutfağı ve dolayısıyla ocak başında bir şeyler karıştıran Barış Alper'i de görebiliyordum. Arkası dönüktü. Küçük mutfağımda kocaman duruyordu. 

Beni duymadığını hala arkasını dönmemesinden anlamıştım. Gidip mutfak adasının önündeki yüksek sandalyelerden birine oturdum. Sağlam bacağımı yukarı çekip sarıldığım dizime yanağımı yasladım ve onu izlemeye başladım. Makarna yapıyordu. Makarnayı nereden bulduğunu düşünmeye başlamışken arkasını döndü. 

'Günaydın.' dedi. Korkmamış mıydı?

'Çok uyumuşum, kusura bakma.' dedim. 'Güzelce dinlenebildin mi?' diye sordu karşıma geçip iki eliyle adaya yaslanarak.

'Dinlendim. Teşekkür ederim.' dedim. Gözlerine bakıyordum aşağıdan. Onu tanımayan bir hayranı gibiydim. Minnet duyuyordum. Varlığına alışıyordum.

'Evinde gerçekten hiçbir şey yoktu.' dedi elindeki küçük bezi omzuna atarken. 'Markete gidip aldım bir şeyler. Balık yersin dimi?' diye sordu. Makarna pişirmiyor muydu?

'Bu kadar zahmete girmeseydin keşke.' dedim sorusunu cevapsız bırakırken.

'Ne zahmeti kızım. Acıktım, sen acıkmadın mı?' Rahatlığını seviyordum. Sayesinde hiç garip hissetmiyordum onunla.

'Acıktım. Balığı çok severim.' 

'Makarna da yaptım.' 

'Ellerine sağlık şefim.' dedim kıkırdarken. Bacağımı yere indirip ağırlığımı üstüne vererek kalktım ve tutunarak yanına gittim. Yanına varınca o da beni tuttu. 'Salata yapayım mı?' diye sordum yukarı bakarak.

'Uğraşma sen ben yaparım.' 

'Misafir gibi hissettim bugün. Bari bir salata yapayım.' dedim izin istercesine.

'Tamam ne lazım dolaptan.' Açtığı dolap kapağıyla konuştu.

'Beni alıştırma sonra hep isterim seni bakıcı diye.' 

Vücudunu bana çevirip, ayağını diğerinin arkasına atıp, kolunu da dolap kapağına yasladıktan sonra bakmıştı yüzüme. Kaşlarını havaya kaldırmış sırıtıyordu. 

'Gelirim ben de.' Kıkırdamıştım yine. Birkaç saniye bakıştığımızda alt dudağıma dişlerim arasında eziyet ediyordum. Yapmak istediğim şeyi düşünerek gözlerimi kapattım ve kollarımı havaya kaldırıp ağır adımlarla yürüdüm ona. Beline doladığım kollarımla kafamı da göğsüne doğru eğerek sarılmıştım ona. 

Önce pozisyonunu bozmadı. Ardından duruşunu düzeltip kollarını sardı bana. Eli saçlarımı okşuyor diğeri omzumu sıkıca tutuyordu. Saçlarımın arasında derin bir nefes alıp bir  de öpücük kondurduğunu hissettim. 'Teşekkür ederim. Her şey için.' 

Dediğimle omuzlarımdan tutup geri itti beni. 'Balık yandı.' panikle fırına yönelirken konuştu. Havada kalmış gibi ardından baktım. Keyfimi yerine getiriyordu her hareketi.


****


Az önce oturduğum yüksek sandalyeye oturmuş tabaklarımızı doldurmasını izliyordum. 

VAGANOVA  🦢 barış alperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin