bölüm yedi
sevgi hakkında onlarca slogan atıyorlardı ama içleri nefret doluyduyunho'nun evi, yunho/mingi 20.24 (M)
evin kapısı aralıksız çalınmaya devam ederken koltukta uyuyakalan yunho yerinden sıçrıyor. kafası pencere pervazına çarparken acı bir mırıltı kaçıyor dudaklarından.
mingi'nin geldiğini bilerek sakinlikle ilerliyor kapıya, onu uykusundan korkutarak uyandıran başkası olsaydı bu sakinliğin çeyreğini bile yansıtamayacağını bilerek açıyor kapıyı.
kapıyı açması ile belinden tutulup çekilmesi bir olurken sırıtabiliyor sadece. yunho'nun ailesinin henüz evde olmadığını bilmenin verdiği rahatlıkla bir öpücük bırakıyor güldüğü için gerilen dudaklara.
yunho, dudaklarını ayırmak istemeyerek mırıldanıyor ve yakasından tutarak içeri çekiyor boyası akmış saçlara sahip oğlanı. artık tamamıyla siyah belini okşayan oğlanın saçları, yakın zamanda yine kendisine boyatacağını bilerek gülüşü genişlerken kapı kolunu boştaki eliyle çekiyor ve kapatıyor tahta kapıyı.
tuttuğu yakayı daha çok çekiştirirken mingi'nin dilini dudaklarının üzerinde hissettiğinde, anında aralanıyor dudakları. dilleri buluşurken mingi'nin dili, umursamazca damağına sürttüğünde kollarındaki tüm gücün çekildiğini hissediyor, kayıyor yakayı sıkıca kavramış elleri.
oğlanın sersemlediğini fark edince kıkırdıyor dudaklarını ayırmadan. belini daha sıkı sararken duvarla arasına alıyor kendisinden birkaç santim uzun olsada daha naif olan oğlanı.
yunho, duvara yaslanan sırtını yadırgamadan yeniden dudaklara doğru atıldığında çenesini kavrayan el nedeniyle duraklıyor. soran gözlerle bakıyor elin sahibine.
mingi, çenesini okşadıktan sonra boynuna sarıyor elini. sıkmıyor, yalnızca okşuyor ve elleri şah damarının üzerinde fazlasıyla oyalanıyor. yunho, boynundaki okşama hoyratlaştıkça duvarla arasında kaldığı bedenin kollarında erirken öpme çabalarından vazgeçerek ayak uyduruyor ona.
mingi, kendisinin bile şaşırtan bir içgüdüyle önündeki tertemiz boyuna bakarken kaşınan dişlerine sürtüyor dilini. hayatında her şeyi fazlasıyla düşünen biri olmamıştı hiç, yine sonuçlarını düşünmeden atılıyor yeterince davetkar görünen boyuna. önce dişlerini sürtüyor, ardından iz bırakmayo göz ardı ederek dişlerini geçiriyor sertçe. aynı anda boynunda hissettiği acıyla sızlanıyor yunho, ilk defa bu kadar ileri gitmelerinin yanında tam anlamıyla ön sevişme yapıyor olmalarının farkına varması ile kalbi mümkünmüş gibi daha çok hızlanıyor.
“mingi”
boynunu yarın yokmuşcasına ısırıp çekiştirmeye devam eden oğlana mırıldanıyor heyecandan kısılan sesiyle. düzensizleşen nefesleri yüzünden olsa gerek, her kelimesi sızlanma gibi geliyor mingi'nin kulağına.
“hm” dişlerinin uzaklaştığı boyuna dudakları dolanıyor hemen, öpücüklerini dizmeye başladığında kanın alt taraflarına doğru aktığını bilmesi, boynuna izlerini bıraktığı kişinin hemcinsi olduğunu hatırlatıyor ancak mingi iğrenmiyor, aksine öpücüklerini daha da yoğunlaştırıyor; hemen çekilmiyor ve dudaklarını kaldırmıyor, severek öpüyor.
“daha ileri gitmek ister misin? ”
duyduğu fısıltı onu duraklatıyor, altındaki bedenin kasıldığını hissederek başını kaldırıyor gömüldüğü boyundan, göz göze geliyorlar. “ilkini benimle yaşamak istediğine emin misin? pişman olmanı istemiyorum. ”
yunho, az önce sorduğu soru yüzünden korkup sesi titreyen kendisi değilmişcesine gülümsüyor ve burunlarını birbirine sürtüyor.
“14 yaşından beri öpüşüyoruz biz, mingi. tüm ilklerimi seninle yaşadım, yaşıyorum ve yaşayacağım, hiçbirinden de pişman değilim.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspera
Fanfiction"bu yüzden iyi bir cadının hak ettiği tek kader ölümdür" aspera'nın gençleri, dört gözle bekledikleri mezuniyet partilerinde bir ölüme şahit olacaklarını akıllarının ucundan bile geçirmezdi. ölen oğlanın kasabanın tek büyücüsü jung wooyoung'un berba...