2-🐢

322 18 5
                                    

Tam yerinde kesmişim tam olarak neyse devam edelimmmm

İyi okumalar...
.
.
.

Kafede karıştırılmış olduğum kız, annesi ve babası; karşılarında ben, annem ve babam oturmuş bakışıyoruz.

Bahsedilen yapılacak olan konuşmayı bir türlü kimse yapamıyordu.

Gergin bir ortam vardı ama sonunda beyefendi söze girerek sessizliği bozdu:
"Merhaba kızım, ben Anıl Çakır. Baban oluyorum. Yanımdaki güzel hanımefendi ise annen Sevgi Çakır, karım oluyor."

Ne?

"Siz nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsunuz? Ortada net bir şey yok daha açıklanmadı sonuçlar."

Derin bir nefes aldı.

"Haklısın kızım. Ama biz Ecrin ile zaten DNA testi yaptık o bizim kızımız değilmiş. Sizinle aynı gün doğan iki kişi daha var ama o çocuklar erkek olduğu için geriye sadece sen kalıyorsun."

"Üzülmüyor musunuz öz kızınız olmadığı için?"

Sevgi Hanım'ın yüzü düşerken ve bakışları değişirken Anıl Bey kaşlarını çatmıştı.

"Bu zamana kadar ekmek elden su gölden büyüdü, hakkım helal olsun hiç bir şey umurumda değil. Ama ailemde huzuru kaçıran yuvamı yıkmaya çalışan biri benim çocuğum olamaz. Öz kızımda olsa aynı tepkiyi verirdim."

Ecrin'e baktığımda ne yapmış olabileceğini düşünüyordum, o ise gözlerini devirip telefonuyla ilgilenmeye devam etti.

Anıl Bey bitirince Sevgi Hanım araya girmişti:
"Bunları sonra konuşabiliriz şu an sadece seni tanımak istiyorum. İstiyoruz. Ecrin bizimle kalmak isterse kalmaya devam edebilir. Ne olursa olsun onu ortada bırakmayız, bırakamam."

Babam araya girmişti bu sefer:
"Gerek yok kızımız bizimle kalacak."

Pardon??

"Anlamadım baba??"

"Anlaşılmayacak bir şey yok İpek kendi kızımı tanımak istiyorum sende istediğin zaman gelebilirsin evine."

Ecrin'in konuşmasıyla gözlerim ona döndü:
"Aynen, bende sevgili gerçek ailemle kalmayı tercih ediyorum."

Ne oluyor bu Allah'ın cezası yerde?!

"Sen nasıl tanımadığın birilerinin evinde bu kadar rahat kalabileceğini söylüyorsun ya?"

"Neden, sonuçta öz ailem muhtemelen onlar."
Diyen kıza hayretler içinde bakarken tekrar babama döndüm:
"Baba sen iyi misin? Anne?"

Annem ilk defa konuşuyor olduğu için ona dikkatle bakarken:
"Onlarla gitmen daha doğru olur İpek."

Şimdi ise hayretle bakarak:
"Ben tanımadığım insanlarla hiç bir yere gitmiyorum kimse kusura bakmasın." Dedim.

Üniversite için çalışırken aynı zamanda tabiki de boş zamanlarım için part time bir işte çalışmış, kendimce bir birikim yapmıştım. Bir süre idare edebilirim. Sabah 10'da çalıştığım restoranta giderim, 5'e kadar çalıştığımdan saatte çok geç olmuyor. Mesailerle en geç 7'ye kadar işim bitiyor.
Yorulurum ama idare ederim.
_Reşit bile değilsin neyin atarını giderini yapıyorsun acaba? İsteseler alamayacaklar sanki İpek._

Kimse beni istemediğim bir şeye zorlayamaz. O evi onların başlarına yıkarım.

"Kızım bir otur yerine lütfen sakin sakin konuşalım. İzin verirsen tabi."

Anıl Bey'in konuşmasıyla derin bir nefes aldım, bu sefer dudaklarımı dişleyerek yerime yerleştim.

"Dinliyorum." Diyerek sözü onlara bıraktım.

Sevgi Hanım hafif tebessüm ederek konuşmaya başladı:
"Bize güvenemeyip doğrudan bizimle gelmek istemiyor olmana sevindim açıkçası..."

Anıl Bey'in telaşla araya girmesiyle Sevgi Hanım'ın sözü kesilmişti:
"Hayatım ne-"

"Söyleyeceklerim bitmedi Anıl. Neyse ben devam edeyim. Sevindim evet çünkü tedbirli olman hoşuma gitti. Seni zorla götürmek istemiyorum tabiki kendi isteğinle gelmeni tercih ederim.
Ancak tek başına yaşamana da müsaade edemem öz kızımla tanışma fırsatım varken daha fazla uzak kalmak istemiyorum, sadece bir süre için izin veriyorum buna... Tabi hakkım olmadığını düşünsende sorun değil. Kafanı toparlayıp bizimle gelmeni istiyorum, ailemizle tanışmanı istiyorum kızım." Demiş ve çok içten bir gülümsemeyle bakmıştı bana... Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum.

"Zaten zorla götürecek olsaydınız bile 18 olduğum gibi kimse tutamazdı beni orada. Dediğiniz gibi biraz zamana ihtiyacım var."

Bu sefer Anıl Bey söylediklerime tebessüm ile cevap verdi:
"Sorun değil kızım bizde aceleye getirip seni kötü etkilemek istemiyoruz ama bizi de anla lütfen. Az gelebilir belki bu süre fakat 2 hafta dayanabiliriz sanırım en fazla.
Senin içinde uygunsa bu süre içerisinde kafa dinle, sonrasında artık evimize gel çünkü senin yanın bizim yanımız."

Yumuşamaya başlıyor olmam canımı sıkmıştı, anneme ve babama kızgındım. Bu olanlara hâlâ inanamıyorum zaten.

Anıl Bey'in gözlerinde gördüğüm şefkat sonrasında daha fazla gözlerine bakamadım.

"Ayrıca bu süre zarfında, sen kafanı dinlerken arada buluşur daha yakından tanırız birbirimizi. Ailenin diğer üyeleriylede tanışmak istersin belki. Olur mu kızım sen ne diyorsun?" Dedi Sevgi Hanım.

Ailenin diğer üyeleri derken? Tek çocuk olmaya alışıktım. Birden merakla onlara döndüm bastıramadığım heyecanımla:
"Kardeşim mi var?" Diye sordum ama sesimin fazla hevesli geldiğini fark edince normale dönmeye çalıştım.

_Ağır ol İpekcim._

"Evet, bir kardeşin var." Demişti Anıl Bey. Sevinmiştim gerçekten.

Sevgi Hanım kaşları çatık Anıl Bey'e baktıktan sonra bana döndü:
"Sadece kardeşin yok canım 6 abin 1 kardeşin var. Abilerini saymıyor sanki tek başıma yaptım."

Kaç abi dedi bu kadın?
_Duymak istemeyeceğim bir sayı dedi anlamadım deli herhalde._

"Kaç abi demiştiniz?"

"6 abin var kızım."

Ay yok bu intihar sebebi.

"Kardeşim peki?"

"O da erkek tek cimcime sensin."

"Anıl cimcime ne prenses bir kere şu güzelliğe bakar mısın aynı ben."

Derdini seveyim be abla...

Ben boku yedim sanırsam...

.
.
.

AY BİTTİ COK ŞÜKÜR ÇOK BİLE OLDU YORULDUM. GECE 03.00

İYİ GECELER ❤️

GERÇEK AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin