[15]

578 88 111
                                    

Gece içtiği antidepresanların etkisiyle kolay kolay uyanamayacağını düşünüyordu İsmail. Ama güneş ilk ışıklarını göstermeye başladığında duyduğu mırıltılar gözlerini açmasına sebep oldu.

Gece olan şeyler bir rüya misali geçiyordu aklından. Gerçeklik algısını yitirmiş gibiydi. Akşam omzunda yattığı adam ona doğru dönmüş, üstüne örttüğü yorgana sarılmıştı. Ağzından çıkan mırıltılar anlaşılır şekilde değildi. Herhangi bir kelimeye de benzemiyordu. Aksine, sadece boğaz gelen derin sesler gibiydi.

İsmail de yanındaki bedene döndüğünde, onu izlemeye başladı. Alnından birkaç damla ter dökülüyordu, yorgana sımsıkı tutanan ellerin damarları şişmişti. Hafifçe kendini sallamaya başladığında "Hmm..." şeklindeki mırıltılar ağzını terk etmeye devam ediyordu.
Merakına yenik düşen İsmail, yavaşça yanındaki bedene yaklaştı. Dolgun dudakların arasında minik bir boşluk gördü. Yakınında durduğu bedenin yüzüne baktı.
Sakalları uzun olmamakla birlikte bir arpa boyu kadar ancaydı. Ona eril enerjiyi bu sakalları veriyordu en çok.
Bronzlaşmaktan esmerleşmiş buğday bir tene sahipti. Kirpikleri düz olduğu için uzun olduğu belli olmuyordu. Göz altlarında birkaç leke mevcuttu. Kusurlarıyla birlikte kusursuzdu.

Gözleri pembeliklerle tekrar buluşunca bir mırıltı daha döküldü. Kulağını hafifçe yanındaki adama yaklaştırdığında ne yapacağını bilmiyordu. Onu uyandırmalı mıydı? Kabus mu görüyordu? Uykuyla ilgili bir problemi mi vardı?

Pür dikkat kelimeleri seçmek için yaklaştığı ağızdan bu sefer bir isim döküldü.

"İsmail..."

Sarışın oğlan ağzını hızla kapatarak sırtını yanındaki adama döndü. Burnu ve yanaklarının yanmaya başladığını hissettiğinde ne olduğunu kavramaya çalışıyordu. Barış Alper, rüyasında İsmail'i mi görüyordu? Bu düşünce ile kafasını iyice yastığa bastırdı. Bir an önce uyanmasını dilemekten başka şansı yoktu. Çoğu zaman dans ederken mimiklerini izleyebiliyordu. Vücut dilini aşırı etkili kullanabildiği için düşüncelerini az çok tahmin edebilirdiniz. Fakat bu hislerini okumaktan daha farklı hissettiriyordu.
Yanında yatan adam adını sayıklıyordu.

Bu, onun için herhangi kötü bir düşünce teşkil etmiyordu. Aynı şeyi o da yaşamış olabilirdi sonuçta.

Bu sefer adamın ağzından çıkan küçük bir inilti ile İsmail'in artık dayanmaya takati kalmamıştı. Hızla yanındaki adama doğru dönüp yavaşca koluna dokundu.

"Barış, Barış iyi misin?"

Yavaşça gözleri açılan kıvırcık oğlan, rüyasındaki adamı karşısında görünce gözlerini kırpıştırdı. Etrafına göz gezdirdiğinde çok masum görünüyordu.
Bir an için gece neler olduğunu unutmuştu. Hafızasındaki taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlayınca terinden ıslanmış olan yorganı hemen üstüne örttü.

"Özür dilerim seni uyandırdıysam."

Sesi yeni uyandığı için çatallaşıyor ve normalden daha derin çıkıyordu.

"İyisin, değil mi?"

Barış zorlukla başını sallayınca İsmail ona gülümsedi ve yüzleri birbirine bakacak şekilde tekrardan yanına uzandı. Barış'ın rüyasını göz ardı edebilmesi şaşırtıcıydı.
Birbirlerinin sadece gözlerine bakıyordu yataktaki iki beden. Birkaç aydır tanışıyor olmalarına rağmen öyle güzel şeyler paylaşmışlardı ki. Bir ay, bir yıla bedel geçmişti.

"Teşekkür ederim, akşam geldiğin için."

Barış, sessizliği bozan adama karşı tatlı bir tebessüm sundu.

Dancer.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin