6. VEDA

21.2K 1.2K 227
                                    

ACININ KANATLI KAFESİ
06.08.2024

6. VEDA

🥂

Bakışlarım o ve kapı arasında gittiğinde, "Shut up."  (Kapa çeneni.) Dedim anın heyecanıyla. Miray onu duymamalıydı, haberdar olmamalıydı.

Bu dediğimle kaşları çatıldı, hatta şaşırdı. "Sorry sorry!" (Üzgünüm, üzgünüm!) Dedim ve ellerimi kollarımı havada salladım.

"My sister," ellerimle içeriyi gösterdim ama o telefonunu bana doğru uzatınca, bunun daha mantıklı olduğuna karar verdim.

"Kız kardeşimin haberi yok, sakın ses çıkarma ve lütfen onu bu işe karıştırma." Bekledi ve dinledi, ardından başını salladı, anlayışla. Miray tekrardan ve daha uzun, "Abla," diye bağırınca yine odanın kapısını gösterdim ve koşturarak oraya yöneldim.

"Efendim?" Dedim kapıyı açarken, "Tuvaletteydim." Baktı ve baktı. "Sıkıldım," dedi. "Telefonumla işin bitti mi?" Aslında tam olarak bitmemişti ama Roman'ın telefonu vardı, o yüzden cebimdeki telefonunu ona uzattım.

"Çok teşekkürler," gülümsedi. "İşin bitti mi?" Dudaklarımı dişledim, yalan söylemekten bıkmıştım, özellikle de kız kardeşime. Aramızda gizli saklı olmazdı ama şimdi uzaklaşmıştık.

"Daha bitmedi, yemek yapacağım." Başımı yana yatırdım. "Ben de yanında otursam olur mu?" Hayır, güzelim inan ki çok isterim ama hayır... Önce salonumuzdaki adamın gitmesi gerekiyor. Ne olduğunu belirsiz o adamın.

"Daha içerisiyle uğraşıyorum bebeğim, bu günlük otursan olur mu?" İlgisini çekmeye başladığımı biliyordum, belki de biraz şüphe ediyordu. Buruklaştı, ona rağmen bir şey demedi ve başını salladı.

Bu yönü yüzünden ağlamak istiyordum. Hiçbir zaman söylediklerime itiraz etmez ve kabul ederdi. Bazen itiraz etsin isterdim ama etmezdi.

Yanına gittim ve yanağından kocaman öptüm. Her şey onun iyiliği içindi. Önce şu adamdan kurtulmalıydım ve sonrasında istediği her şeyi yapabilirdim.

Ben onu öpünce o da beni öptü. Bu sayede belki ufak da olsa bir özür dilemiştim. "Sen takıl." Ve odasından çıktım. Akşam yemeğinde mercimek çorbası verebilirdim, bu yüzden içim rahattı.

Tekrardan oturma odasına geldiğimde, beni beklediğini ve hareketlerimi izlediğini gördüm. Başka ne yapabilirdi ki zaten?

Geçtim, telefondan iletişim kurduğumuz için ona yakın bir koltuğa oturdum. Eline aldı telefonunu, bana doğru uzattı, bir şey söylememi beklediği belliydi.

"Kız kardeşimin senden haberi yok, ses çıkarma lütfen, bu olaylardan da onu uzak tut." Dinledi, sonra kendisi bir şeyler söyledi. "Masum insanları tehlikeye atan birine mi benziyorum? Sizi tehlikeye atmayacağım, söz."

İçimi rahatlatmalı mıydı? Biraz olsun rahatlattı. Hiç tanımadığım birinden aldığım söz bile bu hayatta yükümün az da olsa hafiflemesine yol açtı.

"Ne iş yapıyorsun?" Dedim kendimi tutamadan. Fark ettiğim üzere durumu iyi gibiydi. Mesleğini merak etmiştim.

Dinledi, konuştu ve cümleler çevrildi. "Ailemin mirasını sürdürüyorum, bir çeşit ticaret gibi düşün. Ya sen?"

ACININ KANATLI KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin