8. Bölüm

3.4K 395 162
                                    

Henüz tam kurumamış nemli saçlarımı önümden çekerek mutfağa girdiğimde Fatma hanım ve Mert'le orada karşılaşmayı beklemiyordum. Bakışlarını bana çevirdiklerini hissettiğimde umursamaz bir tavırla önüme döndüm ve dolaba yaklaşıp kapağını açarak içine bakınmaya başladım.

"Yemek yapmamışsın gelin, Mert aç olduğu için ben yaptım. Sen de ye istersen, dolaba koymuştum." Yulaf ezmesi, süt ve birkaç meyveyi dolaptan çıkarırken Fatma hanım'a dönüp samimi şekilde gülümsedim.

"Ellerinize sağlık ama yemek yemeyeceğim, atıştıracağım sadece." Hızlıca cevap verdikten sonra önüme dönüp dolaptan bir kase çıkarttım ve içine yulaftan ve sütten biraz döktüm.

Onun laf sokmaları, iğnelemeleri o kadar umurumda değildi ki sesini duymuyor, duymak istesem de söylediklerini anlamıyordum. Bıkkınlığım çok üst seviyedeydi, tüm tahammül gücüm tükenmişti ve artık en basit cümlede bile bütün düzenimi yıkabilecek gibi hissediyordum.

Tabağımı hazırladıktan sonra etrafı hızlıca toparladım ve çekmeceden bir kaşık alıp mutfaktan çıktım. Arkamdan Fatma hanım'ın bir şeyler mırıldandığını duymuştum ama aklımda sadece hangi çizgi filmi izleyeceğim olduğunda söylediklerini pek anlamamıştım.

Koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim ve kaseyi de karnımda bacaklarım arasına sıkıştırdım. Bir elime kumandayı alırken diğer elimdeki kaşıkla kasedekileri karıştırmaya başladım. Dolu bir kaşık alıp hazırladığım yemeği keyifle ağzıma attığım sırada şansıma en sevdiğim çizgi filme denk gelmiştim.

Kumandayı kenara bırakıp arkama yaslandım. Sessizce, tüm odağım televizyondaki çizgi filmde ve yemeğimdeyken koltukta öylece oturdum. Yavaşça yemeğimi yedim, keyfini çıkararak çizgi filmi izledim.

Biraz önce eşimle kavga etmemişim ve beni çok(!) seven kayınvalidemle bir hafta aynı evde kalmayacakmışım gibi anın tadını çıkarmaya çalıştım.

"Açelya." Son kaşığı da ağzıma attığım sırada çizgi film bittiğinde, Mert'in bana seslendiğini duyup bakışlarımı salonun kapısına çevirdim. "Uyuyalım artık, hadi."

Başımı sallayarak onu onayladıktan sonra yanımdaki kumandanın güç tuşuna basıp televizyonu kapattım ve oturduğum yerden kalktım. Mert'i beklemeden yanından geçip mutfağa girdim, tabağımı ve kaşığı hızlıca yıkayıp makineye attım. Ardından ışığı kapatarak mutfaktan çıktım.

Ben işimi halledene kadar mutfağın kapısına yaslanıp bekleyen Mert, yanından geçtiğim sırada bu kez kolunu belime sararak beni kendine çekti. Tepki vermedim, hâlâ biraz ıslak olan saçlarımı düzeltmeye devam ettim.

Odaya girdiğimizde arkamızdan kapıyı kapattı ve ardından diğer kolunu da belime sarıp beni kendine çekti. "Kızgın mısın bana?"

"Muhattap olma benimle," dedim soğuk bir sesle ve aramızdaki mesafeyi arttırmak için geri çekilmeye çalıştım ama tabii ki buna izin vermedi. Yerinden bile kıpırdamamıştı zaten.

"Yapma böyle." Derin ve kalın sesi kulaklarıma dolarken yüzüme doğru eğilip dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı. Sıkıntılı bir nefes vermeden edemedim, ellerim tekrar onu itmek için göğüslerine yaslandı. "Geleceğini sonradan öğrendim, öğrendiğim an da seni aradım ama cevap vermedin."

"Mert anlamıyorsun, sorun gelmesi falan değil." Başımı eğmeyi bırakıp çenemi kaldırdım ve gözlerimi gözlerine çevirdim. "Sorun sürekli gelmesi! Sen çocuk değilsin, ben de değilim. Biz kendi kendine geçinebilecek ve hayatını sürdürebilecek evli bir çiftiz. Hayır çatkapı geliyor bir de, böyle saçmalık olur mu? İnsan geldiğini kapının önüne gelince mi söyler?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EVLİLİĞİ KURTARMANIN 21 YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin