34. Bölüm

743 58 12
                                    

Şatodan bir gün ayrıldım her şey mahvolmuştu
Ana kraliçe bana karşı resmen savaş açmıştı ama beni tanımıyordu
Aylardır gücü kendi tarafıma çekmek için uğraşıyordum ve başarmıştım

Perla'yı öldürmeye teşebbüs edeceğini asla düşünmemiştim benden korkacağını umuyordum ama öyle olmamıştı
Perla'dan kurtulup beni başkasıyla evlendirme planları yapıyordu

Geldiğim gece Perla'yı bulamayınca yeri yerinden oynattım her yerde onu aramaya başladım Ana kraliçe şatoyu terk etmişti başına geleceği iyi biliyordu onun cezasını sonra verecektim önce Perla'yı bulmam gerekiyordu

Saatlerce uçsam da onu hiç bir yerde bulamamış sabaha doğru saraya dönmüştüm
Dönmüş olmasını umut ederek şatonun içine girdim

Önüme çıkan her muhafiza Perla'yı sorsamda şatoda olmadığını öğrendim sonunda bir muhafız yanımda durup bir askerin beni görmek istediğini söyleyince hemen yanıma getirilmesini emrettim

Asker Sheldon'un askeriydi ve şatoya sadık bir askerdi
Önüme gelip bana saygılarını sundu
Brenda'nın Perla'yı korumaya çalışırken ağır yaralandığını ve Perla'nın sadece bayıldığını öğrendim ve o gün Sheldon, Brenda, Perla ve Lucas'ın vatan haini ilan edildiğini söyledi

Sheldon askerini geride bırakıp beni bilgilendirmesini istemişti Sheldon'a gerçekten minnettardım

Brenda'nın durumunun ağır olduğunu Perla'nın sadece bayıldığını duyunca içim biraz rahat etti
Ana kraliçe sorununu çözünce onu bizzat almaya gidecektim

Brenda için üzülmüştüm ama ejderha kanı taşıdığı için güçlüydü ona bir şey olmayacağını umuyordum sağ salim şatoya gelirse onu Perla'ya olan sadakatinden dolayı ödüllendirecektim

Askeri yollayınca özel muhafızlarımı yanıma çağırdım ve Perla'nın annesini sordum
Perla'nın annesinin zindana atıldığını duyunca tekrar sinirim yükseldi
Gidip onu zindan dan çıkaracaktım

Perla'nın annesi Victoria'dan

"Her saat gelip beni kontrol etmenize gerek yok Thomas bey"

Şu an o kadar üzgündüm ki kızımın ne halde olduğunu bilememek kalbimi paramparça ediyordu

"Lütfen ağlamayın artık Victoria hanım kızınız eminim sağ salim dönecek"

2 gündür aralıksız ağladığım için baş muhafız Thomas bey saat başı beni kontrol ediyordu ilgisi güzeldi ama benim şu an kızım dışında hiç bir şeyi düşünecek takatim yoktu

"Düşünmeden duramıyorum o benim her şeyim ona bir şey olduysa bende yaşayamam"

"Lütfen öyle şeyler söylemeyin içinizi karartmayın"

"Sizin çocuğunuz var mı Thomas bey"

"Hayır yok eşimi bir savaş sırasında kaybettiğim için asla baba olamadım"

"O zaman çok üzgünüm ama beni anlayamazsınız"

Thomas cevap vermeyince onu üzdüğümü anladım ama şu an kalbi en çok acıyan insan bendim
Sadece duvarı seyrediyor yemek yemeyi reddediyordum

Saatler sonra zindanımın kapısı açılınca kayıtsız şekilde oturmaya devam ettim gelen kimse umrumda değildi

"Victoria hanım"

Dragon'un sesini duyunca oturduğum yerden fırlayarak kalktım
Gözlerinin içine bakarak

"Kızım nerde ona ne yaptınız"

"Merak etmeyin o iyi sadece biraz uzakta lütfen benimle gelin sizi odanıza götüreyim artık güvendesiniz"

"Gerçekten iyi mi"

Gelecek en küçük mutlu haberi duymayı bekledim

"Evet iyi bizzat onu almaya gideceğim merak etmeyin"

Bu sefer akan gözyaşlarım sevinçtendi kızımın yaşadığını bilmek duyabileceğim en güzel şeydi
Zindan dan çıkıp Dragon ile yürümeye başladım beni odama bırakıp kapımın önüne 10 tane muhafız dikti
Gönül rahatlığıyla odama girdim kendimi banyoya attım

Günlerdir ağlamaktan başka bir şey yapmıyordum kızımın yokluğu beni en derinden sarsmıştı
Ona kavuşmayı dört gözle bekliyordum

Ejderha Kral'ın Tutsağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin