16. IŞIĞIN İÇİNE SIZDIĞI YER"Yaran ışığın içeri sızdığı yerdir. Seni acıtan, üzen, sende yara açan her şey aynı zamanda seni kutsar. Karanlık senin aydınlatıcı mumundur. Yıkımın olduğu yerde hazine bulunur. Yaralarından kaçma! Yaraların, ışığın içine nüfuz edeceği yerdir..."
Mevlana Celaleddin Rumi
🗝₊˚⊹
(Şarkılar)
but you, alexandra savior
you already know, Evita
🗝₊˚⊹Leningrad, Kostyev Malikanesi
yirmi sene önce
"Uyu güzel bebeğim, uyu." Soğuk camdan kaçıp içeri sızıyordu ve genç kadın her zaman yaptığı gibi tüm camları sonuna kadar açmıştı. İleride çocuklarının soğuktan korkmasını ya da saklanmasını istemiyordu. Bu soğukta büyüyeceklerse, önce onu benimsemeleri gerekirdi. Böylelikle soğuğun onları hasta etme ihtimali de, güçsüz düşürme olasılığı da kalmazdı. "Laden," diye fısıldadı oğlunun koyu sarı saçlarının arasına öpücükler bırakırken. "Bu gece çok huzursuzsun, neden uyumuyorsun?"
Kimse oğullarının gerçek yaşını da, gerçek ismini de, nasıl göründüğünü de bilmiyordu henüz. Çok yakında beş yaşına gelecekti oğlu ancak evliliklerini sakladıkları gibi, bebeklerini de uzun bir süre herkesten saklamışlardı. Öğrendiklerinde ise çoktan bebeği riskte olduğu yaşı geçmişti ve yine de kimse onun suratını bile görmemişti, şimdi de karnındaki bebeğini bilmiyorlardı. Çocuklarını korumaları adına, Artem bir öneri sunmuştu. Kimsesi olmayan yetim bir çocuğu yanlarına alıp, Artem'in ilk varisiymiş gibi büyüteceklerdi. Bu şimdilik işe yarıyordu.
Herkes o çocuğun bir varis olduğuna inanıp ona yoğunlaşırken sonradan doğduğunu düşündükleri Laden'i, en azından şimdilik, kimse umursamıyordu. Polina birinin gerçek soyadını öğrenmesi durumunda işlerin böyle yolunda gitmeyeceğini biliyordu ancak şimdilik, birazcık huzur bulmak adına oğlunun güvende olduğuna inanabilirdi.
Bu ülkedeki en güçlü adamlardan birini aşık olmuş ve onunla evlenmişti. Pişmanlık çekmiyordu da bundan. Ailesini koruyabilecek kadar kuvvetli bir adamı seviyordu en azından.
"Bu gece uyumak istemiyorum." dedi küçük Laden ve kollarını annesinin boynuna doladı. Büyük yeşil gözleri henüz zalimlik denen zehirle kaplanmamıştı ve sıcacık bakıyordu. Öyle büyüktü ki gözleri, Polina kendi oğlunun bakışlarına karşı koyamayıp onu yatağından kaldırarak kollarının arasına çekmişti. Oğlunun gözlerinin içerisinde büyülü bir şeyler varmış gibiydi ve o gözlere karşı çıkmak neredeyse imkansızdı. Kollarının arasında onu sıkıca tutarken, "Neden uyumak istemiyorsun?" diye sordu. Uzun sarı saçlarını yaptığı topuz rüzgar yüzünden dağılıyordu.
"Bana ninni söylemedin," diye fısıldadı Laden. Üzerindeki pijamaları babası ona yeni almıştı ve öyle yumuşaktı ki dokusu, gündüz bile onlarla gezinmek için ısrar etmeye başlamıştı. Polina bazen oğluna kıyamayıp izin veriyordu. Gerçekte, ona asla kıyamıyordu ki. Bu çocuğa hayır demek çok zordu, gönlü ona olan sevgisiyle büzüşüyordu resmen. "Şu Ukraynaca ninniyi her gece söylüyordun." Hafifçe gülümseyip saçlarını öptü oğlunun. Polina, Rodeon'un o ninni ile uyumaya alıştığını biliyordu. O da kendi büyükannesinden öğrenmişti ninniyi ve melodisi öyle çok ruhunu ısıtıyordu ki, kendisini aynı kelimeleri doğduğu ilk andan beri oğluna mırıldanırken bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOSTYEV SARMALI
RomancePANTHEA VE PETROVICH MİRASI SERİSİ, İLK KİTAPTIR. {Etkileri küçük de olsa, Romeo ve Juliette retelling'dir.} 🗝₊˚⊹ Rusya'nın, Romanov ailesine soyu dayanan en asil ailelerinden Petrovich'lerin son oğlu bir suikasta kurban gider. Yakov Petrovich'te...