[16 M']

888 91 122
                                    

dun pek de istedigim gibi gecmedigi icin bolumleri atma firsati bulamadim, guzel mesajlariniz icin cok tesekkur ederim ve sozumu tutamadigim icin de cok cok ozur dilerim.
(bir de eger rahatsiz olacaksaniz yildizli kisimdan sonrasini okumayin lutfen)
Guzel okumalarr sizi seviuorumm
(Ve utaniyorum)

***

Barış ve Altay kulüpten içeri girerken Barış'ın içinde tarif edilemeyecek bir his vardı. Çok sevdiğin bir dizinin final olması gibi bir histi bu. Her şeyin çözüme kavuşacağı ama tamamen biteceğinin göstergesiydi. Bitmesine rağmen kendini güvende hissettiğin bu yere dönüp dolaşıp geleceğini bilmek gibi bir şeydi.
Büyük kapıdan içeri yavaşça girdiklerinde etrafa göz gezdirdi Barış.
Belki de son kez gelirdi buraya, belki de yanında İsmail ile.

Kalabalık ve dolu masaların içinde gördüler diğerlerini. Barış'ın her zaman oturduğu masanın etrafına bir masa daha çekilmişti. Kerem de yanlarına oturmuştu, anlaşılan bu gece buraya çalışan olarak değil, seyirci olarak gelmişti. Masanın üstünde birkaç viski, birkaç limonata ve bir şişe su vardı.
Masaya doğru yaklaşan Altay ve Barış ile masadakiler ayaklanıp selamlaştılar. Altay hepsine içten bir sarılma sunup -Kerem'i kucağına alıp sağa sola savurmuştu- otururken, Barış da formaliteden sarılmıştı hepsine.

İsmail ortalarda görünmüyordu. Bugün onun için çok özel bir gün olduğu için normalden daha da özenli hazırlanacağını tahmin ediyorlardı.

"İsmail'i gördünüz mü?"

Barış'ın sorduğu soruyla beraber masadakilerden birkaçı omuz silkmişti. Anlaşılan kimsenin bir fikri yoktu.

Ortalıkta yüksek bir uğultu vardı. İnsanlar birbirlerini duymak adına seslerini yükselterek konuşuyorlardı. Sesler birbirine karışırken arkada çalmaya devam eden şarkının sözleri sadece birer mırıltıya dönüşüyordu.
Işıklar göz yoracak kadar fazla yanmıyordu, yavaş yavaş mora dönen loş ışıklar, son gösterinin başlayacağının habercisiydi.

Sahnedeki ışıklar sönünce sesler yavaş yavaş kesilmeye başladı. Gözler sahneye dönünce herkes heyecan içerisindeydi.

Yavaş yavaş kulaklara dolan "Sex money feelings die" ile sahnenin yıldızı yavaşça sahne ortasına doğru geldi. Yavaşça seyirciyi selamladığında bu zamana kadar aldığı en yüksek alkışı almıştı.

Üstünde siyah deri pantalon, göbeği açık beyaz bir gömlek ve gömleğin kollarında yer alan küçük siyah tüller vardı. Boynunda yer alan bir kolye vardı. Yuvarlakça kesilmiş bir doğal taş yer alıyordu ortasında. -Barış ametist olduğunu tahmin ediyordu-

Sol elinin yüzük parmağı ve işaret parmağında çelik bir yüzük vardı. Göbeğinin açıkta kalan kısmına değmekteydi pantalonunun kemeri.
Barış o kemeri bile öylesine kıskanıyordu ki.
Dövmesinin sadece yarısı belli oluyordu. Yakından görmediğiniz taktirde bu mürekkebi seçmek imkansızdı.

Herkes pür dikkat olacakları izlemek için hazırken ışıklar tamamen mor renge döndü.
Sahnenin ortasına bir sandalye çektikten sonra güzel dansına başladı İsmail.
Sandalyenin üstüne oturduğunda bacaklarını açıyor, kafasını geriye atıyor ve göğsü ile beraber boynunun da açığa çıkmasına sebep oluyordu.

Arda hayranlıkla Ferdi'yi dürtmekteydi. Altay'ın ise dans pek dikkatini çekmiş gibi değildi. Elbette sanata saygı duyuyordu ama yanındaki kumral çocuk onun ilgisinin hepsine zaten hakimdi.
Bunun yanında Barış için durumlar karmakarışıktı. Gözlerini, yakından gördüğü bedenin üstünden çekemiyorken, onun gözlerinin de üstünde olduğunu hissediyordu.

Dancer.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin