!!Acemi bir dille yazılmıştır!!
Lavinia. Lavinia. Çok basit bir şeymiş gibi geliyor. Hayır, değil. Lavinia'nın anlamı; Ölüm çiçegi demek, ben Lavinia. Bana yaşattığınız şeyler için tekrardan dirilen bir çiçek. Hayır, sadece bir çicek değil.
Ölüm çi...
Gerilen sırt kasları her an üzerindeki beyaz gömleği ikiye ayıracakmış gibi görünüyordu. Yaşadığı öfkenin adrenalinden olsa gerek terlemeye başlamıştı. Lavinia'yı öyle düşündükçe, çehresi kasılıyor, yine ve yine sinirleniyordu.
Başına giren şiddetli ağrıyla dişlerini sıkarak yerinde sendelendi.
Birkaç adım arkaya atıp, sebep olduğu dağınıklığın içinde bocaldı. Başını tutarken, güç bela, ayakta durmayı başarıyordu.
Gri gözleri resmen öfke saçıyordu.
Otuz iki yaşında olmasına rağmen, çok yakışıklı biriydi.
Ve şu an olan şey, onu hem bozguna uğratmış hem de sinir krizine sokmuştu.
Demir'i ilk yakaladığı yerde, yer altının kurallarını umursamayacak, onu yakacaktı. Atlas, insanları acımasızca yakmasıyla tanınıyordu. Demir'den daha acımasız olduğu barizdi.
İri bedeni ayakta duramıyordu. Sinirle yüzünü ovuşturarak, güçlü bir şekilde haykırdı. Gür sesi tüm odayı inletti.
Ellerini saçlarının arasından geçirirken, resmen sinirden yerinde duramıyor, bir oraya bir buraya doğru adımlar atıyordu.
Şu an gece yarısıydı.
Herkes bir kere ölsün.
Herkes bir kere gülsün.
Işıklı, gezegenine sahip olamamıştı ama yer altına sahip olmuştu.
Kaya, Lavinia'nın küçük bedenini, Atlas'ın kucağına bıraktı. Atlas istese, kendisi Demir'in evine girebilirdi; Ama onu iç taraftan bitirmek istiyordu.
