25. Bölüm

917 64 9
                                    

Kapım çalınca 'gel' diye seslendim
İçeriye Brenda girdi

"Nasılsın hanımım"

"İyiyim teşekkür ederim sen"

"Teşekkür ederim iyiyim size bir sürprizim var daha doğrusu Kralımızın bir sürprizi var"

Şu an hiç sürpriz havamda değildim

"Ne sürprizi Brenda"

Brenda kapının yanına gidip

"İçeri gelin lütfen"

Şimdi kim gelmişti durduk yere

İçeri annem girince gözlerim sevinçle büyüdü oturduğum yerden fırlayıp anneme sarıldım
Gözlerim önce doldu sonra ağlamaya başladım
Bir süre sarıldıktan sonra annem benden ayrıldı

Elleriyle göz yaşlarımı silip ardından kendi gözyaşlarını sildi

"Buraya ağlamak için gelmedim"

"Ne yapayım annem seni çok özledim"

"Bende seni çok özledim güzel kızım"

"Seni gerçekten Kral Dragon mu getirtti"

"Evet canım"

Benim için bunu yapmasını gerçekten beklemiyordum beni gerçekten umursuyor muydu

"Hanımım Kral anneniz için misafir odasını hazırlattı dilerseniz oraya geçelim"

"Olur" diyerek Brenda'yı takip etmeye başladık

Bizi kocaman bir odaya götürdü içi çok güzeldi annemin elini tutarak yatağa oturması için yönlendirdim

"Müsadenizle hanımım bir ihtiyaç olursa buralardayım"

"Tamam Brenda"

Brenda odadan çıkınca annem elini elimin üzerine koydu

"Burda iyi misin bebeğim"

Dolu gözlerle anneme baktım

"İyiyim anne Kral bana iyi davranıyor"

"Doğruyu söyle"

"Doğruları söylüyorum benim için endişe etme sen nasılsın"

"Ben iyiyim canım beni merak etme aklım hep sendeydi seni gördüm ya ölsem de gam yemem"

"Öyle söyleme anne lütfen"

Annemle saatlerce sohbet ettik uzun zaman dizinde yattım saçımı okşadı
Akşam yemeğini birlikte yedik annemden hiç ayrılmak istemiyordum ama Kral'ın yanına gitmem gerekiyordu

Annemi odasına bırakıp ordan ayrıldım Helga'nın yanına uğradım temizce yıkanıp üzerime sıfır kol atlet ve dize kadar pijama takımı giydim
Helga'nın yanından ayrılıp Kral'ın odasının önüne geldim

Kapıyı tıklattım içerden ses gelince içeriye girdim Dragon yatağın başlığına yaslanmış bana bakıyordu
Sabahlığı çıkarıp dolaba astım ardından Dragon'un yanına gittim yatağın kenarına oturdum

Minnetle gözlerine bakıp

"Teşekkür ederim beni çok mutlu ettin"

"Mutlu olmana sevindim annen istediği kadar kalabilir"

"Gerçekten kalabilir mi"

Dragon bana güzel gülümsemesini sundu

"Gerçekten kalabilir"

Hızla Dragon'a yaklaşıp ona sarıldım yatağın başlığı kırılıyorum diye alarm verince hızla kendimi geri çektim
Artık adamın üstüne nasıl atladıysam

"Özür dilerim"

"Sorun değil Perla"

Heyecanla oturduğum yerden kalkıp kendi tarafıma geçtim bende Dragon gibi başımı başlığa yaslayıp bacaklarımı uzattım yatağın örtüsüne seyretmeye başladım

Kucağımda ağırlık hissedince irkildim Dragon başını dizimin üzerine koymuş tavanı seyretmeye başlamıştı
İlk şaşkınlığımı atınca siyah saçlarını okşama isteğiyle dolup taştım

Aman ne olacaksa olsun diyerek elimi saçına attım bir süre hareketsiz durup tepkisini ölçtüm ardından saçını okşamaya başladım

Dragon'un hiç sesi çıkmadığı için hoşuna gittiğini anladım yaklaşık bir saat dizimde yattı bende sesimi çıkarmadım
Ayaklarımın uyuştuğunu hissedebiliyordum

Dragon iç sesimi duymuş gibi dizimden kalktı
Örtünün altına girdi
Bende aynı hareketi tekrarlayıp örtünün altına girdim
Şimdi yüz yüzeydik

Birbirimizin yüzünü ezberler gibi her ayrıntıya bakıyorduk Dragon'un davranışları gibi bakışları da değişmişti
Gözleri bana çok daha güzel bakıyordu

Bir ejderha Kral'ın bana böyle bakması gerçekten tuhaf hissettiriyordu
Yakışıklı iri yarı bir adamdı
Tüm kızların hayalini süsleyen güzel kasları vardı

Ben ona şimdilik sahiptim ama elbet bir gün benden sıkılacaktı
O zaman ne yapacağımı ancak Tanrı bilirdi

Ejderha Kral'ın Tutsağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin