[3]

33 10 58
                                    

bölüm üç
bir insanı öldürdün mü geri dönüşü yoktur

kasabanın kilisesi, cenaze töreni, hongjoong 12.31

cenaze töreninin bitimiyle beraber kiliseyi dolduran kalabalık derin bir nefes verirken hongjoong, oturduğu yerden kalkıp hızla günah çıkarma odasına ilerliyor. kilise karmaşa içerisinde; diyakon ve papazlar ilahi söylemekle meşgul. tabut kiliseden dışarı taşınacak olduğundan neredeyse herkes ayakta. cenaze töreni ardından günah çıkarma odasına gitmesi çok absürt görünsede adımlarını hızlandırıyor ve odaya girerek kapıyı arkasından kapatıyor.

boynundaki haç'a gidiyor eli, çarmıhı okşuyor parmak uçları. kapı çok geçmeden açıldığında ise karşısında beklediği kişi duruyor, haç kolyesinde oyalanan parmakları sevgilisinin ensesinde birleşirken sırtının duvarla buluşması uzun sürmüyor.

dudakları birleşiyor anında, tatlı tatlı mırıldanıyor sevgilisinin dudakları arasına.

tutukları nefeslerin sonuna geldiklerinde ayrılıyorlar aheste aheste. seonghwa, özlemle bakıyor sevgilisinin gözlerine.

“bir cenazede bunu yapmamız doğru değil ama sana çekilmeden duramıyorum. ”

parmak uçlarına kalkıp yanağını öpüyor, ensesindeki parmakları uzamış saç tutamlarına dolanırken.

“biz öldürmedik ya. sevmezdim zaten onu, ayrıldıkları gün wooyoung'u herkesin önünde çok rencide etti. aldatıyormuş oysa, daha azı beklenemezdi. ”

“wooyoung demişken, ” yutkunuyor hongjoong. dili dudaklarının üzerinde gezinirken gözleri buluşuyor. “sence o mu yaptı? yani.. öldürenin o olduğunu mu düşünüyorsun? ”

seonghwa, sevgilisinin dudaklarına minik bir öpücük kondurup alnına düşen tutamları geriye itti nazikçe. “bence wooyoung yapmadı ama yapan o olsaydı eğer, yapmakta haklı olduğunu söylerdim. ”

kaşları çatıldı kısa olanın. “nasıl yani? ”

“aldatıldığını görünce sinirlenip öldürmüş olabilir ve böyle bir durumda bence wooyoung daha haklı olurdu. sonuçta ilişkilerini gösterdikleri kadarıyla acı çeken hep wooyoung oldu ve aldatılması onu intikam almamak için tutan sınırlarını koparmış olabilir.”

“böyle söyleyince.. wooyoung'un onu öldürmek için çok nedeni var ama sen diyorsun ki wooyoung yapmadı? ”

“içimden bir ses wooyoung'un masum olduğunu söylüyor güzelim. ”

“öyle diyorsan.. ” ve dudakları yeniden buluştu.

polis karakolu, san 12.47

gözlerinde birikmeye hazırlanan yaşları elinin tersiyle silerken gerginliğinden salladığı bacağını durduruyor san. arkadaşının cenaze töreninden sonraki dualara katılamadan kiliseden ayrılmak zorunda kaldığı için kalbinin derinliklerinde bir suçluluk hissetmesinin önüne geçemiyor. ona düzgün bir veda edemediğinin farkında ancak burada olma nedenin yine arkadaşı için olduğunu hatırlatıyor kendine. bu onu biraz olsun sakinleştiriyor.

“yang taehyun'un otopsi raporunun sonuçları için buradasın, değil mi delikanlı? ”

kendisine yaklaşıp konuşmak için eğilen memura başını sallayarak onay veriyor hızlıca.

memur, aldığı cevap ile san'ın karşısındaki eskidiği için derisi dökülmeye başlamış tekli koltuğa oturuyor ve elinde tuttuğu dosyayı dizlerinin üstüne bırakıyor.

“yang taehyun'un bedeninde büyü izlerine rastladık. ”

tüm tüylerinin diken diken olduğunu hissediyor, omuzları duyduklarıyla gerilirken çenesi kasılıyor.

asperaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin