8-🐢

206 11 0
                                    

09.08.24

İyi okumalaarrr

.

.

.

Susamıştım. Telefonu elime alıp saate baktım. 03.27

Odadan çıkıp telefonumun fenerini yaktım, dikkatli adımlarla ilerlemeye başladım. O esnada birinin ağlama seslerini duyup benim odamın sağ tarafında kalan odaya yürüdüm. Burası kimin odası bilmiyordum, hâlâ ev hakkında bir fikrim yoktu.

Kapıyı yavaşca aralayıp içeri girdim.
Yanlış hatırlamıyorsam bunun Eymen olması gerekiyordu.
Ama uyuyordu. Kabus mu görüyor acaba? Bir yanım umursama git derken o yanımı görmezden geldim. Bana istediği kadar kötülüğü dokunmuş olsun onu bırakıp gidemezdim. Yanına gidip saçlarını okşayıp sakinleşmesinin gerektiğine dair bir şeyler fısıldadım. Bazı teselli cümleleri de dahil. Birden bire gözünü açıp beni görünce şaşkın bakan gözlerini üzerimde gezdirdi.
Açıklama yapma gereği duymuştum.

"Su içmek için kalktım sesini duyunca geldim kabus görüyordun." dedim.

"Teşekkür ederim. Ben uyuyana kadar yanımda durur musun lütfen?"

Artık bana öyle davranmasının bu kabusuylada ilgili olduğunu düşünerek dediğini yapıp yatağın kenarına oturdum, o da elimi tutup tekrar gözlerini kapattı.

"Sana yaptığım haksızlık için özür dilerim. En azından ön yargımı içimde yaşamam gerekiyordu." dedi. Bir şey söylemedim. Şuan konuşmanın sırası değildi bunları. Eymen uyuduktan sonra dikkatlice uyanmamasına dikkat ederek kalktım ve aynı sessizlikle odadan çıktım.

Biraz daha ilerleyerek merdivenden inmeye başladım. Eskisine nazaran birazcık daha iyi görebiliyorum, hâlâ net olmasa da.

Merdivenlerin tamamını inip mutfağa doğru ilerledim.

Dolaptan bir şişe su çıkarıp dolapları karıştırdım. Bardak bulunca bir bardak su içip mutfaktan çıkacaktım ki arkamda hissettiğim birinin varlığıyla arkamı döneceğim esnada bir el ağzımı kapatıp, sonra diğer eliyle kollarımın etrafını sarıp haraket etmemi engelledi.

Ben haraket etmeye çalıştıkça daha fazla sıkıyordu. Ayağımı kırıp arkaya doğru tekme atsamda sert atmadığım için etkilenmişe benzemiyordu, birden beni o şekilde tutarak kaldırdığında hâlâ debelenip bağırmaya çalışıyordum.

Bu kim ve benimle derdi ne?

Korkuyla kalbim hızlı hızlı atarken bir arabanın önüne getirmişti beni, arabaya bindirmeye çalışırken elinden kurtulup var gücümle bağırabildiğim sırada bu sefer tabiri caizse beni içeriye fırlatıp hemen ardımdan bindi, kapıyı kapattı. Öndeki adam  kapıları kilitleyince son hızla uzaklaşmaya başladık.

"Siz kimsiniz nereye götürüyorsunuz beni?" Diye sorular sorup bağırıp çağırıyordum sinirlenmiştim. Hazırlıksız yakaladılar.

Abla biz seni kaçırmaya gelecektikte haberin olsun, hazır ol mu demeleri gerekiyordu gerizekalı.

Sen kes sesini.

"Sus artık elin kolun da rahat dursun elini ayağını ağzını bağlamakla uğraşmak istemiyorum yorma bizi."

"E iyi o zaman siz yorulmayın bari.
APTAL MISINIZ SİZ? HEM BENİ KAÇIRIYORSUNUZ HEMDE RAHAT DURMAMI MI BEKLİYORSUNUZ? KİMSİNİZ SİZ?"

"BAĞIRMA LAN. Söylesek tanıyacak mısın da soruyorsun Cemil abiye sorarsın neyi merak ediyorsan kapa çeneni şimdi yol boyu uğraştırma bizi."

Gözlerim dolmuştu. Kendimi koruyamamış olmak sinirlerimi bozuyordu.  Derin derin nefesler alıp veriyordum. Başımı arkaya yasladım. O sırada birinin telefonu çaldı, adam telefonunu çıkarıp aramayı cevapladı.

"Alo abi
...
Evet arabada geliyoruz.
...
Yok alırım ben şimdi.
...
Tamam hallederim abi.*

Telefonu kapatıp cebine koydu, sonra ise arabayı kullanan adama döndü:
"Ali kızın elini kolunu özellikle gözünü bağlamalıymışız ceplerinide kontrol edicez ona göre bir yerde dur koçum. Hatta yoldayken halletmeye çalışalım."

Kaş göz hareketlerinden bir şeyler döndüğünü anlasamda yanımdaki adamdan bir araba içerisinde ne kadar uzaklaşabileceksem uzaklaşmaya çalıştım. Camı açmaya çalıştım ama tabi kapılar kitliyken camlarda otomatik kitleniyordu. Arabayı kullanan adamdan bir şey alıp üzerime atıldığı sırada ağzımı ve burnumu kapatmasıyla nefesimi tutup bir süre numara yapabilir miyim diye düşündüm. O esnada denemeye karar verip  gözlerimi yavaş yavaş kapattım. Elini çekeceğini düşünürken daha fazla bastırıp tutmaya devam etti.

Zeki çocukmuş vesselam. Numarayı anladı herhalde. Bunun üzerine elini ısırdım. Yinede elini çekmedi, bir kaç küfür savurdu. Nefesimi daha fazla tutamazken bir kaç kere nefes almak zorunda kaldım. Bir kaç nefes aldıktan sonra kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

...
(Birkaç saat sonra)

Gözlerimi aralayıp etrafıma bakındım. Bakınamadım. Gözlerim, ağzım, ellerim, ayaklarım bağlıydı. Kafes eksik resmen hareket edebileceğim bir alan bırakmamışlar.

Şaka mı yapıyorsunuz bu nedir abi?

Bir su içmek için aşağı iniyim dedim içmesemde olurdu ölmedim bir geceden.

Sinirlerim bozulmuştu konuşmaya çalıştım belki biri vardır oda da duyup gelir diye gelen olmamıştı. Sinirlerim bozuluyor iyice gözlerim sulanıyor kendi kendine. Ağlamamaya çalışıyordum. Güçlü görünmeye çalışıyordum kendimce.

Eymen'in Ağzından.

İpeğin sesi değil miydi o?
Hızla ayağa kalkıp pencereden dışarıya baktım. İpeği zorla bir arabaya bindiriyorlardı.

Hızla odadan çıktım koşar adımlarla bağırarak aşağıya indim. Evdekilerin de uyanması gerekiyor:
"ANNE, BABA, ABİ LÜTFEN KALKIN İPEĞİ GÖTÜRÜYORLAR!!"
Der demez merdivenlerin basamağını bitirip kapıdan dışarı çıkmıştım ki arabanın son hızla buradan uzaklaşıp gözden kaybolduğunu fark ettim. Sinir, gerginlik, korku ve beraberinde getirdiği bir çok kötü duygu içime işlemişti. Ellerimi saçlarıma geçirdiğim sırada bütün ev halkı aşağıya inmiş ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

"Oğlum ne oluyor? İpek nerede kim nereye götürdü?!"

"Bir çığlık sesi duyup dışarı baktım İpeği zorla bir arabaya bindiriyorlardı, kaçırdılar kızı biz evdeyken. Bizim evimizden kaçırdılar daha ilk günden koruyamadık baba!"

"NE DEMEK KIZIM YOK DAHA YENİ BULDUM BEN ONU ANIL BİR ŞEY YAP!!!"

"A- abi sen emin misin? Doğru gördüğüne." Başımı salladım.

"Eminim." Dedim diğerlerinin gözleri dolmuştu. Ne kadar abimler kendini uzak tutmuş olsalarda onu tanımak istiyorlardı bunu görebiliyordum.

Herkes fark edebilirdi zaten.

Gözlerinden belli oluyor çünkü.

Fenalaşan annemi babam tutarken herkes harap olmuştu.

Daha geldiği ilk günlerden içimizde bu kadar büyük yer kapladığından habersizdim.

"Herkes kendine gelsin. Haktan oğlum polisi ara Eymen sende sana vereceğim numarayı ara. Olanları anlat benim adımı ver, en başından itibaren anlat ama olayları en ufak ayrıntısına kadar."

"Tamam baba."
"Arıyorum baba."

"Herkes kendine gelsin arabayı hazırlayın şimdi annenizi hastaneyle götürelim. Herkes toparlansın kimseye bir şey olmayacak İpeği bulacağız."

Evet bulacağız ben daha ona kendimi affettirecektim...
.

.

.

.

Bu bölüm birazcık daha kısa.. ama sorun olacağını düşünmüyorum kapatırız farkı.

GERÇEK AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin