15. BİR KATİL YARATMAK
"Bir katil olmaktan daha aşağılık bir şey varsa, o da bir başkasının canını dahi yakamayacak bir insandan katil yaratmaktır."
Albert Camus
🗝₊˚⊹
(şarkılar)
bunlarla okumanızı öneririm.mesela yani, kayra
head and my heart, ruelle🗝₊˚⊹
Laden
Moskova Yolu
"Bir ortamda hiç kimse hiçbir şeyi bilmiyor ise, bir kişi her şeyi bilebilir."
Annem çok fazla kelimeleriyle kafama giren bir kadın değildi. Bir bakışı, dokunuşu ya da o mavi gözlerinde karşılaştığım hisler yeterdi genelde onu anlamaya ama konuştuğunda ortalık kan gölüne dönüyordu. Bu yüzden olsa gerek, söylediği her bir cümle bir kitaptan okumuşum gibi alıntılar halinde zihnimin önemli bir köşesini kaplıyordu. Annemle hiçbir zaman kusursuz bir iletişimimiz olmamıştı. Ben çok konuşmaz, o hiç dinlemezdi.
Eğer bir odada herkes yaşananlardan ve yaşanacaklardan habersiz ise, yeterince akıllı olan kişi istediği yalanı uydurabilir, oynatabilir ve herkesi de buna kandırabilir demekti bana kurduğu bu cümle ve bunu annemden ilk defa işittiğimde on iki yaşındaydım.
"Biliyorsun," diye fısıldamıştı annem çaldığım melodi ile uyumlu bir şekilde Bale stüdyosunda dans ederken. Plié'ydi yaptığı duruşun ismi ve bana annemin bir kuğu olduğunu düşündürtürdü hep. Çocukken onun hayatımda gördüğüm ve görebileceğim en güzel kadın olduğuna inanırdım. O öldükten ve ben büyüdükten sonra bile uzun bir süre öyle olduğuna inandım. Sonra o kızı gördüm. Ben aslında güzellik hakkında bir bok bilmiyormuşum.
"Hiçbir şey bilmemek suç değildir, Laden. Hayat hiçbir zaman gerekli bilgileri altın tepside sunmaz, bazen her şeyden bir haber yeni sudan çıkmış bir balık gibi çırpınabilirsin. Herkes öyledir aslında. Hiçbir şey bilmiyorum diyerek kenara çekilen yem, hiçbir şey bilmiyorum o zaman her şeyi biliyormuş gibi yapabilirim diyen ise avcı olur."
"Biliyorum," diye fısıldamıştım piyanonun tuşlarından parmaklarımı anlık olarak ayırırken. Annemin gözlerindeki bakışlar şu an bile zihnimde parlıyor. Uzun kirpiklerinin altından sadece onun gözlerinde tanık olduğum o öfke ile bakmıştı bana. Gözleri yeşil değildi, ailesinin erkeklerine miras kalan o tondan birazcık bile yoktu irislerinde. Ancak onun bakışları da zehirliydi içinde binlerce silah kuşanmış kelimeleri taşıdığından.
"Sen hangisisin, Laden? Ben bir av mı yetiştiriyorum, yoksa avcı mı?"
"Avcı,"
O zaman bunların hepsi sadece kelimeydi, varsayımdı. Anneme yalan söylemiştim, avcı olacak hiçbir niteliğim yoktu. Hiçbir zaman gerçekten avcı olmam gerekmemişti ve hiçbir zaman evimin güvenli duvarlarının ardına ulaşmak zorunda kalmamıştım. Çocukken elimin silah bile tutmadığı zamanlarda, beni kime sorsanız size aynı şeyi söylerdi; bu çocuktan katil olmaz, o bir böceği bile incitmez. On üç sene sonra evimde senelerdir çalışan ve beni tanıyan insanlara yine sorsanız bunu; Gözlerine bakamıyoruz, derler. Bize vahşeti çağırdığından.
Bir katil yaratmak, tüm mesele bu işte. Düşünsene, bir çocuksun ve annenin kollarında gözlerini açıyorsun dünyaya her şeyden bir habersin ve istemediğin hiçbir yükü taşımak zorunda değilsin. Annen ve baban orada. Katil olmak zorunda değilsin. Sonra büyüyorsun. Kimsenin bilmediği aile sırlarını sadece senin kulağına fısıldıyorlar. "Acı, birisi onu hissetmeye hazır olana dek bekler ve öylece nesilden nesile akar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOSTYEV SARMALI
RomancePANTHEA VE PETROVICH MİRASI SERİSİ, İLK KİTAPTIR. {Etkileri küçük de olsa, Romeo ve Juliette retelling'dir.} 🗝₊˚⊹ Rusya'nın, Romanov ailesine soyu dayanan en asil ailelerinden Petrovich'lerin son oğlu bir suikasta kurban gider. Yakov Petrovich'te...