YEDİ: SAVAŞTA SADECE ÖLÜM KAZANIR

161 18 88
                                    


7. SAVAŞTA SADECE ÖLÜM KAZANIR

"Şeytan yoksa, o zaman onu insan icat etmiştir; hem de kendi benzeri olarak."

Dostoyevski.

🗝₊˚

Leningrad, Koschei Üssü

Seneler önce, beyaz bir aralık gecesi.

Chopin Nocturne No.20.

Büyük malikanenin koridorlarını inleten piyano sesi, oğlunun odasından geliyordu. Hiddetli fakat bir o kadar da nazik basıyordu çocuğun parmakları tuşlara, elinin altından kayıyordu notalar ve aralık camdan içeri sızan kar tanelerine karışıyorlardı.

Beyaz bir gecenin, koyu mavi bir gökyüzünün altında hayatında son kez piyano çalıyordu Rodeon Kostyev ve annesi ile son kez paylaşıyordu bu anları.

Bu beste, bu müzik bir çocuğun hayatının sonlarına eşlik ediyordu şimdi.

Polina Kostyeva odaya girdiğinde gözleri yaşlarla parlıyordu. Rodeon onun geldiğini duymamıştı. Piyano, her daim onu etrafından soyutlama gücüne sahip olan tek şey olmuştu zaten. Annesi ona bu yeteneği henüz çok küçük yaşlarda bağışlamıştı. Örgütteki yaşıtları askeri eğitimlere giderken, Polina küçük oğlu ile kendisini piyano salonlarına kilitlemiş Artem'in kapıya vuran yumruk sesleri kaybolana dek, oğluna sarılarak bu notaları öğretmişti. Küçük kızı da koltuğa uzanmış, abisi ve annesinin bu anına ortak olmuştu. Piyano sesi bazen onu uyuturdu.

Rodeon, son notasına bastığında annesinin varlığını fark etti. Polina, beyaz saten elbisesi ve sırtından aşağı salınan küllü sarı saçları ile, bir meleğe benziyordu. Mavi-yeşil arası parlayan gözlerinde, sadece onun ailesine has bir ton vardı. Karşısındaki oğluna da miras bırakmıştı o yeşili. Abisinde, babasında ve tüm amcalarında olan o ton, neyse ki onlarla beraber ölmemişti.

Biricik oğluna baktığında, abisini görmediği tek bir an yoktu. Bunun için üzülmediği tek bir saniye olmamıştı. Onu lanetlediğini düşünüyordu. Oğlu bir Petrovich'ti, onun kim olduğunu duyan herkes bunu saniyesinde anlardı. Polina hakkında örgüt içerisinde dönen dedikodular seneler geçmesine rağmen kesilmemişti çünkü.

"Mama," diye fısıldadı on üç yaşının son günlerini yaşayan oğlan. Boyu daha da uzamış, eskiden annesininki gibi küllü bir sarı tonunda olan saçları artık tamamen koyulaşmaya başlamıştı. Yakov, diye geçiriyordu içinden Polina her ona baktığında. Ailesine intikamı böyle cezalandırılıyordu demek ki, sonsuza kadar abisinin kopyası bir oğlan çocuğuna delicesine bir sevgi beslemek zorunda kalarak.

Oğlunu korumalıydı. Petrovichleri bitiren o lanet, oğlu için de gelmemeliydi.

"Benim güzel, Laden'im." Polina oğlunun piyano sandalyesine oturduğunda, kollarını çocuğun boynuna doladı. Kocası Artem, oğlunun sadece bir Rus ismine sahip olacağı konusunda diretmişti doğduğu gün. Ancak Polina, gençliğinde Akdeniz'e gittiğinde gördüğü o pembe bitkilerin ismini vermek istemişti oğluna. İsmi gibi güzel olacağını düşünmüştü. İstediğini başarsa da, sadece ikinci isme müdahale edebilmişti.

İlk ismi Rodeon'du, Rodion'dan gelen bu Rus ismi, kahramanın şarkısı demekti. Ancak Polina oğlunun bir kahraman ya da savaşçı olmasını istemiyordu. O, oğluna kendisinin asla sahip olamadığı normal bir hayat bahşetmek istiyordu.

KOSTYEV SARMALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin