9. GECE

18.3K 942 100
                                    

ACININ KANATLI KAFESİ
09.08.2024

9. GECE

🥂

Bazen rüyada olduğuma inandığım anlar oluyordu. Her şeyin son bulacağını ve cennette uyanacağıma olan inancım çocukçaydı belki ama hala bir umut besliyordum.

Sunulanlar birebir kurtuluş gibi hissettiriyordu. Ama şartlar benim için uygun değildi ve ben bunu kabul edemezdim.

"Hayır," dedim. "Bakmam gereken bir kardeşim var, hayatım var ve ben-"

"Kardeşinin tedavisini karşılayacağımı söylemiştim." Buna inanmak istemiyordum. Mucize gibi geliyordu çünkü, kardeşimi iyi ve ayakta, yaşıtları gibi eğlendiğini ve onlardan geri kalmadığını görmek.

"Karşılığında ne istiyorsun?" Diye sorabildim sadece. En azından bunu öğrenmeliydim. Kardeşim için kendimden vazgeçeli çok oluyordu. Ne benim ondan başka kimsem vardı, ne de o benden başka birine sahipti.

"Sadece... Seninle vakit geçirmek."

Bu kadarıyla sınırlı kalmamalıydı. Bir kere bu mantıksızdı. Böyle zengin bir adam neden benim gibi zavallı bir kızı eğlenmek için yanında isterdi ki?

"Bana zarar vermeyeceğini nereden bileceğim?" Ya beni öldürürse? Sebebi olmayabilirdi, hakkımı arayacak kimseye sahip değildim.

"Sözleşme imzalayabiliriz." Yine de imzalarımızın ne kadar inandırıcı olacağı beni ürpertiyordu. İmza atsak ne olacaktı ki? İkimizden biri bunu bozsa beni öldürürdü belki ama ya o bu kuralı bozarsa ben ona ne yapardım? Hiçbir şey.

"Bu... Yine de mantıksız." Aklımdaki şüphelerden ona bahsetmek istedim. "İkimizden biri kuralların dışına çıktı varsayalım, senin elinde beni," ne diyeceğimi bilemedim. "Belki de öldürecek ve hiçbir şey olmamış gibi ortadan kaldıracak imkanlar var." Yine de bunu düşünmek korkutucuydu. "Peki sen kuralları bozarsan ben ne yapacağım? Seni öldüremem, seni öldürürsem," tüllerin ardındaki adamlara göz attım. "Onlar beni yaşatmaz."

Hem adam öldürebilir miydim bundan emin değildim. Kan göremiyordum, tansiyonum düşüyordu ve güçlü değildim. Silah kullanmasını bilmezdim, birini bıçaklayacak soğukkanlılığa sahip değildim. Kimseyle dövüşemezdim, kırk kilo birini devirmeleri çok kolay olurdu.

"Elbette bu da farklı bir bakış açısı." Yine de bana başka seçenek sunmadı. "Ben sözümden dönmem," dedi basit bir şekilde. "Sen de dönmezsen bu işten ikimiz de karlı çıkarız." Bir yerde haklıydı belki ama beni tatmin edecek sözlere ihtiyaç duyuyordum.

"Kardeşim iyileşecek mi?"

"Hiç olmadığı kadar sağlıklı olacak." Gözümü boyamaya çalışıyorsa başarıyordu ama ona neden güvenecektim? O kimdi ki? Sadece bir gece ve onun ertesi gününde birlikte vakit geçirmiştik. Yine de... Güven duygusunu hissettim. Bir şekilde o hissi bana aşılamayı başardı.

"Ben, bunu düşünebilir miyim?"

"Elbette," dedi. "İstediğin kadar düşünmekte özgürsün." İstediğim kadar düşünmekte özgür olsam bile kardeşimin bu zaman kaybına ayıracak vakti yoktu.

Tereddüt ettim, çekinsem de, "Bana dokunacak mısın?" Diye sordum. Buna hazır değildim. Kimsenin metresi olmak istemiyordum. Ama ya evet derse... o zaman ne yapacaktım? Her şeyi hiçe sayacak ve kardeşim için bunu kabul edecek miydim?

ACININ KANATLI KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin