[9]

665 95 68
                                    

İsmail dans ederken, Barış'ın gözleri ilk defa sarışında değil ona bakan çocuktaydı.
İsmail'e şehvet veya aşkla bakıyor gibi değildi. Bir annenin çocuğa baktığı gibi bakıyordu. Herkes sahnedeki dansçıya hayranlıkla bakarken sahneden inen dansçı, Altay ve Barış'ın masasına doğru ilerledi.

Barış Alper öylesine odaklıydı ki, ona doğru gelen güzel adamı fark bile etmemişti. Önünde duran bedeni fark etmesiyle beraber, çenesini tutup kafasını yukarı kaldıran ellerin sahibine baktı.
İsmail tam da önündeydi.

Onu izlemediğinin elbette farkındaydı. Dansını beğenmediği ihtimalini düşünmüyordu bile. Belki de onu rahatsız edecek bir şey veya kafasını sürekli meşgul eden bir düşünce vardı aklında. İsmail, Barış'ın tepkisini görmek için dans ederken; Barış'ın ona bakmıyor oluşu adil değildi.

Gözlerinin bir araya gelmesi ile beraber dansçı hareketlerine devam ediyordu. Barış'ın gözleri bir anlığına arkadaki minyon çocuğa kaydı. Onlara dünyanın en tatlı şeyini görmüş gibi bakıyordu. Eğer sevgili olsalardı kıskanması gerekirdi, değil mi?

Önünde diz çöken İsmail ile eş zamanlı olarak şarkının bitmesi bir olmuştu. Herkes delilercesine alkışlarken İsmail ve Barış için dünyada sadece ikisi vardı.

Elleri, oturan adamın baldırlarına yaslı olan dansçı göz temasını asla kesmiyordu. Dansçılar dağılırken, yavaşça yerinden doğrulamak için Barış'ı kullandı. Ayağa kalkarken Barış'ın kulağına yaklaştı.

"Umarım aklındaki şeyi sana birkaç dakikalığına unutturabilmişimdir."

Geriye çekilen dansçı, üstünü düzelterek kulise doğru yol aldı. Minyon çocuk da arkasından kulise doğru giden kapıya yol aldı.

"Oğlum, o neydi öyle lan?"

Altay şaşkınlıkla konuşurken Barış'a baktı.

Neden her şey daha da zorlaşıyordu? Sadece yaptığı başıboş kıskançlık yüzünden düşüncelere dalmasının böyle bir şeye neden olacağını bilmiyordu. Onu izlemediği için mi yanlarına gelmişti? Normalde olsa asla sahne harici bir yere bakmayan adamın, tek bir yere odaklanması elbette fark edilecekti. Fakat insanların gözü önünde böyle bir şey yaşayacağını bilmiyordu. Narsist bir şekilde hoşuna gitti bu duygu. Herkes yanına geldiğini görmüştü . Evet, herkes ikisini pür dikkat izlemişti. Artık Barış'a nasıl gözlerle baktığını herkes biliyordu.

Barış hâlâ olanları idrak etmeye çalışırken yanlarına gelen bu sefer de Kerem olmuştu.

"Barış, İsmail eğer istersen çıkışta seninle bir şey konuşmak istiyormuş. 15 dakika sonra çıkmış olacak."

Barış şok üstüne şok yaşıyordu. Kafasını onaylarcasına salladı.

"Oha Barış'ım bu çocuk sana yanık resmen."

"Altay abartma ya önemli bir şey söyleyecektir."

Önemli olan şey, Barış'ın bugün İsmail onun için normalden daha güzel dans ederken asla ona bakmamasıydı.

Dakikalar saat gibi geçerken ne konuşacaklarını düşünüyordu Barış. Önlerinden geçen İsmail, Barış'a "gelmiyor musun?" dercesine baktı.

"Altay, sen Kerem ile döner misin?"

"Evet evet, sen git. Önemli bir şey olursa ara beni tamam mı?"

Onaylanan Altay'ın yanından ayrılan Barış kapıda onu bekleyen sarışının yanına gitti.
Cebinden sigarasını çıkartıp bir dal yaktı. İçine çektiği dumanı dışa solurken, dansçı tarafından fark edildi.

Dancer.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin