"Neredeydin bu saate kadar?" Dedi Mert aynı soruyu 5. kez tekrar sorarak.
Ben de tekrar cevap vermedim. Halının desenlerini incelemekle meşguldüm.
Bütün yolu ağlayarak gelmiştim. Yolda insanların tuhaf bakışlarına maruz kalsam da umursamadım. Gece 2 olduğunda sonunda eve varmıştım. Beni kapıda bekleyen Mert'i beklemiyordum tabii ki.
Beni içeri sokarak azarlamaya başlamıştı ve hala daha devam ediyordu.
"Üstüne gitmes-" Fulya'nın lafını bağırarak böldü.
"Ne demek üstüne gitme ya! Gecenin 2si eve geliyor." Ayağa kalktım.
Merdivenlere doğru gidecekken Mert kolumu tutarak beni durdurdu.
"Nereye?" Dedi sinirle yüzüme bakarak. Gözlerimi gördüğünde çatılmış kaşları havalandı.
"Ne oldu Pınar?" Diğer kolumu da tutarak bedenimin tamamen ona doğru dönmesini sağladı.
Başımı iki yana salladım. Tekrar kaşları çatıldı.
"Bana yalan söyleyemezsin aptal. Şimdi ne olduğunu anlat."
Yutkunduğumda boğazımdaki düğümü hissettim.
"Birşey yok. Sadece yürümek istedim. Haber vermeyi unuttum."
Salonda herkes vardı. Benim yüzümden hiçbiri uyumamıştı.
"Özür dilerim merakta bıraktım sizide." Dedim hepsinde bakışlarmı gezdirerek. En sonunda Mert'e kaydı gözlerim.
"Senden de öz-" Aniden sarılmasıyla dursamda bende kollarımı beline sardım ve kafamı göğsüne yasladım.
Mert benim abim gibiydi. Kan bağımız olmasada ben onu abim olarak görüyordum. Oda beni kardeşi gibi. Çocukluğumda neler çektiğimi bir Mert biliyordu.
Birde tabii Kayra. Ona herşeyi anlatamasamda neler yaşadığımı az çok biliyordu.
"Odama gidip uyumak istiyorum." Dedim hala ona sarılı haldeyken.
Birbirmizden ayrılığımızda merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladım.
Odama girdiğimde kendimi hemen yatağa attım.
Başımın belaya gireceğini düşünüyordum. Hakan ve Serkan'ın beni rahat bırakmıyacağını biliyordum.
"Of." Hiçbir şey düşünmemek istedim. Sadece Kayra'yı düşündüm.
Onu özlediğimi iliklerime kadar hissediyordum. Gözümden çeneme doğru bir yaş aktı. Belkide onun yanına gitmeliydim.
Telefonumu elime alıp saate baktım.
03:45.
Göz yaşım telefonun üzerine düştüğünde ayağa kalktım.
Dışardan geldiğim kıyafetlerle olduğum için sadece dolabı açıp üzerime bir ceket aldım. Yaz akşamı da olsa hava esiyordu.
Banyoya gidip yüzümü yıkadım ilk önce. Aynadakı yansımam berbat ötesiydi. Göz altlarım uykusuzluktan morarmıştı resmen. Herhalde gece vakti görmezdi Kayra göz altarımı.
Saçlarıma kaydı gözlerim. Hep saçlarımı tarardı. Babamın çektiği saçlarımı o okşardı. Arada sırada kızılım derdi bana. Eskiden hep saçıma türlü türlü bakımları yapardım sırf o saçımı okşayıp,kokluyor diye.
Saçlarımdaki tokayı açıp tarağı elime aldım.
"Saçlarımı tarar mısın?" dedim kapıya yaslanmış şekilde beni izleyen Kayra'ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Romancesevgilisi ile birlikte girdiği kazada sevgilisinin öldüğünü zann ediyordu Pınar. Taki tekrar karşılaşana kadar. ama bir problem vardı. sevgilisi hafızasını yitirmişti. Kendini tekrar hatirlata bilecek mi?