Şatodan bir gün ayrıldım her şey mahvolmuştu
Ana kraliçe bana karşı resmen savaş açmıştı ama beni tanımıyordu
Aylardır gücü kendi tarafıma çekmek için uğraşıyordum ve başarmıştımPerla'yı öldürmeye teşebbüs edeceğini asla düşünmemiştim benden korkacağını umuyordum ama öyle olmamıştı
Perla'dan kurtulup beni başkasıyla evlendirme planları yapıyorduGeldiğim gece Perla'yı bulamayınca yeri yerinden oynattım her yerde onu aramaya başladım Ana kraliçe şatoyu terk etmişti başına geleceği iyi biliyordu onun cezasını sonra verecektim önce Perla'yı bulmam gerekiyordu
Saatlerce uçsam da onu hiç bir yerde bulamamış sabaha doğru saraya dönmüştüm
Dönmüş olmasını umut ederek şatonun içine girdimÖnüme çıkan her muhafiza Perla'yı sorsamda şatoda olmadığını öğrendim sonunda bir muhafız yanımda durup bir askerin beni görmek istediğini söyleyince hemen yanıma getirilmesini emrettim
Asker Sheldon'un askeriydi ve şatoya sadık bir askerdi
Önüme gelip bana saygılarını sundu
Brenda'nın Perla'yı korumaya çalışırken ağır yaralandığını ve Perla'nın sadece bayıldığını öğrendim ve o gün Sheldon, Brenda, Perla ve Lucas'ın vatan haini ilan edildiğini söylediSheldon askerini geride bırakıp beni bilgilendirmesini istemişti Sheldon'a gerçekten minnettardım
Brenda'nın durumunun ağır olduğunu Perla'nın sadece bayıldığını duyunca içim biraz rahat etti
Ana kraliçe sorununu çözünce onu bizzat almaya gidecektimBrenda için üzülmüştüm ama ejderha kanı taşıdığı için güçlüydü ona bir şey olmayacağını umuyordum sağ salim şatoya gelirse onu Perla'ya olan sadakatinden dolayı ödüllendirecektim
Askeri yollayınca özel muhafızlarımı yanıma çağırdım ve Perla'nın annesini sordum
Perla'nın annesinin zindana atıldığını duyunca tekrar sinirim yükseldi
Gidip onu zindan dan çıkaracaktımPerla'nın annesi Victoria'dan
"Her saat gelip beni kontrol etmenize gerek yok Thomas bey"
Şu an o kadar üzgündüm ki kızımın ne halde olduğunu bilememek kalbimi paramparça ediyordu
"Lütfen ağlamayın artık Victoria hanım kızınız eminim sağ salim dönecek"
2 gündür aralıksız ağladığım için baş muhafız Thomas bey saat başı beni kontrol ediyordu ilgisi güzeldi ama benim şu an kızım dışında hiç bir şeyi düşünecek takatim yoktu
"Düşünmeden duramıyorum o benim her şeyim ona bir şey olduysa bende yaşayamam"
"Lütfen öyle şeyler söylemeyin içinizi karartmayın"
"Sizin çocuğunuz var mı Thomas bey"
"Hayır yok eşimi bir savaş sırasında kaybettiğim için asla baba olamadım"
"O zaman çok üzgünüm ama beni anlayamazsınız"
Thomas cevap vermeyince onu üzdüğümü anladım ama şu an kalbi en çok acıyan insan bendim
Sadece duvarı seyrediyor yemek yemeyi reddediyordumSaatler sonra zindanımın kapısı açılınca kayıtsız şekilde oturmaya devam ettim gelen kimse umrumda değildi
"Victoria hanım"
Dragon'un sesini duyunca oturduğum yerden fırlayarak kalktım
Gözlerinin içine bakarak"Kızım nerde ona ne yaptınız"
"Merak etmeyin o iyi sadece biraz uzakta lütfen benimle gelin sizi odanıza götüreyim artık güvendesiniz"
"Gerçekten iyi mi"
Gelecek en küçük mutlu haberi duymayı bekledim
"Evet iyi bizzat onu almaya gideceğim merak etmeyin"
Bu sefer akan gözyaşlarım sevinçtendi kızımın yaşadığını bilmek duyabileceğim en güzel şeydi
Zindan dan çıkıp Dragon ile yürümeye başladım beni odama bırakıp kapımın önüne 10 tane muhafız dikti
Gönül rahatlığıyla odama girdim kendimi banyoya attımGünlerdir ağlamaktan başka bir şey yapmıyordum kızımın yokluğu beni en derinden sarsmıştı
Ona kavuşmayı dört gözle bekliyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kral'ın Tutsağı
Fantasy"Kral Arthur" diye kükredim Kral bana bakıp ne diyeceğimi beklemeye başladı "Seni bu savaştan kurtarırsam güzeller güzeli kızın Helena'yı benimle evlendireceğine dair anlaşmıştık neden vazgeçtiğini söyleyip kızı başkasına verdin, şimdi bu krallığı...