5ay sonra.
"Kızım hadi ama ya senin yüzünden kayb ediyoruz." Mert'in bana yakarışlarını gülerek izliyordum.
"Ben beceriksizim demiyorda suçu Pınar'a atıyor." Diyerek Mert'e sataştı Fuly'a.
"Allah allah sarışın yelloza bak sen."Fulya'yı işaret ederek bana söyledi.
"Benimle takım olunca hiç öyle demiyordun sarışın. İyi ki seninle takımım Mertcim diyerek hava atıyordun herkese be yelloz." Mert'in dedikleri üzerine onların takım oldukları zamanı düşündüm. Onlar hep takım olmuşlardı.
Deniz Yiğit sevgili oldukları için hep beraber olurlardı. Bazen erkekler kızlara karşı oynardık.
"Demek ki ben varım diye iyiydin ahmak." Bunun üzerine herkes gülerken bende tebessüm ettim.
Aklıma Kayra ile olan atışmalarımız geldi. Burnum anında sızlamaya başladı. Biraz daha durursam onların önündü ağlayacktım herhalde. Mert'in omzundan destek alarak ayağa kalktım "Neyse benim uykum geldi siz devam edin oynamaya." Hepsi susarak bana bakmaya başladı. Beni yalnız bırakmamak için türlü türlü şeyler yapıyordular. Sırf kafam dağılsın diye. Ama benim aklımda zaten hep Kayra vardı.
"Ne? Uyumakda mı suç oldu?" Gözlerimi devirip merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım.
Odama girdiğimde gözümdün yaşlar düşmeye başladı. 5 ayda ne kadar toparlanmış gibi görünsemde hepsi arkadaşlarım içindi. Hala ilk günkü gibiydim ben.
İlk haftalar odamdan hiç çıkmadım. Baya bir kilo kaybettim bu yüzden. Hala daha alamadım kilolarımı. Kayra burda olsaydı bana çok kızardı. Yemekleri ağzıma tıkıştırmaya başlamıştı bile. Onun sayesinde kilo almıştım zaten
Pencerinin yanına doğru yürüdüm.
Kayra ile pencerenin önünden oturuduk hep. İnsanların dedikodusunu yapardım ben. Oda insanlar bizi iliglendirmez derdi. Ama her zaman konuşmamı gülerek seyr ederdi.
Birden hızla geçen motor sesi ile irkildim. Ayağa fırladım hemen. Bu mahalleden asla motor geçmezdi ki. Yollar çok taşlı olduğu için Kayra'dan başka kimse gelmezdi. Hemen aşağıya doğru gidecektim ki telefonum çalmaya başladı.
Avukatım arıyordu. Beklemeden açtım. Umarım güzel haberler için arıyordur.
"Alo." Nefesimi tutarak telefonun diğer tarafından ses gelmesini bekledim.
"Alo Pınar hanım?"
"Evet Hasan bey dinliyorum." Boğazını temizlediğini işittim.
"Davanın güncel durumunu haber vermek için aramıştım." Görmeyecek olsa bile kafamı salladım.
"Buyrun devam edin lütfen." Arkadan kağıt hışırtıları geliyordu.
"Biz Serkan beyle olan davamızı sonlandırmış bulunuyorum Pınar hanım." Kaşlarım çatıldı.
"Ne diyorsunuz Hasan bey? Daha kazanamadık o davayı nasıl sonlandırıyorsunuz? Hemde benden habersiz."
"Pınar hanım Serkan bey herşeyi hall etmiş. Kamera kayıtları deseniz yok içkili olduğunu savundu bu yüzden sadece sarhoş araç kullanma cezasını ödedi." Yatağıma doğru gidip oturdum.
"Dava resmi olarak kapandı mı?" Diye sordum ellerimi saçlarımdan sinirle geçirirken.
"Bugün gelip evrakları imzalamanız gerekiyor. İmzaladıktan sonra dava resmi olarak kapanacak."
Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp saate baktım. 6-ya geliyordu saat. Bir saate hazırlanıp çıka bilirdim herhalde.
"Peki bir saate ordayım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Romancesevgilisi ile birlikte girdiği kazada sevgilisinin öldüğünü zann ediyordu Pınar. Taki tekrar karşılaşana kadar. ama bir problem vardı. sevgilisi hafızasını yitirmişti. Kendini tekrar hatirlata bilecek mi?