Dalgaların sesi dünyanın en sakinleştirici ortamını oluştururken, sahilde sadece birkaç aile vardı. İsmail'e karamelli dondurma alıp gelen Barış, kendine de çikolatalı bir külah almıştı.
Ona gülümseyerek bakan oğlana elindeki dondurmayı uzattı. İsmail'in söylediği şeyden sonra ona biraz zaman tanımak istemiş ve hemen yanlarından geçen dondurmacı abiden iki külah almıştı Barış.
İkisi de dondurmalarını yemeye başladıklarında ortama bir sessizlik hakimdi. İsmail öncesinden daha iyi gibiydi. Barış ona hiçbir şey sormuyordu, soramıyordu. Doğru zamanı hissettiğinde elbette ki İsmail'in ona anlatacağını biliyordu.
"Eski sevgilim, adı Samet."
Barış yanındaki konuşan adama döndü. Onun sözünü kesmeden dinlemesi gerektiğini biliyordu.
"Daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama dans kursunda tanışmıştık. Çok güzel dans ettiğimi söylemişti. Daha önce hiçbir erkekten hoşlanmamıştım, hatta daha önce kimseden hoşlanmamıştım."
Alınan derin nefesten sonra devam etti:
"Hayatımda ilk defa öyle hissettim, bana ettiği her iltifat kendimi öylesine güzel hissettiriyordu ki. Daha önce kimse bana dans konusunda yetenekli olduğumu söylememişti. Onunla tanıştıktan sonra dansta ilerlemeye devam etmek istedim. Hep bana güven verdi. Her gün stüdyoya gittim, gece gündüz çalıştım sırf konservatuara girebilmek için."
"Her sabah bana bir simit alıp gelirdi, birlikte kahvaltı yapardık. Benden birkaç yaş büyüktü. Ben lisedeyken üniversitesini dondurmuştu. Çalışıyordu. O yüzden akşamları asla bir arada olmazdık. Büyük bir restaurantı vardı. Ailesinden gelen yüklü bir parayla işletiyordu. Çok popüler bir yerdi. Hele akşamları boş yer bulamazdın bile."
Elleri titremeye başlayınca Barış onun elini tuttu.
"Git gide yakınlaşıp sevgili olduk. Bir gün bana restaurantta özel bir davet için dans edebileceğimi söyledi. Öylesine mutlu olmuştum ki, dansımı herkese göstermek bir yana bu şansı bana o zaman sevdiğim adam vermişti. O zamanki heyecanımla her şeye sahip olabileceğimi hissettim. Aileme dans edeceğimi söyledim. Bana dakikalarca bağırdılar, ibne olduğumu söylediler. Ben sadece dans etmek istiyordum Barış. Çok şey mi istedim bu hayatta?"
Barış başını iki yana sallarken elindeki tutuş sıkılaşmıştı.
"İbne bir oğulları olmadığını söylediklerinde artık ben de onlar gibi bir ailem olmadığını söyleyip evden eşyalarımı toplayıp çıktım. Hiçbir şey olmamış gibi yine dans etmeye gittim biliyor musun? Öyle de bir salaklık yani. Dansımı da ettim, en güzel şekilde. Fakat sahneden indiğimde beni bekleyen şeyin, ben tacize uğrarken kucağında bir kadınla beni izleyen sevgilim olacağını bilmiyordum."
Gözyaşlarının tamamen dışarı dökülmesine izin vermişti. Hıçkıra hıçkıra ağlarken, şezlongtan kalkan Barış önüne geçtiği adamı kucakladı. Tıpkı daha önce İsmail'in onu kucakladığı gibi.
"Bir günde dünyam başıma yıkıldı biliyor musun? Ne ailem, ne sevgilim ne de kendime olan inancım kalmadı elimde. Hiçbir şey yapamadım, yüzüne tükürmek istedim... Bitsin istedim... Yapamadım Barış... Çok korktum..."
Gözyaşları Barış'ın üstünü ıslatırken, eller de göğsüne yaslanmış bir şekilde durmaktaydı.
"Sadece annemi aradım. O durumda bile sadece ona sığınabildim. Ne kadar acizim, değil mi? Bana ne kadar kızmış olsa da babamdan habersiz ev kiraladık. Ben üniversiteye geçince de...
Kendi paramı kazanıp, evimin yerini öğrenmesin diye taşındım, sonra da Arda ile tanıştım. O benim gerçek ailem oldu Barış. Birbirimize hem annelik yaptık, hem kardeşlik."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dancer.
FanfictionDüzenli müşterisi olduğu gece kulübüne gelen yeni dansçı Barış Alper'in dikkatini çekmişti. [BAİSM]